Türkiye Orta Gelir Tuzağı’ndan kurtulmak istiyorsa, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün % 100 geçerli olduğu yeni bir büyüme modeline geçmek zorunda. İleri teknoloji, inovasyon, dijital dönüşüm, markalaşma... Bunların hepsi lazım tabii, ama Türkiye için asıl olmazsa olmaz kurumsal yapının dönüşmesi. G20 Başkanlığı nedeniyle bütün dünyanın gözü bizim üzerimizde; bu fırsatı iyi değerlendirelim.
Swissotel’deki “Kritik Eşik: Açılım ve Dönüşüm Zamanı” başlıklı 2 günlük Forum İstanbultoplantısında birbirinden değerli yerli ve yabancı konuşmacıların mesajlarını altalta koyduğumda, benim çıkardığım sonuç bu!
Orta Gelir Tuzağı
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Orta Gelir Tuzağı (OGT) oturumunda çok net konuştu: “Kurumsal yapıyı, hukuk düzenini oturtmamış hiçbir ülke, OGT’den kurtulamamıştır. Buna karşılık kurumsal yapıyı oturtmuş olan ülkelerden, Orta Gelir Tuzağı’nı aşamayan hiçbir ülke yok.” Bu, çok önemli bir saptama, hatırlatma ve uyarı.
Türkiye ekonomisi için çok olumlu raporların altında imzası bulunan Raiser diyor ki:
“Kurumsal yapı kolay değişebilen bir şey değil. Ancak büyüme kısır döngüsünü kırmak isteyen her ülke bunu yapmak zorunda. Türk ekonomisi son 10 yılda entegrasyon ve kapsayıcılıkta epey yol aldı. Ne var ki kurumsal yapının kalitesini gösteren bütün uluslararası endekslerde hâlâ ikinci 50’de. Dünyanın en büyük 10. ekonomisi olabilmek için mutlaka ilk 50, hatta ilk 30 içinde yer almanız lazım.”
Sağlıklı yaşam!
Forum İstanbul toplantıları için Washington’dan gelen Dünya Bankası Kalkınma Öngörüleri Grubu Direktörü Ayhan Köse, yıllardır tüm ülkeleri kalkınma merceğinden incelediği için bizlere tuzağın sadece Orta Gelir için değil, Düşük Gelir ve Yüksek Gelir için de söz konu olduğunu hatırlattı ve Yüksek Gelir Tuzağı’na örnek olarak da Venezuela’yı gösterdi.
Tuzaklardan, mucizelerden ve felaketlerden ülke örnekleri verdiği konuşmasında Köse, yeni büyüme modelini, günlük yaşantımıza atıfta bulunarak anlattı:
“Sağlığımızı korumak için yeni egzersizler, yeni beslenme biçimi, yeni ilaçlar hayatımıza giriyor. Büyümenin de sihirli formülü yok. Türkiye için de kurumların sürekliliği ve hukukun üstünlüğü için benzeri yeni formüllere ihtiyaç var.”
Kimler zenginleşti?
Toplantıda son 50 yılda düşük gelir düzeyinden yüksek gelir seviyesine geçmiş olan ülkelerle ilgili bir hatırlatma da yapıldı:
1) Petrolü bulan ülkeler
2) Asya kaplanları
3) Polonya, Romanya gibi Avrupa Birliği’ne giren ülkeler
Petrol bulma ve Asya kaplanı olma umudumuz olmadığına göre AB üyeliğini zorlamaktan başka seçeneğimiz yok; ancak son dönemde AB çapasını iyice gözardı etmiş bulunmaktayız.
Babacan’ın tespiti
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Forum İstanbul’un önceki günkü açılışında yaptığı konuşma dün gazetelerde yer aldı. Ben yazımı Babacan’ın geçen yılki Forum İstanbul’un açılışındaki konuşmasından bir alıntıyla bitirmek istiyorum:
“Bizim tek çaremiz, iyi işleyen bir demokrasi, temel hak ve özgürlükler konusunda en ileri standartlara ulaşılmasıdır. Eğer hukuk devleti olmazsa ekonomimiz de hiçbir zaman arzu ettiğimiz noktaya ulaşamaz (...) unutmayalım güven ve kredibilite açığı, bütçe açığından çok daha yıpratıcıdır.”
Ufuk Turu | Meral Tamer