Sanat dünyasından ünlülerin isimleri zaman zaman uyuşturucu ile yan yana geldi. Bu nedenle cezaeviyle tanışanlar bile oldu. Daha da vahimi, bazıları madde bağımlılığı nedeniyle erkenden aramızdan ayrıldı.
Hal böyle olunca kamuoyunda sanatçıların ekseriyetinin uyuşturucuyla olan imtihanı baştan kaybettiği algısı yerleşti. Peki gerçek bu kadar vahim miydi?
UZMANLAR BİRLEŞTİ: MADDE BAĞIMLILIĞI OYUNCULARA MAL EDİLMESİN
AMATEM’in kurucusu Psikiyatrist Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, sanat camiasının ünlü Psikoterapisti Çağatay Öztürk, Psikiyatrist Yard. Doç. Dr. Serdar Nurmedov ve Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Erkaya ile sanatçıların madde bağımlılığı meselesini masaya yatırdık. Dört uzman; şu konularda birleşti:
1) Maddeyi sadece sanatçıların kullandığı düşüncesi çok büyük haksızlık.
2) Oyuncular, gözönünde bulunduğu için madde kullanımı kendilerine mal ediliyor.
3) Mahremiyetleri olmadığı için duyulacak korkusuyla tedavi merkezlerine bile başvuramıyorlar.
4) Bağımlılık, sanatçı değil insan sorunu olduğu için devlet politikası olarak ele alınmalı.
Uzmanlarımızdan bazıları basında verilen haberlere dikkat edilmesi gerektiği vurgusu yaparken, bazıları ise basınımızın Avrupa basınından daha dikkatli olduğunu söyledi.
ÜNLÜ PSİKOTERAPİST ÇAĞATAY ÖZTÜRK
‘OYUNCULAR ARASINDA NAMAZ KILAN DA VAR’
Ünlü Psikoterapist Çağatay Öztürk, madde bağımlılığının son dönem oldukça arttığını belirterek, ‘Ben, oyuncular arasında daha yaygındır düşüncesini kabul etmiyorum’ dedi. Öztürk, ‘Oyuncular göz önünde olduğu için bu durumu onlara daha fazla mal ediyoruz. Bu, sanatçılara yapılmış çok büyük bir haksızlıktır,’ diye konuştu.
Her meslek grubunda madde kullanımının olduğunu, hatta kullanımın ortaokul yaşına kadar indiğini ifade eden Çağatay Öztürk, ‘Oyuncuların her yaptıkları çok çabuk duyulduğu için, sanki oyuncular daha fazla madde kullanıyormuş gibi algılanıyor. Mesela oyuncular arasında çok fazla namaz kılan da var, ruhsal gelişime kendilerini adamış kişiler de var. Uyuşturucu kullanan oyuncu yok ya da çok az demiyorum, her sektörden var. Bana gelenler arasında doktor da, bankacı da, hukukçu da, ev kadını da var’ açıklamasını yaptı.
‘SOSYAL İÇİÇİLİK DİYE POPÜLERİST BİR TERİM YAYILDI’
Öztürk,Türkiye’de belli grup uyuşturucular hakkında bir takım yanlış düşünceler olduğuna dikkat çekti. Öztürk; “Falanca uyuşturucu zarar vermiyor, o uyuşturucu ötekinden daha zararsız, bu bağımlılık yapmıyor, deniliyor. Örneğin; sizin vücudunuz her gün 2 kadeh Alkol istiyor ve siz bunu alıyorsanız siz alkol bağımlısısınız. Kişi haftada 2 gün esrar içiyor, “istediğim zaman bırakırım” diyor. 20 yıldır bırakmamış ve devam ediyor. Sadece oyuncular arasında değil, genel olarak sosyal içicilik diye popülerist bir terim yayıldı,”diye konuştu.
‘TÜRK BASINI, AVRUPA BASININDAN DAHA DUYARLI’
Basın mensuplarının oyuncular ile ilgili yaptıkları haberlerden dolayı suçlanması yerine Devlet politikası olarak madde bağımlılığının zararlarının anlatılması gerektiğinin altını çizen Öztürk, sözlerine şöyle devam etti;
‘Türkiye’deki basının özellikle son 5 yıldır, Avrupa’daki basından çok daha sorumlu davrandığını düşünüyorum. Son yapılan 40 kişilik operasyonda bana gelen bir takım ünlüler var. Özellikle basını ya da birini hedef alarak suçlamayı doğru bulmuyorum. Basın günün sonunda işini yapıyor. Türkiye’de önemli dizilerin başrol oyuncularının da içinde olduğu bir operasyon yapılmışsa, bu haberi yansıtmayla alakalı basının olduğu yer, olması gerektiği yerdir.”
