Cinsel Eğitim

“Cinsel eğitim” denince kişilerin aklına ilk gelen vücut kısımlarının isimleri, fonksiyonları, üreme ve bununla ilgili konular olmaktadır. Gerçekte cinsel eğitim bundan çok daha kapsamlı ve anlamlı dır olmalıdır. Cinsel eğitim bireyin fiziksel, duygusal, zihinsel ve cinsel gelişimini anlaması, olumlu bir kişilik geliştirmesi, başkalarının haklarına, görüş ve davranışlarına saygılı bir bakış açısı edinmesi ve olumlu davranış biçimleri ve değer yargıları geliştirmesi eğitimidir.

Cinsellikle ilgili bilgilerin verilmesi ne çok erken, ne de çok geç olmalıdır. Çocuğun gelişim ve zeka düzeyine uymayan bilgi, güçlük yaratır. Bu nedenle çocuğa istediği anda basit, kısa, gerçek ve endişesiz cevap vermek gerekir.

* Zihinsel özürlü bireylerde yargılamanın yetersiz oluşu, gerçek ve gerçek olmayanı ayırt etmedeki güçlükleri ve kolaylıkla istismara açık olmaları nedeni ile de cinsel eğitimin verilmesi gereklidir.

Zihinsel özrü olan bireyin, duygusal olarak da özürlü ol duğu ması düşünülmemelidir. Herkes gibi bu bireyler de karşı cinse ilgi duyabilir, sevebilir ve cinselli ği k yaşayabilir. Ne kadar engellenmeye çalışılsa da, ergenliğin getirdiği fiziksel ve psikolojik değişiklikler mutlaka yaşanacaktır. Bu yüzden cinselliklerinin farkına varmaları engellenemez. Bu, normal bir süreçtir. Pek çok zihinsel özürlü, cinsel davranışların bir yeri nin ve zamanı nın olduğunu öğrenebilecek kapasiteye sahiptir.

Zihinsel özürlüler, zihinsel özürlü olmayan bireylerle aynı cinsel duygu ve isteklere sahip olmalarına karşın; düşünce, tutum ve etkinliklerde farklılıklar gösterebilmektedirler. Bazen cinselliğin karmaşıklığını anlamakta ve bunu yaşamlarına geçirmekte yardıma gereksinim duymaktadırlar.

Zihinsel özürlü bireylerin cinselliği, sıklıkla sorun olarak görülmektedir. Oysa, tüm bireylerde olduğu gibi zihinsel özürlü bireylere de cinselliği keşfetmeleri, kendi cinselliklerini olumlu şekilde ifade etmeleri ve cinselliği sağlıklı biçimde yaşamaları için fırsat verilmesi gerekmektedir.

Cinsel tabular nedeniyle çocuğun ve gencin yeterince bilgilendirilmemesi, bu konudaki soruların ın geçiştirilmesi ve “ayıp” konular olarak tanımlanması önemli sorunlardan biri sidir. İster geç, ister normal gelişim göster sin en tüm çocuklar, bu konuda bilgilenme hakkına sahiptirler.

Zihinsel özürlüler, akranlarıyla aynı basamaklardan geçerek cinsel gelişimlerini sürdürürler. Bu konuda yapılan çalışmalar, ileri ve ağır derecedeki zihinsel özürlülerin cinsel gelişimini, hafif derecede olanlardan daha geç tamamladıklarını, cinselliklerini olumlu biçimde ifade edebilmeleri için ilave eğitim ve desteğe ihtiyaçları olduklarını göstermektedir.

Zihinsel özürlülerin, cinsel gelişimleri normal olmasına ve diğer bireylere oranla daha yüksek düzeyde cinsel istismara maruz kalmalarına rağmen, cinsel eğitimleri göz ardı edilmektedir.

Bunun nedenleri şu şekilde sıralanabilir;

* Zihinsel özürlü bireylerin daima çocuk olarak kalacakları ve cinsel gereksinimleri olmayacağı için cinsel eğitime de gereksinimleri olmadığı konusunda yanlış inanışlar vardır.

