Türkler’in kurduğu en büyük cihan imparatorluğu Osmanlılar’ın atası Ertuğrul Gazi’dir. Kendisinden önceki ataları hakkında kesin bilgimiz yoktur. Daha sonraları yazılan tarih kitaplarında yer alan rivayetlere göre özellikle iki isim üzerinde durulur. Bunlar Gündüz Alp ve Süleymanşah’tır.
Ertuğrul Gazi’nin ataları öncelikle Anadolu’daki ilk Türk yerleşme bölgelerinden birisi olan Van ve çevresinde yaşamışlardır. Özellikle Ahlat Şehri X-XI. yy.larda Anadolu’da Türk kültür ve sanat merkezi idi. Ertuğrul Gazi’nin atalannm ve bunlara bağlı aşiretlerin bu bölgede yaşadıklarını biliyoruz.
Ertuğrul Gazi’nin ilk zamanlan ve ataları hakkında net bilgiler elimizde mevcut değildir. Bu dönemler âdeta destanı bir mahiyet kazanmıştır. Anadolu’nun Türk yurdu olması olayları Ertuğrul Gazi ve atalarının etrafında âdeta bütünleşmiştir. Ertuğrul Gazi ya da Anadolu’nun Türk yurdu yapılmasının destanında Ahlat şehri bir mirengi noktası teşkil eder. Neşri, Şükrullah, Karamanî Mehmet Paşa ve Hoca Sadeddin Efendi gibi Osmanlı tarihçileri Ahlat’ı Osmanoğulları’nm ilk merkezi olarak kabul etmektedirler. Özellikle Topkapı Sarayı Müzesi Bağdad Köşkü Kütüphanesinde bulunan “Revan Seferi Ruznâmesi”ndeki( Ahlat’tan bahseden)kayıt bu inancın bütün Osmanlı hükümdarlarında yaşadığını göstermektedir.
“İçinde hâlâ ecdad-ı âl-i Osman(Osmanoğulları’nın ataları) olup ve evlâd ve ensâbı(soyu) ile birlikte tabutlar içinde kadid(iskelet) olmuşlar”.
Diğer yandan Doğu seferine çıkan Sultan Yavuz Selim ile Kanunî Sultan Süleyman’ın da aynı şekilde Ahlat’ı ziyaret ettikleri ve atalarının ruhlarına dualar okudukları bilinmektedir.
Anadolu Türklüğü’nün âdeta bir mukaddes şehri olan Ahlat Osmanoğullan’nın atalarını da kucaklamış görünmektedir. Gene Hoca Saded-din Efendi, Kayı ve Karakeçili topluluklarının 1049 yıllarından itibaren Anadolu’da bulunduğunu ileri sürmektedir ki Eıtuğrul Gazi’nin atalarının Selçuklularla birlikte Ortaasya’dan Horasan’a oradan da Anadolu’ya geldiklerini vurgulamaktadır. Yine bu yazarımıza göre Osmanoğullannın ecdatı Ahlat’ta 170 yıl kalmışlardır.
Diğer yandan 50 bin çadırlık bir Türkmen grubunun başında Kayı aşiretinin Erzurum ve Erzincan yaylalarında yayladıkları da bilinmektedir. Olayların seyrine baktığımızda Ahlat, Celâleddin Harezmşah tarafından iki defa tahrip edilmiş ve 1230 tarihinde Harezmşahlar’m eline geçmiştir. Ahlat muhasarası ve sonrasında Ertuğrul Gazi’nin ailesine bağlı olan başta Kayılar olmak üzere Oğuz Türkleri oldukça büyük zayiat vermişlerdir. Harezmşah baskısı, Ertuğrul Gazi’nin ailesinin liderliğindeki bu Türkmen grubunun batıya Erzurum ve Erzincan tarafına çekilmeye başlamasına sebep olmuştur. Bu sırada meydana gelen Yassıçemen Savaşı Ertuğrul Gazi ve kardeşleri ile Kayı ve Karakeçililer’in yollarını ayırmıştır. O dönemin Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâaeddin Key-kubâd ülkesini tehdit eden Celâleddin Harezmsah’a karşı sefere çıkmıştı. Her iki hasım Türk orduları 10 Ağustos 1230 tarihinde karşı karşıya geldiler. Kaynakların vurguladığı üzere Ertuğrul Gazi’ye bağlı olan Türkmenler, Ahlat’taki hasımları Haremzşahlar’a karşı Selçuklu ordusunun yanında savaşa katılarak, zaferin Selçuklular’da kalmasında büyük rol oynamışlardır.
Büyük Sultan I. Alaaddin Keykubad, Ertuğrul Gazi’nin bu yardımını karşılıksız bırakmadı. Bu cesur Türkmen beyine Sultanönü, Söğüt, Domaniç taraflarını ikta olarak verdi. Bir müddet Ankara çevresinde kalan Ertuğrul Gazi kendisim takip eden aşiret mensupları ile Söğüt ve Domaniç bölgesine geldi. Diğer kardeşleri ise Fırat havzası ve Halep tarafına çekildiler.
Ertuğrul Gazi ileri görüşlü, tedbirli ve oldukça büyük meziyetleri olan bir liderdi, kendisine bağlı Türkmenler’e bir yurt bulabilmek ve Selçuklular’ın yıkılmasından sonra ortaya çıkan fetret döneminde istiklâllerini ilân eden güçlü diğer Türkmen beylikleri arasında yer alabilmek amacıyla takip ettiği strateji, oğlu Kara Osman Bey ile diğer devletin kuruluşuyla noktalanacaktır.
Ertuğrul Gazi, kendisine ikta olarak verilen Söğüt’e yerleştikten sonra bir Uçbeyi olarak Bizans’a karşı mücadeleye başlamış bu arada İnegöl taraflarına akınlarda bulunmuş ve Karacahisar’ı fethetmiştir. 1232/1233 yıllarında Söğüt merkez olmak üzere Ertuğrul Gazi’nin beyliği ortaya çıkmaya başlamıştır.
Oldukça uzun bir hayat süren Ertuğrul Gazi 1281 – 1282 yıllarında 93 yaşlarında vefat etmiştir. Yerine geçecek olan Osman Gazibabasının mirasını kısa zamanda genişleterek kendi adıyla anılacak olan Devletin temellerini atacaktır.
Kaynak:Prf.Dr.Abdülhaluk Çay
Ertuğrul Gazi türbesi,Söğüt