İllüstrasyonda ortasında kara delikle betimlenmiş parlak bir gök cismi olan kuasarın içinde 12 milyar Güneş kütlesinde devasa bir kara delik bulunuyor.
Gökbilimciler tarafından keşfedilen kozmik dev, evrenin ilk dönemlerine ait teorilerin sınırlarını zorluyor.
Gökbilimcilerin saptadığı yeni bir kara deliğin kütlesi 12 milyar güneşe eşit. Şimdiye kadar bulunmuş en büyük kara delik değil belki ama şaşırtıcı derecede erken dönemde oluşmuş. Yeni devin, büyük patlamadan sadece 875 milyon yıl sonra, yani evren şu andaki yaşının ancak yüzde 6’sı kadarken inanılmaz boyutuna ulaştığı düşünülüyor. Geçtiğimiz hafta Nature dergisinde bir makale yayınlayan gökbilimciler, bunun oldukça şaşırtıcı olduğunu söylüyor. Çünkü dev kara deliklerin, gazları ve hatta çok yakına gelen yıldızları üzerine çekerek görece yavaş büyüdüğü düşünülüyordu.

“Bu kadar kısa zamanda bu kadar büyük bir kara delik nasıl oluşabilir?” diyor araştırmanın liderliğini yapan Çin’in Pekin Üniversitesi’nden Xue-Bing Wu.
Parlak Dev
Wu ve meslektaşları kara deliği doğrudan görmüş değiller, çünkü doğası gereği öyle güçlü bir kütle çekimi var ki, ışık da dâhil olmak üzere hiçbir şeyin bu kara delikten kaçması olanaklı değil. Çin, Hawaii, Arizona ve Şili’deki teleskopları kullanan ekibin gördüğü şey aslında bir kuasar, yani kara deliğe sıkışmaya çalışırken ısınan gazın parlaklığıyla aydınlanan güçlü bir cisim.
“Işık açısından bulduğumuz en büyük dev,” diyor Harvard astronomi bölümünden Avi Loeb. Araştırmada yer almayan Loeb, kuasarın tüm Samanyolu'nun 40 bin katı kadar aydınlık olduğunu söylüyor.
Samanyolu da dâhil olmak üzere tüm büyük galaksilerin merkezinde devasa kara delikler var. Ancak bunların hepsi kızgın gazlarla çevrili değil. Çevrili olanlara kuasar adı veriliyor. Yeni keşfedilen SDSS J010013.021280225.8 isimli cisim bu açıdan da sıradışı.




Tüm kuasarlar gibi yeni bulunan cisim de sıradan bir yıldız gibi duruyor. En güçlü teleskopla bakıldığında bile sadece ufak bir nokta olarak görünen bir ışık. Gökbilimciler ışığı ancak detaylı olarak analiz ettiklerinde Dünya’dan ne kadar hızlı bir şekilde uzaklaştığının ve dolayısıyla ne kadar uzakta olduğunun farkına vardılar. (Genişleyen bir evrende birbirinden en uzak nesneler aynı zamanda birbirinden en hızlı uzaklaşanlar.) Bu da kuasarın ışığının Dünya’ya ulaşma süresini ortaya çıkardı: 12 milyar yıl civarında.
Kuasarın olağanüstü parlaklığı gök bilimcilere gazın ne kadar güçlü bir biçimde ısıtıldığını gösteriyor. Ve bu da temelinde yatan kara deliğin ne kadar olağanüstü büyüklükte olduğunu ortaya koyuyor. “Aynı dönemden başka kuasarlarla da karşılaştık, diyor Wu. “Ancak hiçbirinin kütlesi güneşin 3 milyar katını aşmıyordu.”
Kara Delik Nasıl Oluştu
Teorisyenler, görece mütevazı devin, evrendeki ilk yıldızlar nükleer yakıtlarını yakıp kara delikleri oluşturmak için çöktükleri sırada, yani büyük patlamadan yüz milyon yıl sonra oluştuğuna inanıyor. Bu ilk yıldızlar da muhtemelen güneşin kütlesinin yüz katı büyüklükte devlerdi. O zamanlar, diyor Loeb, “Galaksiler bugüne kıyasla bin kat daha yoğundu.” Dolayısıyla sıkışık merkezleri, kara delikleri besleyerek büyümelerine olanak verecek kadar bol miktarda gazla doluydu.”
Ancak bu senaryo yeni keşfedilen kara delik için geçerli değil. Çünkü bu kara delik aşırı büyük. Nature’deki yazıyla birlikte yayımlanan bir yorumda, Almanya’nın Heildelberg kentindeki Max Planck Gökbilim Enstitüsü’nden Bram Venemans, “Varlığının büyük bölümü boyunca maksimum dereceye yakın oranda gaz biriktirmiş olması gerekir,” diye yazıyor. Ancak bu durum olanaksız olarak değerlendiriliyor. Çünkü parlak bir kuasarın ışığı, civarda bulunan ve normalde içine düşecek gazları uzaklaştırma eğiliminde oluyor.
Bir başka fikir iki ya da daha fazla galaksinin ilk dönemlerde birleştiği ve kara deliklerinin tek bir kara delik olarak bütünleştiği. Ancak böyle bir şeyin gerçekleşmesi ancak her iki kara deliğin de aynı kütleye sahip olması durumunda mümkün. Yoksa, diye belirtiyor Loeb, dengesizlik yeni, tek kara delik oluşmasını sağlar.
Loeb başka bir fikir ortaya atıyor. İlk yıldızların en azından bazıları, yüz ve hatta bin değil bir milyon güneş kütlesi kadar büyük olmuş olabilir. “Yıldızların ulaşabileceği maksimum kütle konusunda bir sınır yok,” diyor.
"Evrenin ilk evrelerinde bu tür birkaç yıldız oluşmuş ve sonra da çökmüşse," diye açıklıyor Loeb, “çok büyük kara deliklerin oluşumunu başlatmış olabilirler.” Buna kara deliklerin, teorisyenlerin düşündüğünden daha hızlı bir oranda gaz soğuruyor olabileceğini de eklerseniz diye belirtiyor, yeni bulunan kara delik gibi bir cismin varlığı o kadar da şok edici olmaktan çıkıyor.
Bu başlangıç senaryosundaki tek sorun, gökbilimcilerin milyonlarca güneş kütlesi büyüklükte bir yıldızın varlığından emin olamamaları. “Şimdiye kadar böyle bir şeyle hiç karşılaşmadık,” diye itirafta bulunuyor Loeb. Ancak 2018’de yörüngeye oturması planlanan “James Webb Uzay Teleskobu sayesinde,” diye ekliyor, “belki de karşılaşabiliriz.”