Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile Uluslararası Türk Akademisi işbirliğinde Kazakistan'da yürütülen arkeolojik çalışmalarda elde edilen bulgular Türk tarihine ışık tutuyor.

SEMİNER DÜZENLENDİ

Kazılarda elde edilen bulguların değerlendirilmesi amacıyla Türk dünyasının önde gelen tarihçi ve arkeologlarının katılımı ile "Altın Beşik Altay" Uluslararası Semineri düzenlendi. Karakaba Vadisi'nde Türk ve Altay kültüründe kutsal mezar ve türbe anlamına gelen kurganların olduğu ve kazıların yapıldığı alanda kurulan çadırlarda bulgular üzerine incelemeler yapıldığı anlatıldı.

ERGENEKON'DAN İPUÇLARI

Kazakistan'daki kazıları yakından inceleyen Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Darhan Hıdırali yaptığı açıklamada, arkeolojik kazılarda Ergenekon Destanı'nda anlatılan yerlerle bire bir ölçüşen buluntular ortaya çıkardığını belirtti. Bulunan kopuz, kılıç, kadak gibi aletlerin yanı sıra bazı mezarların Göktürkler dönemine ait önemli bilgileri ortaya çıkardığı ifade eden Hıdırali, kazılardaki bulguların, bölgenin Türklerin zor zamanlarda sığındığı "Ergenekon" bölgesi olabileceği yönünde ipuçları verdiğini dile getirdi.

ERGENEKON DESTANI İLE BİREBİR UYUŞUYOR

Hıdırali kazılar hakkında şu bilgileri verdi: "Ergenekon Destanı'nda anlatılan ve Türklerin zor zamanlarda sığındığı topraklar olarak bilinen coğrafya ile şu an kazı yaptığımız Altay Dağları'nın yüksek tepeleri bire bir uyuşuyor. Mezarlarda bulunan müzik aletleri, o dönemde köklü bir kültür hayatının ve ileri bir medeniyetin olduğunu bize gösteriyor. Böyle bir medeniyet, bölgedeki daha elverişli rahat ve bereketli topraklar yerine neden bu sarp kayalarda yaşasın ki? Kazılarda çıkan demirden yapılmış aletler ve daha birçok veri o dönemin insanlarının Ergenekon'da anlatıldığı gibi bir zorluktan, bir kaçıştan dolayı buralara geldiğini gösteriyor. Tüm bunlar, buranın Ergenekon olabileceği konusundaki tezlerimizi güçlendiriyor."


İLK KEZ ARKEOLOJİK KAZILARLA DESTEKLENDİ

Ergenekon'un Türk tarihi boyunca birkaç defa yaşanmış olabileceğini de kaydeden Hıdırali, Türk tarihinin birçok kurtuluş hikayesine sahip olduğunu ve belki de şu an kazı yapılan alanların yine Türklerin bir dönem zor zamanlar yaşadığı ve sonunda kurtuluşa erdiği bir yer olabileceğini söyledi. Destanların insanlık tarihine kaynak teşkil edebileceğinin kazılarla ispatlandığını söyleyen Hıdırali, "Efsane diyip geçememek lazım. Nevruz ve Kurtuluş olarak da bilinen Ergenekon'un Altaylarla irtibatlandırılması ilk değil. Ancak ilk kez bulunan arkeolojik kalıntılarla Altay Dağları ile Ergenekon'un birbiri ile bağlantılı olduğunu görüyoruz" diye konuştu.

KOPUZUN ATASI BULUNDU

Hıdırali, kazı yapılan alanların Türk tarihi için önemli bir geçiş bölgesi olduğunu vurgulayarak,"Kanaatimize göre bölge, Doğu Hunları'nın batıya, Doğu Göktürkleri'nin de doğuya göç ederken kullandıkları bir istasyon bölge niteliği taşıyor" dedi.

Hıdırali, arkeolojik bulguların müzik tarihine ait önemli bilgileri de değiştirecek nitelikte olduğunu belirterek, 7'nci yüzyıl müzik aleti tarihinin bölgede bulunan kanun ve ud benzeri müzik aletleri ile değişeceğini aktardı. Bulunan müzik aletlerinin günümüzdeki aletlere de benzediğini ve fazla değişim geçirmediğini dile getiren Hıdırali, kopuzun atasını da bulduklarını ifade etti. Kazılarda ilk defa çanak kısmı küçük bir kopuz bulunduğunu belirten Hıdırali, bulunan aletin kopuzun atası olabileceğini belirtti. Kopuzun, üzerinde kullanılan at kıllarından dolayı uzmanlar tarafından kemanın atası olarak gösterildiği ifade ediliyor.

ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR

Uluslararası Türk Akademisi, kazıların Altay bölgesinde ve Moğolistan'da devam edeceğini, elde edilen buluntu ve bilgilerin "Tanrı Dağları'ndan Ötüken'e" adlı uluslararası bir arkeoloji semineri ile paylaşılacağını bildirdi. Merkezi Astana'da bulunan Türk Akademisi, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye'nin 2012'de Bişkek'te imzaladığı anlaşmayla kuruldu. Türk tarihi, coğrafyası, edebiyatı, müziği, sanatı konularında çalışmalar yapan akademi, Macaristan'da Attilla'nın mezarının bulunması çalışmalarını da yürütüyor. TİKA ile Türk Akademisi işbirliğinde Türkmenistan'ın Merv şehrinde Sultan Alparslan'ın mezarının bulunması için arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor.