kayseri escort ankara escort izmir escort antalya escort bursa escort istanbul escort

Etiketlenen üyelerin listesi

Toplam 4 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 4 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #1
    BOZKURT21 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    05.Mart.2015
    Mesajlar
    26,707
    Mentioned
    975 Post(s)
    Tagged
    37 Thread(s)

    Yükselen Asgari Ücret Sebebiyle Trafik Sigortaları Zamlanacak

    Yeni asgari ücret trafik sigortasını vurdu. Asgari ücretin yeni yılla birlikte 1300 liraya çıkması ile sigorta şirketlerinin trafik sigortasında ödedikleri vefat tazminatının da yüzde 30 artması bekleniyor. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Ramazan Ülger, asgari ücretin, sigorta şirketlerine yıllık 2 ila 2,5 milyar lira ek yük getireceğini söyledi.
    TSB, son dönemde artan trafik sigortası primleri ile ilgili dün yaptığı toplantıda konuşan Ramazan Ülger, trafik sigortasında vefat ve sakatlık tazminatlarının yüzde 95'inin asgari ücret üzerinden hesaplandığını belirterek, "Asgari ücrette hesaba katmadığımız bir artış oldu. Şu anda 50 bine yakın dosya var, tazminat ödenmeyi bekleyen. Bunlar yeni asgari ücret üzerinden hesaplanacak. Bu da sektöre artı 2 ila 2,5 milyar lira ek yük getirecek. Biz bunun primini aldık mı? Almadık. Her yıl asgari ücretteki enflasyon artışına göre hesabımızı yapıyoruz. Bu artışı önümüzdeki dönem primlere yansıtmama imkanımız var mı?" dedi.
    PRİMDEKİ ARTIŞ
    Ramazan Ülger, trafik sigortasındaki prim artışlarına da değinerek, son 10 yılda şirketlerin 7 milyar lira zarar ettiğini, sadece 2015 yılında zararın 2 milyon lirayı bulduğunu kaydederek, bu durumun, şirketlerin varlığının sürdürülebilirliği açısından risk oluşturmaya başladığını ve öz sermaye karlılıklarının düştüğünü vurguladı. Zararın başlıca sebeplerinin; teminat tanımlarında netlik olmaması nedeniyle farklı yorumların oluşması, hesaplamalarda standartların olmaması, döviz kurundaki dalgalanma sonucu artan yedek parça maliyetleri ve geriye dönük uygulanan yargı kararları olduğunu belirten Ülger, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Yasa, vefat tazminatı ödeneceğini söylüyor ama nasıl hesaplanacağını söylemiyor. Böyle olunca da mahkemeler, 'Sana göre 100 bin lira bana göre 200 bin lira, aradaki farkı öde' diyor. Hem de geçmiş 10 yıla yönelik öde diyor. Biz de böyle bir para yok, çünkü bu hesaba göre prim almamışız. Bu her yargı kararında böyle; sürekli, hesapta olmayan, geçmiş 10 yılın tazminatlarını ödüyoruz. Bizden başka sektör yoktur, kararlar geriye dönük işlesin. Bu şartlarda da geçmişin paralarını sermayeden ödüyoruz, gelecekte ödeyeceklerimizi de prim olarak alıyoruz."
    Ramazan Ülger, gerekli yasal düzenlemeler yapılmaması halinde trafik sigortasında yaşanan sorunun bitmeyeceğine dikkat çekerek, "Yasal boşluğun mahkeme kararları ile doldurulması önlenmeli. Yapılan düzenlemelerin geriye dönük etkisi sınırlandırılmalı, hasar maliyetlerinin belirsizliği giderilmeli. Serbest tarife sisteminden taviz verilmemeli, azami limit uygulamasından vazgeçilmeli" dedi.
    SİGORTASIZ ARAÇ SAYISI ARTIYOR
    TSB Başkanı Ramazan Ülger, prim yüksekliği nedeniyle trafik sigortasında sigortalılık oranının düştüğüne de değinerek, şunları söyledi:
    "Son bir yılda sigortasız araç sayısı yüzde 82'den, yüzde 80'e indi. Prim artışı nedeniyle yüzde 2 sigorta yaptırmaktan vazgeçti. Primlerdeki artış kamuoyu nezdinde şikayete konu oluyor ve sigortalanma oranı düşüyor. 19 milyon araçta yüzde 2 sigortasızlık ciddi bir rakamdır ve risktir." (Kaynak)
    Konu adamlığa geldi...
    Sen kalk istersen.