‘ÇOCUKLUĞUNDA TRAVMA YAŞAYAN OYUNCULAR DAHA MEYİLLİ’
Çocukluğunda tramva yaşayan oyuncuların madde kullanımına daha meyilli olduklarının altını çizen Öztürk, ‘Çocukluk döneminde yaşanılan bir takım duygusal boşluklar ilerleyen zaman içerisinde doldurulamayınca, en ufak bir boşlukta uyuşturucuya yönelebiliyorlar,” dedi.
‘OYUNCULAR ŞÖHRETLERİNİ YÖNETEMİYORLAR’
Öztürk, oyuncuların çoğunun şöhretlerini doğru yönetemediklerini belirterek, ‘Bana göre oyuncular şöhretlerini, kariyerlerini doğru yönetemedikleri zaman, kendilerini ifade edecek ciddi anlamda dans, spor gibi hobileri yoksa, duygusal boşlukta madde kullanımına yöneliyorlar,’ dedi.
‘MADDENİN YARATICILIĞI ARTIRDIĞI DOĞRU, AMA…’
‘X bir uyuşturucu yaratıcılığı artırıyor deniliyor, ama sizin bir yılda harcayacağınız eforu size bir ayda harcatarak. Alt beyin ve üst beyin arasında kişinin gel gitlerinin olduğu noktada kontrol mekanizması üst beyin tarafından yönetiliyor. Bilinçaltına itilmiş bir takım şeyler kontrol mekanizmanız ortadan kalktığı zaman daha net açığa çıkmış oluyor. Madde, sınırlarınızı ortadan kaldırdığı için bir şekilde yaratıcılığı artırıyor ve tetikliyor gibi gözüküyor olabilir, ancak uzun vadede verdiği zarar çok fazla.’
‘HASTALARIMA ASLA, ‘UYUŞTURUCUYU BIRAK’ DEMİYORUM’
Madde bağımlılığı şikayeti ile gelen hastalarına asla “uyuşturucuyu bırakın” demediğini belirten Öztürk, ‘Önce onlara “ne yapıyorsun, ne içiyorsun, bana bunları söyle” diyorum. Zaten ilk başta “sen maddeyi bırakmalısın” diyen uzmanlara da bir daha gitmiyorlar. Problem uyuşturucu kullanması değil, uyuşturucuya iten sebepler. Onları ortadan kaldırmadığınız sürece “uyuşturucuyu bırakman lazım, terapiye o zaman devam edelim” demek doğru bir yol değil. Bir şeyler için gelip anlatıp, sonra uyuşturucu problemini konuşup, bilinçaltındaki meseleleri çözdükten sonra maddeleri kullanmayı bırakıyorlar. Direkt uyuşturucuyu bıraktırmaya yönelik bir yöntem izlemiyorum. Bilinç altında onu yaptıran şeylerin üzerine gidiyorum’ açıklamasını yaptı.
SANATÇININ ÖRNEK OLMA DURUMU ABARTILIYOR
“Oyuncunun hangi noktada topluma örnek olması gerektiği konusu bizim toplumuzda biraz abartılıyor” diyen Öztürk, sözlerine şöyle devam etti;‘ Sanatçının topluma karşı sorumluluğu var, ama sınırlarının çok iyi bilinmesi gerekiyor. Oyuncu 24 saat tamamen iyi obje olmak durumunda değil. Onun da kendine ait bir takım inişleri, çıkışları olabilir. Uyuşturucu insanlığın problemi. Sanatçı; “Evet ben bunu kullandım, şu anda da tedavi olacağım” şeklinde yaklaşım sergilerse bunun toplum üzerinde olumlu etki yaratacağını düşünüyorum. Ekran önündekiler ne olursa olsun popüler insanlar, nüfus sahibi insanlar. Onların bile bu kadar zayıf noktaları olduğunu görmek, özdeşim açısından ayrıcalık ve yakınlık yaratacağı, bu konuda problemleri olanları tedaviye teşvik edeceği düşüncesindeyim.’
‘TÜRKİYE’DE ETİK KURALLAR ÇİĞNENİYOR’
Madde kullanan ünlülerin diğer insanlara göre çok rahat tedavi olamadıklarını da sözlerine ekleyen Öztürk, ‘Türkiye’de bu konuda etik kurallar çiğneniyor’ açıklamasını yaptı. Öztürk, yurtdışında kişilerin tedavilerini dışarıya sızdırmanın suç olduğunu vurgulayarak, ‘Türkiye’de bazı doktorlar kendileri de o isimle anılsın diye basına haber veriyorlar. Bu da tedavi sürecini baltalıyor’ dedi.
PROF. DR. MANSUR BEYAZYÜREK : BAĞIMLILIK OYUNCU HASTALIĞI DEĞİL, BEYİN HASTALIĞIDIR
İnsan ile ilgili yapılan araştırmaların hiçbir konunun bağımlılık kadar önemli olmadığını gösterdiğini belirten Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, ‘Doktorlar olarak bağımlılığı çözersek tüm ruhsal hastalıkları çözeriz’ dedi.
