400 yıllık bir Polonyalı mezarlığında ortaya çıkarılan iskeletlerin boyunlarındaki orakların, büyüye inanıldığının ve kötü ruhlardan korkulduğunun bir göstergesi olabileceği düşünülüyor.
Mezarlıkta yer alan ve boynunda orakla gömülmüş bu genç kızı muhtemelen kötü ruhlardan uzak tutmak istiyorlardı. Ayrıca kızın bakır bir saç bandı ve sikke ile birlikte gömüldüğü keşfedildi. Kaynak: Polcyn et al. Antiquity 2015, DOI: 10.15184/aqy.2015.129
Orakla gömülmüş bu iskeletler, 17. ve 18. yüzyıllar arasına tarihlendirilen ve Polonya’nın kuzeydoğusunda bulunan Drawsko mezarlığında keşfedildi. Marek Polcyn’i de içeren arkeolog ekibi 2008’den bu yana 250’den fazla mezarda kazı gerçekleştirdi.
Bu mezarların içinde boğazına orak yerleştirilmiş 4 adet iskelet keşfedilirken, beşinci iskelette orağın kalça kısmına yerleştirildiği görüldü. Daha önceden, bu mezarlar “vampir mezarları” olarak tanımlanıyorlardı ve orakların ölünün tekrar canlanmasını ve yaşayanlara saldırmasını engellemek için yerleştirildiği düşünülüyordu. Ancak Polcyn önderliğinde gerçekleştirilen bu yeni çalışma, daha önce yapılan bu nitelendirmeyi reddediyor. Bizim de daha önce vampir mezarlarıyla ilgili yayımladığımız haberi şuradan inceleyebilirsiniz.
Arkeologlar, bu mezarlardan bahsederken “anti-şeytani” demeyi tercih ediyorlar, çünkü bölgedeki yerel halkın inançlarına göre ölülerin şeytani şekilde vücut bulmuş hali yalnızca vampirler değiller. Ayrıca, orakla gömülmüş bu cesetlerin Hristiyan geleneklerine uygun şekilde, topluluğun diğer üyeleriyle aynı yerde gömülü olduğu görülürken, cesetlerinin saygısızlığa uğradığı ya da yaralandığı da görülmüyor.
Orakla gömülen insanların dışlanmış insanlar olmadıklarının başka bir göstergesi de, bu cesetlerin dişlerindeki kimyasal göstergeleri inceleyen bilim insanlarının bu beş bireyin de bölge sakinlerinden olduğunu ortaya çıkarmış olmaları.
Araştırmanın baş yazarları Polcyn ve Gajda, “Bu cenaze pratiğinin sihirli ve ayinsel bir anlamı olduğu şüphe götürmez” diyor ve orağın birden fazla ayinsel anlamı olabileceğini de sözlerine ekliyorlar. Orağın, ölüyü boğazının kesilmesi korkusuyla mezarında tutmak amacıyla yerleştirilmiş olabileceğini, ancak aynı zamanda şeytani güçlerin ölünün ruhuna işkence etmesini engellemek için de kullanılmış olabileceğini belirtiyorlar. Dahası, bu orakların ateşle temas etmesi durumunda değişime uğrayacak bir malzeme olan demirden yapılmış olması, orağın yaşamdan ölüme geçişi simgelediği anlamına da geliyor olabilir.
Bu mezarlığın kullanımda olduğu zamanlarda, Hristiyanlık Polonya’da baskın din olsa da, eski Slav pagan inancı gelenekleri ve kötü ruhlara inanmak gibi yerel inanç sistemleri de hala mevcuttu. Oraklar dışında bu mezarları eşsiz yapan herhangi birşey bulunmadığından bilim insanları bu insanların şeytani olarak görüldüklerinden şüphe duyuyorlar. Belki bu insanların yaşarken doğaüstü güçleri olduğu düşünülmüş ya da belirli fiziksel özellikleri şüpheli görülmüş olabilir. Araştırmacılar, Polonyalılar’ın geleneksel inanışlarını gerekçe göstererek, bu özelliklerin, çok tüylü bir vücut, tek kaş, büyük bir kafa veya kızıl bir ten olabileceğini belirtiyorlar.
Bu insanların, ölüme sakin bir ruhsal geçiş yapmalarını sağlayacak ayinlerin bile gerçekleştirileceği zaman olmadan, travmatik bir şekilde -arkeologların “kötü ölüm” diye adlandırdıkları bir şekilde- ölmüş olabileceği de tartışılan ihtimallerden bir tanesi.
Orakla gömülen insanlardan bazılarının yaşlı oldukları görülürken, içlerinden bir tanesinin ergenlik döneminde bir kız olduğu keşfedilmiş. Araştırmacılar, bu kızın vahşi ve zamansız bir şekilde ölmüş olabileceğini; belki boğularak veya intihar ederek öldüğünü ya da öldürülmüş olabileceğini tahmin ediyorlar. Ne yazık ki, kızın kemiklerinde ölüm şekline dair arkeologların anlayabileceği herhangi bir iz bulunmuyor.
Polcyn ve Gajda ilerleyen zamanlarda, bu cesetler üzerinde yapılacak biomoleküler analiz gibi bilimsel testlerin Drawsko’daki ölülerin orakla gömülmesinin sebebini daha iyi anlamayı sağlayacağını ümit ediyorlar.