Malzeme (15-20 kişilik)
500 gr aşurelik buğday
250 gr. kuru üzüm
250 gr. kuru kayısı
Yarım paket patates nişastası
1 kepçe gülsuyu
1 kilo toz şeker
1 çimdik tuz
Üzerini süslemek için:
Tarçın, ceviz içi, nar taneleri
1 paket çam fıstığı
Yapılışı
"Yarım kilo aşurelik ak başak buğdayı ayıklar, birkaç kez soğuk suyla yıkar, bol suda üç dört saat beklettikten sonra yavaş yavaş, büyük bir tencerede bol su ile pişirmeye başlarız. Buğdaylar pişedursun, biz bu arada 250’şer gram kuru üzüm ve kuru kayısıyı ayıklar, iyice yıkarız. Kayısılar iriyse ikiye veya dörde böler, üzümlerle birlikte sıcak suda iyice yumuşamaları için bekletiriz.
Kısık ateşte, tencerenin kapağı azıcık aralık olarak pişen buğdayların iki üç saat sonra suyu özlenmeye başlamış olur. Ateşten indirir, tencerenin kapağını kapatır, üzerini de kalınca bir bezle örteriz ki, gelinimiz üşümesin. Böylece aşurelik buğdayımız gelin olur. Bu gelinlik en az üç dört saat, isterseniz, isterseniz geceden sabaha dek sürebilir.
Gelin ettiğimiz buğday, artık “Anuşabur” olmaya hazırdır. Tekrar tencereye ateşe oturtur, ıslattığımız kuru üzüm ve kayısıları da buğdaya katarız. Çorba kıv..... gelene kadar kaynar suyla sulandırır, ara sıra karıştırarak, pişirmeye başlarız. Kuru üzümler şişip mini minnacık baloncuklar haline geldiğinde, yarım paket patates nişastasını, bir su bardağı soğuk suyla sulandırır, Anuşabur’a katar, sürekli karıştırarak bir iki taşım daha kaynatırız. Artık Anuşabur’umuz pişmiştir; sıra şekerine gelir. 1 Kilo toz şeker ve bir çimdik tuz ilave eder, bir iki dakika daha karıştırarak kaynatırız. Kaynama, ısısını kaybettikten sonra, bir kepçe dolusu gülsuyunu Anuşabur’a katıp iyice karıştırır, uygun gördüğümüz kaplara doldururuz. Soğuduktan sonra üzerlerini nar taneleri, çam fıstığı, ceviz içi parçacıkları ve tarçınla süsleyip, yolumuzu gözleyen komşularımıza bereket götürürüz." (Takuhi Tovmasyan'ın "Sofranız Şen Olsun" kitabından)
kaynak : sofranız sen olsun...