Ali Sunal, anne ve babasının 40. evlilik yıldönümünü Instagram sayfasından kutladı.
"BÖYLE BİR AŞKA TANIK ETTİĞİNİZ İÇİN..."
Sayfasında anne-babasına ait bir fotoğrafı yayınlayan Sunal, altına "40 Yıl... Gül ve Kemal hayatını birleştireli, bu aşkın imzası atılalı 40 yıl oldu bugün (30 Nisan)... Bu sonsuza kadar sürecek aşkın 40. yılı... Söyleyecek söz yok, bizi böyle bir aşka tanık ettiğiniz için teşekkürler. Çok güzelsiniz çokkk #GülKemalSunalın40.yılı" notunu düştü.
GÜL SUNAL AŞKLARINI ANLATMIŞTI
Gül Sunal 2000 yılında aramızdan ayrılan eşi Kemal Sunal ile 25 yıl evli kaldı. Sunal, eşiyle nasıl tanıştığını, ona nasıl aşık olduğunu verdiği bir röportajda şu sözlerle anlatmıştı...
"Tanıştığımızda ben 20, Kemal 29 yaşındaydı... O sahnedeydi, ben seyirciler arasında. Havuz sahnesi var. O havuza girmiş, bekçi geliyor, çamaşırları kucağında duruyor. Yani repliği yok, öylece durduğu bir sahne. Orada göz göze geldik. 2.5 sene mektuplaştık..."
"ÇOK DERİN BAKARDI"
"Kemal'in gözleri, birçok insana albenisi olmayan bir çift göz gibi gelebilir ama çok derin bakardı. Çok hüzünlüydü bir kere. Ona ne yaparsanız yapın ya da o size ne yaparsa yapsın en sonunda "Aman üzülmesin" dersiniz. Bebek gibi. Ezo bile ilkokuldayken ona bebek gibi bakıyordu. Hepimize merhamet duygusunu çok ağır yaşatıyordu."
"UTANGAÇ VE MÜTEVAZIYDI"
"Kemal utangaç biriydi. Çok mütevazıydı. Böyle Kemal Sunal falan dedikleri zaman ne yapacağını şaşırır, kabuğuna çekilirdi. Mesela siz buraya gelseniz, yine yadırgar ama sonra güvenirse çok keyifli olurdu. Bir çok arkadaşımız var, söyleyip gülüyorlar, söyleyip gülüyorlar, öyle değil. Ağzının içinden mır mır bir şey söyler, onu yakalarsanız günlerce gülersiniz. Çok güzel gözlem yapardı. Sabahları uyanır, ben salonda bir şeyle uğraşıyor olurdum. O Ciguli taklidi yapardı. Başka gün başka biri gibi girerdi."
YEMEĞİ HEP EVDE YEMEK İSTERDİ"
"Sabah uyanır, kahvaltısını yapar, gazete okurdu. Seri ilanlara kadar, saatlerce... Bizde ağır bir öğle yemeği hazırlığı olurdu. Çalışmadığı günlerden bahsediyorum. Birçok insan bilirdi, bunlar öğlen 1'de yemek yer. Bu tarafa işi düşen veya alışverişe çıkıp, yolu düşen eş dost gelirdi.
Yine televizyona bakar, kitabını okur, telefonla konuşmayı severdi. Haftanın 3-4 günü akşam üzeri Çiçek Bar'a giderdi.Akşam 8.30'da eve gelirdi. Herkes benim yüzümden zannederdi ama hayır. Yemeği evde yemek istiyordu. O geldiğinde sofra hazırdır, akşam mutlaka bir misafirimiz olur. Sıradan bir Türk ailesi gibi.
Ev dışında yemek yemeyi sevmezdi. Seyahate gidiyorsa arabanın bagajına pazartesi, salı, çarşamba yenecekler diye yemekleri koyduğumu hatırlarım. Tatlı bile koyardım. İlla evden olacak yemek."
BUGÜN YİNE GİDER OTURURUM"
"19 Ocak 1975'te evlenmeye karar verdiğimizde, Salak Milyoner, Köyden İndim Şehire, Hababam Sınıfı, Salako, Yalancı Yarim gibi birçok film çekmişti. Bir ev tuttuk. Orada iyiydik, hamileyken doktor nemden dolayı oturmamamı söyledi.
Ezo ve Ali'yi ilk kez o eve götürdüm geçenlerde. İnanamadılar. O kadar nem kokusu vardı ki evde. Misafir geleceği zaman patates kızartırdık, kızartma kokusu rutubet kokusunu bastırsın diye. Ama biz mutluyduk, bugün yine gider otururum, Kemal'in olması şartıyla tabii."