Acılar, gamlar, hayal kırıklıkları ve hüsranlar olacak mutlaka bütün bunlar.
Zaten hayat kime gül bahçesi vaadetmiş ki, eğer varsa el kaldırsın lütfen onlar!
Mutluluğun anahtarı belki de anı kabullenmektir, kabullenmeli insanlar.
Zaten hayat hiç bir zaman hiç kimseye; sermeyecek kuş tüyü yataklar.
Ki ben; Acılara da ihtiyaç olduğunu öğrendim; mutluluğun kıymetini bilmek için.
keşkelere boşvermeyi öğrendim; hayat keşke diyecek kadar uzun olmadığı için.
Ve ne olursa olsun arkaya dönmemeyi öğrendim, daha gidilecek çok yollar olduğu için
Düne takılıp kalmamayı öğrendim, bugün ki güzellikleri gözden kaçırmamak için
Sevginin ne kadar da önemli olduğunu öğrendim, yalnızlık Allah'a mahsus olduğu için
İnsanlara hoşgörülü davranmak gerektiğini öğrendim, bir gün o hoşgörüye ihtiyaç duyabileceğim için
Ve tebessüm edebilmeyi öğrendim, müslümanın sadakası olduğu için.
İnsanlara saygı duymayı öğrendim mahallenin köpeği çomardan bir farkımın olması için
Aza kanaat etmeyi öğrendim "çok"un hayalini kurup azla mutsuz olmamak için
ve kendime saygı duymayı öğrendim, insanların için de maskeyle gezmemek için
Yalanın beyazı karası olmayacağını öğrendim, yalan; adı üstünde yalan olduğu için.
Kibirlenmemeyi öğrendim, altı üstü alıp veremeyeceğim bir soluğa bağlı yaşadığım için
Ve şükredebilmeyi öğrendim, Allah Teala'nın lütfuyla yaşadığım için
Kendime sen kimsin! demeyi öğrendim yaşamıma karar veremediğim gibi öleceğim günü bile bilmediğim için
Ekmeğe saygı duymayı öğrendim, Kurtuluş savaşını çarıklarla kazanmış bir neslin torunu olduğum için.
Ve hayatı olduğu gibi yaşamayı öğrendim, ötesine gücüm yetmediği için
Ve gerçekleştiremediğim şeyler için üzülmemeyi öğrendim, Allah benim için istemediği için.
Buyur gel hayat burdayım demeyi öğrendim, yaşatacakların alnımda yazılı olandan fazla olamayacağı için...