* Bazı anne-babalar cinsel bilgiye sahip olan çocukların, bunları denemeye meyilli olacakları ve bu nedenle zarar görecekleri konusunda korku yaşarlar. Aileler, çocukları cinsel bilgiye sahip olmadıklarında, cinselliklerini ifade etmek için bir istekte bulunmayacakları ümidini taşırlar.

* Bazı anne-babalar, çocuklarıyla cinselliği tartışırken güçlük çekerler. Özellikle de çocuklar zihinsel özürlüyse ve kavramları anlamakta zorlanıyorsa bu daha da güçleşir.

* Bazı anne-babalar ise, çocuklarıyla cinselliği konuşma girişiminde bulunur , ; fakat bilgileri çocuğun anlayabileceği biçimde ifade edemedikleri için sorun yaşarlar. Bu başarısızlıklar ise, anne-babaların bu girişimleri bırakmasına neden olur.

Zihinsel özürlü bireylerde yargılamanın yetersiz oluşu, gerçek ve gerçek olmayanı ayırt etmedeki güçlükleri ve kolaylıkla istismara açık olmaları nedeni ile de cinsel eğitimin verilmesi gereklidir.

Pek çok araştırmacı, yaptıkları çalışmalarda, özürlü bireylere cinsel konularda yeterli bilgi verilmediğini bulmuşlardır. Normal çocukların arkadaş ve anne-babadan bilgi alma şanslarının özürlü çocuklardan daha yüksek olduğu bilinmektedir. Gerçekten de özürlü çocukların yeterli arkadaşı yoktur. Pek çoğu özel bir eğitim programı içindedir ve ayrıca bilgiyi ve olayları anlama ve değerlendirmede sınırlılıkları vardır. Anne-babasından da bilgi alamayan özürlüler için ise bilgi alma kaynağı olarak medya görülmektedir. Oysa çocuk ve gençlerin medyadan bilgi almasının bazı tehlikeleri vardır. Medyada ki sunulan tüm modellerin doğru olduğu söylenemez. Ayrıca çocuğun bu durumda soru sorma ve , merak ettiklerini tartışma şansı yoktur. Bu nedenle de anne-babalar, zihinsel özürlü bireylerin cinsel eğitimine gereken önemi vermelidirler.

Zihinsel özürlü bireylere cinsel eğitim verilmesinin yararları;

* Sosyal becerileri arttırmak,
* Haklarını koruma/savunma becerilerini geliştirmek,
* Daha fazla bağımsızlık sağlamak,
* Vücut bakımı ve hijyeni sağlamak,
* Kendi cinselliği ile ilgili daha fazla sorumluluk alma yeterliğini kazandırmak,
* Cinsel istismara maruz kalma, cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma ya da hamile kalma riskini en aza indirmek,
* Cinselliğini ifade etmek üzere daha kabul edilebilir davranış geliştirme ve uygun olmayan davranışları azaltmaktır.

Yeterli cinsel bilgiye sahip olmayan zihinsel özürlü bireyler, istismara daha fazla maruz kalmakta ve aynı zamanda cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma ya da gebe kalma riski de artmaktadır.

Bu risklerin artış göstermesindeki başlıca nedenler;

* Cinsel konularla ilgili bilgi yetersizliği,
* Cinsellikle ilgili bilgilerin kitap ya da diğer kaynaklar yerine yanlış bilgiye sahip akranlardan edinilmesi,
* Zihinsel gelişim düzeyi,
* Başkalarına fazlaca güvenme,
* Kendini ifade etme becerilerindeki yetersizliktir.

Çocukların cinsel eğitiminde anne babanın yeri çok önemlidir. Çocuk cinsel kimliğine, cinselliğe ilk adımı anne-baba-çocuk üçlüsünün içinde atar. Anne ve babanın çocuklarının cinsel gelişim dönemlerini ve dönemsel ihtiyaçlarını bilmeleri ni ve buna göre davranmaları, çocuklarının sağlıklı birer yetişkin olarak topluma kazandırılması açısından önemlidir nda etkilidir.