YÖK'ün temel bilimlerle ilgili politikasını dün yazdık bugün de devam edeceğiz. Çünkü konu çok önemli.
YÖK, dün olduğu gibi bugün de yine kolay olanı tercih ediyor.
Dün, plansız ve programsız bir şekilde, hemen her yere fen edebiyat fakülteleri açtı ve kontenjanlarını aşırı bir şekilde şişirdi, şimdi yine keyiflerine göre patır patır fakülte ve bölüm kapatıyorlar...
Temel bilimler olmadan üniversite ve bilim olur mu?
Dünyanın hiçbir yerinde bu soruya evet diyen çıkmaz ama bizde son açılan üniversitelerin hiçbirinde fen edebiyat fakülteleri ve temel bilimler yok. Olanları da kapatıyoruz!
Niye?
Mezunlar iş bulamadığı için öğrenciler tercih etmiyormuş?
Böyle bir mantık olabilir mi?
O zaman tercih edilmeyen tüm fakülteleri kapatsınlar!
Bilim ve teknoloji, bireylerin inisiyatifine göre değil, devletlerin duruşuna göre şekillenir.
İşte bu yüzden, bu önemli tercih, YÖK’ün keyfiyetine bırakılamaz!..








Bilimin iflası olur
Prof. Dr. Ömer Asım Saçlı, rektörlük de dahil önemli görevlerde bulunan bir bilim insanı. O da zamanında çok keyfi kararlar aldı ama söz konusu bilim olunca hep dik durdu. Çünkü bilim de yok olursa var oluş nedenleri ortadan kalkmış olacak.
İşte Prof. Saçlı’nın YÖK kararına ilişkin görüşleri:
“Temel bilimlerden biri olan fizik konusunun öğrencilere nasıl çekici hale getirilebileceği hakkındaki bazı düşüncelerimi paylaşmadan önce bir konunun altını önemle çizmek isterim.
Temel Bilimler, bir ülkenin yeraltı suları gibidir. Nasıl ki yeraltı sularındaki bir azalma ve bozulma o ülkeyi önce çoraklaştırıp sonra da çöl haline getirirse, temel bilimlere verilen önemin azalması da o ülkeyi bilimsellikten, ileri teknolojiye kavuşmaktan ve inovatif bir toplum olmaktan mahrum bırakır. Çölde ürün yetiştirmek ne kadar zor hatta imkânsız ise temel bilimlerden yoksun bir ülkenin de gerçek anlamda atılımlar yapması imkânsızdır.
Genelde temel bilimlere, özelde ise fiziğe olan ilginin artırılması için yapılabilecekler konusunda öncelikle fizik bölümlerinin paradigmalarında bazı değişikliklere gitmesi gerektiğine inanıyorum.
Öncelikle fizik bölümüne giren her öğrenciyi geleceğin bilim adamları olarak görmek bence hiç de gerçekçi değildir.
Sözgelimi bir fizik bölümüne kaydolan 50 öğrencinin tamamının da bilim adamı olacakları savını nasıl gerçekçi bulabiliriz? Bunlardan istekli ve uygun olanların bilim adamı olarak yaşamlarına devam etmesi ne kadar uygunsa, bunun dışında kalacakların da bir iş becerisi kazanacak şekilde yetiştirilmelerini ilgili bölümlerin kafa yorması gereken bir husus olduğunu düşünüyorum.

‘Çekici hale getirilsin’
Fizik bölümlerinin ilk iki yılında temel fizik konuları ele alındıktan sonra, seçmeli dersler havuzu genişletilerek, isteyen ve uygun olanlara ileri fizik dersleri önerilerek onların bilim adamı olma yolunda ilerlemeleri sağlanırken, bunun dışında kalanlara ise kolayca iş bulabilecekleri dallarda, örneğin, malzeme, sağlık fiziği, enstrümantasyon, bilişim teknolojileri, kalite kontrol ve elektronik gibi dallarda beceri sahibi olma yolu açılarak fizik bölümleri çekici hale getirilebilir. Aslında bu türden esneklikler sağlamak çağımız eğitim yaklaşımlarına da çok uygun olur.
Ben bu düşüncelerimi, gerek Üniversitelerarası Kurul’da gerekse de sınırlı da olsa Yükseköğretim Kurulu ile olan temaslarımda hep dile getirdim. Bir kere daha vurgulamak isterim ki fizik bölümleri yeniden yapılandırır ve tanıtımı da gereken şekilde yapılırsa temel bilimlerde yaşanan krizin atlatılmasına katkıda bulunurlar...”

YÖK ne diyor?
YÖK bir açıklama yaptı ve yanlış anlaşıldıklarını ifade ettiler.
ODTÜ, Hacettepe, İstanbul üniversiteleri gibi gelişmiş üniversitelerdeki temel bilimler programlarının tamamen dolu iken yeni kurulan ve gelişmekte olan bazı üniversitelerin bu bölümlerinin boş kaldığı hatırlatılan açıklamada, “Almış olduğumuz karar neticesinde fizik, kimya,biyoloji, matematik gibi alanlarda öğretim görmek isteyen öğrencilere, kapasiteleri artırılan gelişmiş üniversitelerde eğitim alabilme imkânı sağlanmıştır. Böylece bu alanlarda daha nitelikli eğitim alabilme imkânı da ortaya çıkacaktır” ifadeleri kullanıldı.
Güler misiniz, ağlar mısınız?
Peki, temel bilimler olmadan o üniversiteler nasıl gelişecek?..
Ve daha neler neler var. Onları da paylaşmaya devam edeceğiz...
Özetin özeti: Kolay olanı değil, doğru olanı yapma alışkanlığı edinmemiz, görünen o ki hiç kolay olmayacak..


Diyalog | Abbas Güçlü