Basında yer alan oyuncuların madde kullanımı ile ilgili haberleri doğru bulmadığını ifade eden Prof. Beyazyürek: ‘Oyuncular ile ilgili bu kadar sansasyonel haber yapılmasını yanlış buluyorum. Oyuncuların göz önünde olmalarından dolayı madde kullanımı kendilerine mal ediliyor. Oysa ki bağımlılık oyuncu hastalığı değil, bir beyin hastalığıdır. bugün bir muhasebeci, bir doktor, bir avukat da madde bağımlısı olabilir,’ açıklamasını yaptı.
ÇOK SANATÇI DOSTUM VAR, HİÇBİRİ BAĞIMLI DEĞİL
Medya’nın bağımlılıkla ilgili haber yaparken yanında bir de uzman görüşüne yer vermesi gerektiğini belirten Prof. Beyazyürek, ‘Oyuncuların madde kullanımı ile ilgili bu kadar karalanmasını ve madde kullanımının doğru bir mesaj gibi yansıtılmasını basının eksiği olarak görüyorum. Madde kullanımının para ile reklamı yapılsa inanın bu kadar güzel yapılamaz. Ben 35 yıldır bu mesleği yapıyorum. Sanat camiasından önemli yerlere gelmiş bir sürü dostum var, ama hiçbiri madde bağımlısı değil’ dedi.
BAĞIMLILIK HER SINIFTAN İNSANDA GÖRÜLEBİLİR
Madde bağımlılığının 12 yaşa kadar düştüğünü anımsatan Prof. Beyazyürek sözlerini şöyle sürdürdü;
‘Madde kullanımına çoğu genç ergenlik döneminde başlıyor. Ailelerin de bunu fark etmesi zaman alıyor. Hatta bazı aileler fark edemiyor. Çünkü ergenlik dönemindeki belirtiler ile madde kullanımı belirtileri neredeyse aynı. Bunun engellenmesinde devlete, eğitimciye, aileye, polise, din adamlarına kısacası herkese iş düşüyor. Şu unutulmamalı ki hangi meslekten, ekonomik sınıftan, mezhepten olursa olsun her sınıf aynı şekilde madde bağımlılığı tehdidi altındadır. Hiçbir sınıf kendini “bizde olmaz” diye ayırt edemez.’
‘MADDE KULLANIMI HAFIZAYI BOZUYOR’
Madde bağımlılığı ile ilgili olarak Başbakanlık’a bağlı bir araştırma enstitüsü kurulması gerektiğini savunan Prof. Beyazyürek, ‘Madde kullanan oyuncuların ileriki zamanlarda reflekslerinin azalacağını, ezber güçlüğü çekeceklerini, hafızaları ile ilgili sıkıntı yaşayacaklarını ve performanslarının düşeceğini’ açıkladı.
YARD. DOÇ. DR. SERDAR NURMEDOV: OYUNCULAR BU ÇARKIN GÖRÜNEN YÜZÜ
Özel NP İstanbul Hastanesi’nden Yard. Doç. Dr. Serdar Nurmedov, madde bağımlılığı hakkında çok önemli açıklamalar yaptı. Nurmedov: “Madde bağımlılığı göz önünde olmalarından dolayı oyunculara mal ediliyor, oysa oyuncular bu çarkın sadece görünen yüzü’ dedi.
‘OYUNCU HASTALIĞI DEĞİL GENETİK YATKINLIK’
Nurmedov, madde bağımlılığının oyuncu hastalığı değil, genetik yatkınlık olduğunu belirterek, esrarın diğer bütün uyuşturuculara geçiş maddesi olduğunu söyledi. Bağımlılığın bir beyin hastalığı olduğunu açıklayan Nurmedov, oyuncuların madde kullanımı ile çok fazla yara aldığını da anımsatarak: ‘Kullanan kişiler oyuncu oldukları için değil, yatkınlığı olduğu için kullanıyorlar. Madde kullanımını ve bağımlılığını tansiyon hastasının yatkınlığı gibi görmek lazım,’ dedi.
ENERJİ İÇECEKLERİ DE BAĞIMLILIK YAPIYOR
Enerji içeceklerinin de bağımlılık yaptığını hatırlatan Nurmedov, ‘İçerisinde amfetamin benzeri uyarıcı maddeler olduğu için enerji içecekleri de bağımlılık yapabilir. Etkisi geçince de ciddi halsizliğe ve yorgunluğa yol açar ve vücudun iflas etmesine neden olur’ açıklamasında bulundu.