  2. #2
    AsiprenS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    23.Kasım.2015
    Mesajlar
    138
    Mentioned
    18 Post(s)
    Tagged
    19 Thread(s)
    Verdikleri asgari ücretin nerelere gideceğini aylar öncesinden belirlenmiştir ki zaten Asgari ücret elimize geçmeden geri aldılar.. Elektriğe zam,doğalgaza zam,herşeye zam.. Bakın trafik cezalarına geçen yıl ile bu yıl arasında dünya kadar fark var..:upset: Bakın zamlı 2016 yılı trafik cezaları

  3. #3
    BOZKURT21 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    05.Mart.2015
    Mesajlar
    26,707
    Mentioned
    975 Post(s)
    Tagged
    37 Thread(s)
    Yorumunuza cevap:

    Nasılsanız Öyle İdare Edilirsiniz

    Bir başka hadîslerinde de Efendimiz şöyle buyurur:

    كما تكونوا يُوَلَّى عليكم “Nasıl olursanız, öyle idare edilirsiniz.”[1]

    Keyfiyetiniz ne ise, başınızdakilerin keyfiyeti de o olur. Siz nasıl bir kaynak iseniz, başınızdakiler de o kaynağın mahsulüdür. Bu söz, öyle bir sözdür ki, idare adına kâmûslar meydana getirir. İsterseniz, sadece bu hadîs üzerinde kısaca duralım: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüğünüzden mes’ulsünüz.”[2] fehvasınca, herkesin bir mes’uliyet sınırı vardır ta devlet reisine kadar... Devlet reisi de, idare ettiği dairenin bütününden mes’uldür. Ancak, “Siz nasıl olursanız, başınızdaki idareciler de öyle olur.” ifadesi, bu hususa, içtimâî hukuk açısından apayrı bir buud kazandırmaktadır.

    Evvela, bu hadîs, idare edilenlere diyor ki, siz çok önemlisiniz. Çünkü, başınıza geçecekler, hangi yoldan olursa olsun, sizin kapınızı çalmak zorundadırlar. Yani onlara şekil verecek olan sizlersiniz.

    İçtimâînin de kendine göre değişmeyen prensipleri vardır. Nasıl ki fiziğin, kimyanın, astronominin kendine göre değişmeyen ve adına “şeriat-ı fıtriye” kanunları denilen prensipleri var, öyle de içtimaînin de kendine göre prensipleri vardır ve bunlar kıyamete kadar da değişmeyecektir. Onun içindir ki, insanlar, şerre, şirretliğe yol veriyor, bağırlarında kötülüklerin barınmasına açık yaşıyorlarsa, o insanları kötüler ve şirretler idare edecektir. Bu Cenâb-ı Hakk’ın değişmeyen kanunudur.

    Evet, şirretlik, insanların bünyelerinde neşv ü nemâ buluyor mu? Bu bünyelerde fenalıklar yeşeriyor mu? O zaman Allah (cc), onların başına, aynı çamur ve aynı hamurdan insanlar getirir, onları işte bu insanlar idare eder.

    İkincisi: Yine bu hadîs ifade ediyor ki, kanunlar, nizamlar, satırlardaki şeylerdir. Ve bunların çok tesiri de yoktur. İnsanlar kafa kafaya verip, en muhkem kanunnameler dahi hazırlasalar, önemli olan onun ihtiva ettiği hususlara riayet edilip edilmemesidir. Binaenaleyh, esas olan, idare edilen insanların ahlâkî yapılarıdır. Eğer onlar, ahlâklı, kendilerine düşen problem ve meseleleri halletmiş insanlarsa, onların başına geçecek kimseler de asla problem insanı olmazlar.

    Burada yeri gelmişken vâki bir hâdiseyi nakledeyim:

    İlk meclis milletvekillerinden Tahir Efendi adında bir zat vardır. Bu zat, ulemadan, fuzelâdandır. Diğer milletvekilleri meydanlarda nutuk atarken, Tahir Efendi, bir köşede hep susmayı tercih etmektedir. Ancak taraftarları ısrar eder ve Hocayı da bir miting meydanına çeker ve bir meydanda konuşmaya ikna ederler. Ancak Tahir Efendi, az fakat öz konuşan bir insandır. Onlara az-öz şunları konuşur:

    “Ey cemaat, şunu biliniz ki, siz; “müntehib”siniz. Ben ise; “müntehab”ım. Gideceğimiz yer ise; “müntehabün ileyh”dir. Sizin yaptığınız işe de “intihab” denir. İntihab ise “nuhbe”den gelir. Nuhbe, kaymak demektir. Unutmayın ki, bir şeyin altında ne varsa kaymağı da o cinsten olur. Yoğurdun üstünde, yoğurt kaymağı, sütün üstünde süt kaymağı, şapın üstünde de şap kaymağı bulunur...”

    İfadelerdeki Arapça terimleri belki anlamayanlar için, istifadeli olur diye kısaca açıklamak gerekirse; “müntehib” seçen; “müntehab” seçilen, “müntahebün ileyh” kendisi için seçim yapılmış yer, meclis; “intihab”, seçmek, demektir. Bu kelime ise; “nuhbe” kelimesinden türemiştir.

    Ve bir istidrat daha:

    Haccac’a, Hz. Ömer’in adaletinden bahseden şahsa, Haccac’ın verdiği cevap, meselemize vüzuh kazandırması bakımından mühimdir. Haccac, cevabında şöyle demektedir: “Siz Ömer zamanındaki insanlar olsaydınız, hiç şüphesiz ben de Ömer olurdum...”

