kayseri escort ankara escort izmir escort antalya escort bursa escort istanbul escort

Etiketlenen üyelerin listesi

Sayfa 2 Toplam 19 Sayfadan BirinciBirinci 123456789101112 ... SonuncuSonuncu
Toplam 187 adet sonuctan sayfa basi 11 ile 20 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #11
    aRZuU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    10,882
    Mentioned
    42 Post(s)
    Tagged
    34 Thread(s)
    AHMET MİTHAT EFENDİ’NİN HAYATI, ESERLERİ / KİTAPLARI, EDEBİ KİŞİLİĞİ (YAZARLARIN VE ŞAİRLERİN HAYATI)

    1844'te İstanbul’da doğdu. 28 Aralık 1912'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. İstanbul Mısır Çarşısı esnafından Hacı Sülayman Ağa'nın oğlu. Babasını küçük yaşta kaybetti. 1854'te Vidin'de bulunan ağabeyi Hafız Ali Ağa'nın yanına gönderildi. Eğitimine burada başladı. 1857'de ailesi ile birlikte İstanbul'a döndü. Mısır Çarşısı’nda bir aktarın yanına çırak verildi. Ağabeyinin yanında çalıştığı Mithad Paşa'nın yanına girdi. Mithad Paşa 1861'da Niş Valiliği'ne atanınca ağabeyi ile birlikte Niş'e gitti. Rüşdiyeyi orada bitirdi. Rusçuk'da Tuna Vilayeti Kalemi'ne memur olarak girdi. Çalışkanlığı ile Mithad Paşa'nın gözüne girdi. Paşa ona kendi adını verdi. Bu arada özel dersler alarak Fransızca'sını ilerletti. 1866'da çevirmen olarak gittiği Sofya'da evlendi. Tuna Gazetesi'nin başyazarı oldu.


    1869'da Mithad Paşa ile birlikte Bağdat'a gitti. Vilayet matbaası ve resmi vilayet gazetesi Zevra'nın müdürlüğünü yaptı. İlk kitabı olan Hece-i Evvel adlı ders kitabını burada yazdı. 1871'da ağabeyi ölünce İstanbul'a döndü. Tahtakale'deki evinin (bilgi yelpazesi.net) altına küçük bir matbaa kurarak kendi kitaplarını basmaya başladı. Bir yandan da Basiret gazetesine yazılar yazdı. 1872'da Namık Kemal ile tanıştı. Devir ve Bedir isimli iki gazete çıkardı. Bu gazeteler kapatılınca Dağarcık ve Kırkambar dergilerini yayınladı. Bu dergilerde çıkan yazılar nedeniyle Namık Kemal, Ebüzziya Tevfik gibi yazarlarla birlikte Rodos'a sürgüne gönderildi. 3 yıl kaldığı Rodos'ta Medrese-i Süleymaniye isimli bir okul açıp ders verdi. 5. Murat'ın affıyla 1876'da İstanbul'a döndü. 1876'da İttihat Gazetesi'ni yayınlamaya başladı.

    Muhalif tutumunu yumuşatarak 2. Abdülhamit'e yakınlaştı. Devletin resmi gazetesi Takvim-i Vakayi ve devletin basımevi olan Matbaa-i Amire'nin müdürlüğüne atandı. Mithad Paşa davasında paşanın aleyhine tanıklık yaptı. 1878'de Osmanlı Sarayı'nın desteğiyle Tercüman-ı Hakikat gazetesini kurdu. 1888'de İsveç'te toplanan Müsteşrikler Kongresi'ne katıldı. 1895'te Meclis-i Umur-ı Sıhhiye ikinci reisi oldu. Aynı yıl Sabah gazetesinde yayınlanan "Dekadanlar" başlıklı yazısıyla Servet-i Fünun'u eleştirdi. Sanat ve edebiyat çevrelerinin tepkisini çekti. Yazarlığı bırakmak zorunda kaldı. Ölümüne kadar Darülfünun'da dünya tarihi ve dinler tarihi dersleri verdi, hayır kurumlarında çalıştı.

    Eserleri:

    Roman-Öykü:
    Kıssadan Hisse (öykü, 1869)
    Esaret (1870)
    Hasan Mellah (1873)
    Hüseyin Fellah (1873)
    Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul'da Neler Olmuş (1873)
    Yeryüzünde Bir Melek (1875)
    Felatun Bey'le Rakım Efendi (1875)
    Karı Koca Masalı (1875)
    Paris'de Bir Türk (1876)
    Süleyman Musuli (1877)
    Karnaval (1881)
    Vah (1882)
    Dürdane Hanım (1882)
    Acaib-i Alem (fenni roman, 1882)
    Cellad (1884)
    Letaif-i Rivayat (25 kitaplık öykü dizisi, 1887)
    Haydut Montari (1888)
    Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar (1888)
    Gürcü Kızı yahit İntikam (1889)
    Diplomalı Kız (1890)
    Müşahedat (romanın romanı, 1891)
    Hayal ve Hakikat (1892)
    Taaffüf (Fatma Aliye ile, 1895)
    Gönüllü (1896)
    Amerika Doktorları (fenni roman, 1898)
    Jön Türk (1910)