‘TÜRKİYE’DE BAĞIMLILIKLA MÜCADELE POLİTİKASI YOK’
Nurmedov, Türkiye’de bağımlılıkla mücadele politikası olmadığının altını çizerek, ’Türkiye’de bağımlılık ile uğraşan psikologlar, emniyet mensupları, sosyologlar ve diğer bütün kurumların ortak bir çatısı yok. Bağımlılıkla mücadele kanunu yok. Madde bağımlılığı ile baş edebilmemiz için önce bunların olması gerekli’ dedi.
‘OYUNCULARIN MAHREMİYETİ YOK’
Özellikle esrar olmak üzere, kullanılan maddelerin zihinsel esnekliği bozduğunu ifade eden Nurmedov, oyuncuların madde kullanmaya devam ettikleri takdirde belleklerinin bozulacağını, ezber yeteneklerini yitireceklerini ve zamanla bütün hayat fonksiyonlarını kaybedebileceklerini söyledi.
Nurmedov, madde kullanan oyuncuların tedavi olmak istediklerinde afişe olmadan gidebilecekleri herhangi bir yerlerinin olmadığını söyleyerek: ‘Oyuncuların tedavi olması bile çok zor. Bir hastaneye gitmek istiyorlar, arkalarında bir sürü kamera var. Tedavi olmak isteyen ünlüler tedavi bile olamıyorlar, mahremiyetleri yok, biraz rahat bırakılmalılar’ dedi.
PSİKİYATRİ UZMANI DR. HAKAN ERKAYA: TEK ÇÖZÜM; MADDEYE ULAŞIM ENGELLENMELİ
Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Erkaya madde bağımlılığının oyunculara mal edilmesinin doğru olmadığını belirterek, ‘Madde bağımlılığının ortadan kalkması için maddeye ulaşımın tamamen engellenmesi gerekiyor. Madde kullanımı serbest bırakılan ülkelerde bunu uyuşturucu trafiğini kontrol etmek amacıyla yapıyorlar,’ dedi.
BAĞIMLILIK HAYATLA YAPILAN KISA DEVREDİR
Bağımlılığın bir beyin hastalığı olduğunu belirten Erkaya, sözlerine şöyle devam etti;
‘Madde bağımlılığı oyunculuk mesleğinin üzerine yapışmış. Bu kadar değerli bir meslek böyle yıpratılmamalı. Bu konuda medyaya çok iş düşüyor. Çünkü bağımlılık ömür boyu süren bir hastalıktır. Tedavi olduktan sonra bir daha başlanılmaması için kişinin yaşam tarzını değiştirmesi gerekir. Bir çeşit hayatla yapılan kısa devredir. Hayatımızdaki her şeyin bağımlılık yapma olasılığı var. Önemli olan bunu nasıl yönettiğimizdir. ‘
‘ESRAR BİR GEÇİŞ MADDESİDİR’
Esrarın diğer maddelere geçişi kolaylaştırdığını belirten Erkaya, ‘Esrar tamamen biyolojik bağımlılık yapan bir madde, kokainden bir farkı yok. İnsanın zaman algısını değiştiriyor ve diğer maddelere geçişi kolaylaştırıyor’ dedi.
‘TEDAVİ MERKEZLERİ YETERSİZ’
Erkaya, Türkiye’deki tedavi merkezlerinin sayısının çok az olduğunu ifade ederek, ‘Olan merkezlerde de kapasite yetmiyor. O yüzden kişilerin maddeye ulaşımını engellemek gerekiyor. Bu konuda da Türkiye’de koruyucu hekimliğin daha çok gelişmesi lazım’ diye konuştu.
‘OYUNCU OLMAK İSTEYENLER ETKİLENİYOR’
Oyuncuların madde bağımlılığı ile ilgili medyada çıkan haberlerden konservatuarda okumak isteyen gençlerin ve ailelerinin etkilendiğini de sözlerine ekleyen Erkaya, ‘Oyunculuk mesleği zedeleniyor. Yapılan haberler geleceğin oyuncularının yetişmesini engelliyor’ açıklamasında bulundu.
UZMANLARDAN ÖNEMLİ TESPİTLER
Eski kuşak oyunculara nazaran yeni oyuncular daha çok madde kullanıyor.
Erkeklerde madde kullanımı kadınlara göre daha fazla.
Şizofreni de, bağımlılıkta beyin hastalığıdır.
Uyuşturucu engellenmesi zor bir sektör.
Bağımlılık ömür boyu süren bir hastalıktır.
Uyuşturucu en yaygın İstanbul’da kullanılıyor.
Algı değişikliği yaptığı için maddeler cazip geliyor.
Kimi insanın maddeye yatkınlığı var, bunun oyunculukla ilgisi yok.
Doğduğunda genetik yatkınlığı olan her insan, uzak durmazsa bir gün uyuşturucu kullanacak ve bağımlısı olacaktır.