Vitiligo ciltte renk açılmaları ve beyaz lekelenmelerle seyreden bir hastalıktır ve vücudun herhangi bir yerinde görülebilir. Vitiligosu olan hastalarda bu lekelere aynı anda birçok yerde birden rastlamak mümkündür.


Cilde rengini veren maddeye ‘Melanin’ denilir. Vitiligo ise bu maddenin ciltte bulunmaması nedeniyle ortaya çıkar; melanini yapan ‘Melanosit’ isimli hücrelerin bir sebeple tahrip olması altta yatan sebeptir.


Vitiligo, özellikle koyu renkli teni olanlarda daha dikkati çeken kozmetik problemlere yol açar. Önümüzün yaz olması nedeni ile güneşe maruz kalan hastalarda normal alanlar koyulaşırken vitiligolu kısım açık renkli kalacağından aradaki renk farkı daha belirgin olacaktır.


Vitiligo bir ülke nüfusunun yaklaşık %1-2’sinde bulunur. Bu da Türkiye’de yaklaşık 700 bin ila 1,5 milyon hastanın bulunduğu anlamına gelir. Çoğunlukla ilk belirtiler genç yaşlarda çıkar; hastaların %95’i 10-30 yaş arasında vitiligo tanısı alırlar. Kadınlarda ve erkeklerde aynı sıklıkta görülmekle birlikte aile hikayesi önemlidir. Ailesinde vitiligo olanlarda ve saçı erken beyazlamaya başlayanlarda hastalığın ortaya çıkma riski daha fazladır. Bunun yanında insanın savunma sisteminin kendisine karşı reaksiyon verdiği bir otoimmun hastalığı olan kişilerde de risk yükselir.


İlk başta cildin belirli bir bölgesinde aniden yama gibi renk kaybı olur. Bunu uzun sessiz bir dönem izler. Bu sırada, ortaya çıkan renk açılmasında ne ilerleme ne de gerileme vardır. Daha sonra yine aynı şeyler birbirini takip ederek tekrarlayabilir.. Vitiligo daha çok cildin güneşe maruz kalan bölgelerini, ağız – burun gibi vücut deliklerinin etrafını ve kat yerlerini tutmayı sever. Oluşan lekenin geri dönme olasılığı düşüktür.


Melanosit denilen hücrelerin neden tahrip olduğunun kesin sebebi bilinmemektedir. Bir ihtimal vücudun savunma sisteminin kendi melanositlerini yok ettiğidir.


Vitiligo tedavisindeki temel amaç hastanın görünüşünü düzeltmektir. Böyle bir tedavi 6-18 ay gibi uzun bir zaman almaktadır. Hangi metodun kullanılacağı lekelerin yerine, sayısına ve yayılımına göre değişir. Bunun yanında her tedavi yolunun tüm hastalarda işe yarayacağını söylemek mümkün değildir.


Tıbbi tedavi için kortizon içeren kremlerin kullanılır yada ağızdan alınan ilaçlar ile mor ötesi ışınların birlikte kullanıldığı PUVA tedavisi uygulanır. Buradaki amaç derinin tekrar renk pigmenti üretmesini sağlamaktır. Başarılı sonuçlar alınsa da özellikle PUVA tedavisinde yan etki yaşamamak için uygulamanın dikkatli yapılması gerekmektedir.


Vücudunun %50’sinden fazlası vitiligo olan hastalarda beyaz bölgelerin koyulaştırılması yerine koyu bölgelerin açılması da tercih edilebilmektedir. Depigmentasyon denilen bu yöntemde cilde uygulanan ilaçlar ile derinin renk üreten hücrelerinin çalışması durdurulur. Böylece cildin tamamı aynı rengi almış olur.


Tıbbi tedavinin yanında cerrahi yöntemler de vitiligo tedavisinde kullanılmaktadır. Bunlar arasında vücudun başka yerlerinden alınan derinin transferi, dövme ve renk üreten melanositlerin laboratuvar ortamında çoğaltılıp geri verilmesi sayılabilir.


Bunların yanında hastanın kendi kendine uygulayacağı bazı metotlar tıbbi yada cerrahi tedaviye yardımcı olacaktır. Vücudun geri kalan kısmının daha koy renk almasına engel olacak yüksek koruma faktörlü güneş kremleri yada leke kapatıcı yıkanınca çıkmayan makyaj malzemeleri görüntünün düzeltilmesinde kullanılabilir.


Vitiligosu olan hastalar zaman zaman hastalıkları ile ilgili ruhsal desteğe ihtiyaç duyabilmektedir. Bu yardım profesyonellerden yada aynı hastalıktan yakınanların kurduğu destek gruplarından sağlanabilir.