    Oyunlar:
    Eyvah (oyun, 1871)
    Açık Baş (oyun, 1874)
    Ahz-ı Sar yahut Avrupa'nın Eski Medeniyeti (1874)
    Zuhur-ı Osmaniyan (1877)
    Çengi (1877)
    Çerkeş Özdenler (1884)
    Fürs-i Kadim'de Bir Facia yahut Siyavuş (oyun, 1884)

    Dil Kitapları:
    Durub-ı Emsal-i Osmaniye Hekimiyatının Ahvalini Tasvif (1871)

    Tarih:
    Kainat (15 kitap, 1871-1881)
    Üss-i İnkilab (2 cilt, tarih 1877-1878)
    Tarih-i Umumi (2 cilt, 1878-1879)
    Mufassal Tarih-i Kurun-ı Cedide (3 cilt, 1886-1888)
    Tedris-i Tarih-i Edyan (1913)
    Tedris-i Tarih-i Umumi (1913)

    Makale-Mektup:
    Menfâ (1877)
    Zübdet-ül Hakayık (anı-belge, 1878)
    Ekonomi-Politik (1879)
    Müntehabat-ı Tercüman-ı Hakikat (3 cilt, 1883)
    Arnavudlar ve Solyotlar (1888)
    Müntehebat-ı Ahmed Mithad (3 cilt, 1889)
    Halla-ü Ukad (mektuplar, 1890)

    Ruhbilim:
    Nevm ve Hâlât-ı Nevm (1881)
    İlhamat ve Tagligat (1885)
    oLmadı bir çay koy.. Ben bir ömüR..demLenirim

    qözLerinde..!

  2. #12
    aRZuU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    10,882
    Mentioned
    42 Post(s)
    Tagged
    34 Thread(s)
    AHMET MUHİP DIRANAS’IN HAYATI, ESERLERİ / KİTAPLARI, EDEBİ KİŞİLİĞİ (YAZARLARIN VE ŞAİRLERİN HAYATI)

    1908'de İstanbul’da doğdu (Bazı kaynaklara göre 1904 Sinop). 21 Haziran 1980'de Ankara’da yaşamını yitirdi, Sinop’ta gömüldü. İlkokulu Sinop'ta okudu. Ankara'ya gelerek, öğretmenleri arasında Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın da bulunduğu Ankara Erkek Lisesi’nden 1930'da mezun oldu. 1930-1935 arasında Ankara'da Hakimiyet-i Milliye gazetesinde çalıştı. Ankara Hukuk Fakültesi'ne girdi ama 2 yıl sonra eğitimi bıraktı. İstanbul'a gitti.

    Güzel Sanatlar Akademisi'nde kitaplık müdürü oldu. Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne devam etti. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. 1938'de Ankara'ya döndü. 1942'ye kadar Halkevleri Kültür ve Sanat Yayınları'nın (bilgi yelpazesi.net) yönetmenliğini üstlendi. 1946'da Çocuk Esirgeme Kurumu yayın müdürü oldu. 1957'de aynı yerde Yayın Müdürlüğü'ne atandı. 1949'dan başlayarak Zafer gazetesinde köşe yazıları yazdı.

    Politikaya girme denemeleri başarılı olmadı. 1966 ve 1972 arasında Anadolu Ajansı, Türkiye İş Bankası yönetim kurulu üyeliği, Devlet Tiyatrosu Edebi Kurul Başkanlığı gibi üst düzey bürokratik görevler yaptı. İlk şiiri "Bir Kadına" 1926'da "Muhip Atalay" imzasıyla Milli Mecmua'da yayınlandı. Servet-i Fünun, Varlık, Çığır, Ataç, Yücel, Oluş, Ülkü, Şadırvan, Yeni Lisan, Hisar dergilerinde yayınlanan şiirleriyle Cumhuriyet döneminin etkin şairleri arasına girdi.

    Hecenin Beş Şairi ile Garip Akımı arasında yer alır. İlk şiirlerindeki Baudelaire etkisinden sıyrılarak dil ve üsluba ağırlık verdi. Şiiri plastik bir söz bütünü haline getirene kadar yoğuran bir şair oldu. "Olvido", "Kar", "Fahriye Abla" bu oluşumun önemli ve yıllardır unutulmayan örnekleri. Dıranas, Orhan Veli ve arkadaşlarının çıkışından sonra unutulmaya başlanan hece şairleri arasında geçerliliğini yitirmeyen, bir süre sonra da yeniden yüceltilen tek şairdir. Çevirileri, düzyazıları ve oyunları da büyük ilgi gördü.


    Eserleri

    Şiir:
    Şiirler (1974)
    Kırık Saz (Bugünkü dille Tevfik Fikret’in şiirleri) 1975
    Şiirler (yaşam öyküsünü de içeren bir incelemeyle birlikte 1982)

    Oyun:
    Gölgeler (1947)
    Çıkmaz (O Böyle İstemezdi’nin ilk yazımı)
    O Böyle İstemezdi (1948)
    Oyunlar (Gölgeler ve Çıkmaz birarada) (1977)
    oLmadı bir çay koy.. Ben bir ömüR..demLenirim

    qözLerinde..!

