İçimde tarifi imkansız bir sızı var. Düşünmek istemedikçe duygularım gözlerimden dökülüyor. Kendimin ve kimsenin tesellisi artık bir fayda etmiyor. Ağlamamak için tutmuyacağım artık gözyaşlarımı bırakıvericem yağan yağmurlara karışsın. Sorularla beynimi o kadar yordumki artık düşünemiyorum bile. Nedensiz ayrılığın çok koydu bana. Vedasız gittiğini bilmek öyle içimi acıttı ki. Bunu belli etmemeye çok çalıştım ama olmuyo artık. İsyanlarım cümlelerime vurmaya başladı. Her geçen gün her geçen saat seni daha çok beklemeye başladım. Senin geleceğini söyleyen dillere bile artık sadece boyun bükerek cevap veriyorum. Umutsuzluğum artıyor ama ümit etmekte istiyorum. Bir gelsen diyorum bir kez olsun sadece veda için gelsen bir kez daha konuşsak diyorum. Böyle bir ayrılık istemiyorum. Seni çok benimsemişim. O kadar iyi idin ki. Aslında sende sevmiştin bu dostluğu hatta hiç istemezdin üzülmemi. Hani bir yazında demiştin ya bırakmayın beni. Ben kendi adıma bırakmıyorum seni. Ama biliyomusun çokta özüyorum seni. Bazen el çırpıyorum senin için akan gözyaşlarıma. Çünkü o kadar içten boşalıyolar ki vefasızlığına. Bir haberini bile duysam inan çok mutlu olurum senden gelen bir ses için dünyaları veririm. Geleceğini umut etmek bile çok güzel. Bir kez bile olsa veda için bile olsa. Kendime çok kızıyorum aslında. Çünkü sen istemezdin bu kadar hırpalamamı kendimi. Ama elimde değilki dostum. Artık kalbimden dökülenleri kalemime vurdum. Diliyorum ve ümit ediyorumki belki okursun ve en azından bir veda için geri dönersin. Bekliyorum seni senin bıraktığın yerde ve aynı saatte.. Hoşçakal benim güzel yürekli dostum...