Buradan Cemal Süreya'ın şiirlerini yazabiliriz.
Buradan Cemal Süreya'ın şiirlerini yazabiliriz.
Yazmam Daha Aşk Şiiri
Oydu bir bakışta tanıdım onu
Kuşlar bakımından uçarı
Çocuk tutumuyla beklenmedik
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma
Nerden uzatmışsa tenha boynunu
Dünyanın en güzel kadını oydu
Saçlarını tarasa baştan başa rumeli
Otursa ama hiç oturmaz ki
Kan kadını rüzgardı atların
Hep andım ne yaşanır olduğunu
En çok neresi mi ağzıydı elbet
Bütün duyarlıklara ayarlı
Öpüşlerin türlüsünden elhamra
Sınırsız denizinde çarşafların
Bir gider bir gelirdi işlek ağzı
Ah şimdi benim gözlerim
Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
Bir kadın gömleği üstümde
Günün maviliği ondan
Gecenin horozu ondan
Cemal Süreya
şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.
ovadan
gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.
taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.
sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.
ve kuşlara doğru
fildişi rüzgarın tavrı.
dağ güneş iskeleti.
tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.
kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
– uykusuzluğun sütlü inciri –
kovanlara sızmıyor.
annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.
Cemal SUREYA
Konu efflin tarafından (26.Kasım.2015 Saat 11:19 ) değiştirilmiştir.
Önce sevdiğiniz terk eder sizi,ardından uykunuz.Sonra ne sevdiğiniz geri gelir ne de uykunuz…
cemal sureya
Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ”sevda” da boğulur...
cemal süreya
Üvercinka
Böylece bir kere daha boynunlayız. Sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin;
Dayanmaya ya da umudu kesmemeye.
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız,
Birden, nasıl oluyor sen yüreğime elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez,
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor.
Bütün kara parçalarında,
Afrika dahil.
Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun, eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar.
Sayın tanrıya kalırsa, seninle yatmak günah.
Daha neler! boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının...
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde,
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
Afrika dahil.
Senin bir havan var; beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak.
Sabahları acıktığı için haklı,
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel,
Birçok çiçek adları gibi güzel.
En tanınmış kırmızılarla açan...
Bütün kara parçalarında
Afrika dagil.
Birlikte mısralar düşürüyoruz; ama iyi, ama kötü.
Boynun diyorum, boynunu benim kadar kimse değerlendiremez.
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek,
İki adım daha atmıyoruz, bizi tutuyorlar;
Böylece bizi bir kez daha tutup kurşuna diziyorlar.
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar.
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil.
Burda, senin cesaretinden laf açmanın tamda sırası,
Kalabalı caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki,
Padişah gibi cesaretti o; alımlı, değme kadında yok.
Aklıma kadeh tutuşların geliyor,
Çiçek pasajında akşam üstleri.
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor.
Bütün kara parçalarında
Afrika hariç değil.
Uçurumda Açan
Aşktın sen, kokundan bildim seni
Bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu
Taşıttan indin, sonra da karşıya geçtin
Elinde tuhaf bir çanta, saçında soku
Akıl almaz işleri şu zambakgillerin
Sokakta bir sövgü gibi akıp gittin
Gözlerin sonsuz uzun, sonsuz çekikti
Baksan uçtan uca Çin Seddi'ni görebilirdin
Yanındaki adam mutlaka kardeşindir
İstanbul öyle ağırbaşlı bir kent değildir
Aşktın sen, gidişinden bildim seni
Neye yarar sağduyuyu aşmazsa şiir
Birbirinizi kucaklarken neye yarar
Kucaklamıyorsak eski, yeni sevgilileri
Diyorum çoğunca evli kadınlar
Bu yüzden ölü yıkayıcısıdırlar
Bilir misin acaba ne demiş tilki?
Kişi bir anda nasıl çarpılıverir
Kuliste yarasını saran bir soytarı gibi
Giderek nasıl anlaşılmaz olur sözleri
Ömer ki gölü balığı için değil
Kamışı için vergilendirdi
Ama değnek vurulurken zavallı uğruya
Yüzüne ve neresine değmesin derdi
Selam size büyük durumlar, doruk anlar
Dağ görgüsü kazanır Ağrı'yı bir kez görse de kişi
Marmara'dan yirmi yılda çıkaramayacağı gerçeği
Okyanusu beş dakika seyretmekle kavrar
Belki de biraz geç rastladım sana
Ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza
1929 buhranı bile geç gelmemiş miydi
Eksikliğe mi alışmışız, mutsuzluğa mı yoksa
Bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu
Ağır uykusu aldatılımış olanın
Ve aldatanın delik deşik uykusu
Taşıttan indin, sonra da karşıya geçtin
Divan, Nazım Hikmet, İkinci Yeni
Kaç gündür adını düşünüyorum
Ne demiş uçurumda açan çiçek
Yurdumsun ey uçurum
Cemal SUREYA
Bir Çiçek
Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.
Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.
Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
BU BİZİMKİ
Yıkıcı bir aşk bu,*
Yıkıyor milletin ortasına*
Tutku yükünü.
Bölücü bir aşk,*
Ekmeği suyu bölüyor*
Günde üç öğün.
Hain bir aşk bu,*
Sizin eve hırsız girer*
Onunkine polis.
Yasadışı bir aşk ,*
Evlenmeyi*
Hiç mi hiç düşünmüyor.
Soyguncu bir aşk bu,*
En sıradan ezgilerden*
Sevinçler devşiriyor.
Kökü dışarda bir aşk,*
Dante ile Beatrice'inkine*
Fena öykünüyor.
İşgalci bir aşk bu,**
Samanlık sevişenin diyor*
Başka şey demiyor.
[B]FOTOĞRAF
Durakta üç kişi
Adam kadın ve çocuk
Adamın elleri ceplerinde
Kadın çocuğun elini tutmuş
Adam hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü
Kadın güzel
Güzel anılar gibi güzel
Çocuk
Güzel anılar gibi hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi güzel.[\B]
Şu anda 2 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 2 misafir)