Hace yusuf hemedani kuddise sirruhu

Silsile-i Sâdât’ın sekizinci altın halkası Yûsuf Hemedânî Hazretleri Hicrî 440 (m. 1048) senesinde Hemedan’da doğdu. Künyeleri Ebû Yakub, babasının ismi de Yakub’dur. İmâm-ı Âzam Hazretlerinin torunlarındandır. Hanefi mezhebinden idi. Zâhirî ilimleri öğrendi; kemal mertebesine ulaştı.

Bundan sonra, ibadet, riyâzet ve mücâhede yolunu seçti ve Silsiletü’l-Müceddidînin yedinci halkası, Ebû Ali Fârmedî (k.s.) Hazretlerine intisab etti, Seyr u sülûkünü tamamladı.

Yaya olarak otuz yedi defa hac yapmış, binlerce defa Kur’ân-ı Kerîm’i hatmetmiştir. Gece namazının her rek’atinde bir cüz Kur’ân-ı Kerîm okurdu. Tefsir, hadis, fıkıh, usûl ve furûa dair yedi yüz metin kitap ezberlemiştir. Yedi bin putperestin Müslüman olmasına vesile olmuştur. Hayatının büyük bir kısmını yolculukta geçirdi. Hayatının sonuna doğru Semerkand’a geldi ve evlendi. Her ayın başında Semerkand halkını ve âlimlerini davet eder, ilmî konuşmalar yapardı. Hızır (a.s.) ile sohbet ederdi. Güzel ok atardı. Göz hastalıklarına ve ağrılarına ilaç yapardı. Yazısı çok güzel idi. Çarşıda pazarda pişmiş şeyleri yemezdi. Odasında hasır, keçe, iki minder ve ibrikten başka bir şey yoktu. Ders okutur, çok nafile namaz kılar ve oruç tutardı.

Son zamanlarında bazan Herat bazan Merv’de kaldı. Herat’tan Merv’e giderken yolda, 535 (m. 1140) senesinde vefat etti. Vefat ettiği yere defnolundu. Daha sonra na’ş-ı şerîfleri Merv’e naklolundu.

Vefâtı yaklaşınca müridlerinden Hâce Abdullah Berekî, Hâce Hasen Endâkî, Hâce Ahmed Yesevî ve Hâce Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretlerine hilâfet verdiler. İrtihalinden sonra irşad vazifesini Hâce Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretleri devam ettirmişlerdir.

Yûsuf Hemedânî Hazretlerinin, Menâzilü’s-sâlikîn, Menâzilü’s-sâirîn ile Farsça Rütbetü’l-hayat ve Arapça ‘Risâle fi enne’l-kevne müsehharun li’l-insân’ isimli bir risâlesi vardır.