    Üçüncüsü: Her insan suçu kendinde aramalıdır. Herkes kendinin avukatı olduğu, suçu hep dışarda aradığı müddetçe, müsbet mânâda mesafe katetmek mümkün değildir... İnsanlar, iç âlemlerinde, özlerinde kendilerini değiştirmedikçe, Cenâb-ı Hak onları değiştirmez. إِنَّ الله لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنْفُسِهِمْ (Ra’d, 13/11) Eğer içte bir bozulma olursa, bu mutlaka, zirvelere kadar her tarafa yansır. İnsanların iç istikameti için de aynı şeyleri söylemek mümkündür. Demek oluyor ki, idare edilenlerin durumları, idare edenlerin durumlarına, âdeta sebep-netice münasebeti içinde bir müessiriyeti var. Ve bu söz cevherinin ruhunda kimbilir daha neler mündemiç? Ve erbabı daha neler ve neler seziyordur... Evet toplum plânında iyi bir yapı ve yapılanmayı bu kadar veciz izah ve ifade eden; aynı zamanda iyi ve güzel yapılanmaya yol gösteren başka bir beşer sözü bulmak mümkün değildir. Fetanet-i a'zam sahibi Hz. Muhammed’dir (sav) ki, her sözü böyle beyan semasının bir üveykidir...

    Evet, O, bütün insanlar arasında, beyan hususunda en mümtaz ve seçkin bir yere sahiptir. Hiçbir edibin O’na yetişmesi mümkün değildir. Sözleri, Kur’ân değildir ama; bütünüyle ilham yüklüdür. O’nun içindir ki konunun başında da temas ettiğimiz gibi, bütün edipler ve edebiyattan anlayanlar söz söylemede ancak O’nun halâiki olabilirler.

    Hassan b. Sabit büyük bir şairdir. Allah Resûlü’nün husûsî dua ve iltifatlarına mazhar ve Cibril’in teyid ettiği bir şair. Buna rağmen, Hansâ, onun dört mısralık şiirinde tam sekiz yanlış bulmuştu. İşte şiirde böyle devleşen bu kadın, Allah Resûlü’nü dinledikten sonra İslâm’a girmiş ve artık bütün işi, Söz Sultanı’nı dinlemek olmuştur. O’nu dinlerken öyle büyülenmiş, öyle kendinden geçmiştir ki, cahiliye devrinde, kardeşinin ölümü üzerine yazdığı mersiyelerle, dünyayı yasa boğan bu kadın, Kâdisiye’de dört oğlunu şehid verirken şikayet ifade edecek tek kelime söylemediği gibi sadece şunları demişti: “Ne mutlu bana ki, dört şehidin anası oldum. Allahım Sana hamdolsun!” [3]

    Hansâ mülhemûndan, “ilhama mazhar” bir kadındır. Çocuklarından her biri düştükçe, oku bizzat, kendi sinesinde hissediyor gibi kıvranmıştır. Fakat Efendimiz’e olan bağlılığı da o denli kuvvetlidir ki, şikayet ifade eden tek kelimelik bir söz dahi, o ilhamla açılıp kapanan dudaklarına misafir olmamıştır.

    [1] Ali el-Müttakî, Kenzu’l-Ummâl, 6/89
    [2] Buhârî, Cum’a, 11; Müslim, İmare, 20
    [3] İbn Hacer, el-İsabe, 4/288
    Konu adamlığa geldi...
    Sen kalk istersen.



  4. #4
    AsiprenS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    23.Kasım.2015
    Mesajlar
    138
    Mentioned
    18 Post(s)
    Tagged
    19 Thread(s)
    Evet anlamli oldu.. :)

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Asgari ücret açıklandı!
    Konu Sahibi Kuzey Forum Türkiye'den Haberler
    Cevap: 6
    Son Mesaj : 29.Aralık.2017, 20:04
  2. Asgari ücret komedisi
    Konu Sahibi TEP Forum Makaleler & Köşe Yazarları
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 11.Aralık.2017, 19:48
  3. Asgari ücret yönetmeliği
    Konu Sahibi BOZKURT21 Forum Hayatın İçinden Herşey
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 10.Temmuz.2016, 21:26
  4. Haydar Baş: Asgari Ücret 5 Bin TL Olacak
    Konu Sahibi Sim Forum Son Dakika
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 15.Nisan.2015, 15:50
  5. Asgari ücret 9 bin 500 TL olsun mu?
    Konu Sahibi Mate Forum Dünya'dan Haberler
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 18.Mayıs.2014, 15:34

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
gaziantep escort bayan gaziantep escort sesli sohbet seks hikaye onwin venüsbet giriş tipobet365 sahabet karabük escort ordu escort kars escort kocaeli escort izmit escort edirne escort ısparta escort karabük escort manisa escort adana escort
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara çankaya escort kızılay escort kızılay escort ankara eskort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort kayseri escort istanbul escort avrupa yakası escort çapa escort şirinevler escort avcılar escort beylikdüzü escort