  3. #13
    aRZuU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    10,882
    Mentioned
    42 Post(s)
    Tagged
    34 Thread(s)
    AHMET REFİK SEVENGİL’İN HAYATI, KİTAPLARI, SANATI, ESERLERİ, EDEBİ KİŞİLİĞİ (YAZARLARIN VE ŞAİRLERİN HAYATLARI, KİTAPLARI)

    (1903-1970)

    Yazar bingazi’de doğmuştur. 13 Eylül 1970’te Ankara’da ölmüştür. Özel öğrenim görmüştür. İlk kez İkdam Gazetesinde muhabir olarak çalışmaya başlamıştır. Çeşitli gazetelerde yayımladığı tiyatro ve kitap eleştirileriyle tanınmıştır.

    Vakit Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğü, Üsküdar Amerikan Kız Koleji ve Alman lisesi Edebiyat Öğretmenliği ve 1930-1938 arasında İstanbul Belediye Meclisi üyeliği yapmıştır. 1943’te Tokat’tan milletvekili seçilmiştir. 1950’de milletvekilliğinden ayrıldıktan sonra Basın Yayın Genel Müdürlüğü Radyo Dairesi müdürü olmuştur.

    Sevengil, Türk tiyatrosu ve halk şairleri üstüne yayımladığı araştırmalarıyla tanınmıştır. Türk tiyatrosu konusunda hazırladığı yapıtlarında, Türk tarihinin ilk dönemlerinden başlayarak törenlerdeki oyunlar, Çin tiyatrosundaki Türk etkisi, Osmanlı Sarayındaki (bilgi yelpazesi.net) müzikli ve müziksiz gösterilerin çeşitli aşamaları, 1840’larda İstanbul halkına sunulan ilk opera gösterileri gibi değişik konuları titizlikle incelemiştir.

    Halkın belleğinde yaşayan, ancak unutulup kaybolmaya yüz tutmuş eski Halk şairleri ve şiirlerini tanıtıp anlattığı radyo konuşmalarından derleyerek yayımladığı Yüzyıllar boyunca Halk Şairleri kitabı bu konuda kaynak sayılan bir yapıt olmuştur. İlköğretim için yurt bilgisi konusunda da ders kitabı da yayımlamıştır. Evengil çok yönlü araştırmalarıyla kendisinden sonra yapılan çalışmalara öncülük etmiştir.

    Eserleri

    Roman:

    Çıplaklar, 1936; Açlık, 1937; Perdenin Arkası, 1941

    Öykü:

    Köyün Yolu, 1937

    İnceleme:

    İstanbul Nasıl Eğleniyordu, 1927; Yakın Çağlarda Türk Tiyatrosu, 1943.
    oLmadı bir çay koy.. Ben bir ömüR..demLenirim

    qözLerinde..!

  4. #14
    aRZuU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    10,882
    Mentioned
    42 Post(s)
    Tagged
    34 Thread(s)
    AHMET VEFİK PAŞA’NIN HAYATI, ESERLERİ / KİTAPLARI, EDEBİ KİŞİLİĞİ (YAZARLARIN VE ŞAİRLERİN HAYATI)

    3 Ağustos 1823'te İstanbul'da doğdu. 3 Nisan 1891'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. Paris maslahatgüzarı Ruheddin Efendi'nin oğlu. Mühendishane-i Berr-i Hümayun'da okudu. 1834'te Paris'e giderek bir süre Saint Louis Lisesi'nde öğrenim gördü. 1837'de Babıali Tercüme Odası'nda göreve başladı. 1840'ta Londra elçiliğine katip olarak atandı. 1847'de yurda döndü, Tercüme Odası başmütercimi oldu. 1851'de yeni kurulan Encümen-i Daniş'e (Bilim akademesi) üye seçildi. Aynı Yıl Tahran Büyükelçiliği'ne atandı.



    1854'te Meclis-i Vâla üyesi, 1857'de Deavi Nazırı (Adalet Bakanı), 1860'ta Paris Elçisi, 1861'de Evkaf Nazırı, 1862'de Divan-ı Muhasebat (sayıştay) Reisi, 1863'te Anadolu Sağ Kol Müfettişi görevlerinde bulundu. 1871'e kadar kendisine görev verilmedi. Bu yıllarda Voltaire, Victor Hugo ve Lesage'den çeviriler yaptı, okullar için ders kitapları hazırladı. 1871'den sonra Sadaret Müsteşarlığı, Şuray-ı Devlet (danıştay) üyeliği gibi önemli görevlerde bulundu. 1877'de vezirlik verilerek ilk Meclis-i Mebusan'ın Başkanlığı'na getirildi.

    Edirne Valiliği, Maarif Nazırlığı yaptı. 1878'de Sadrazam oldu. 3 Mart 1878'de Ayestefanos (Yeşilköy) Anlaşmasını imzaladı. İki buçuk ay sonra görevinden alındı. 1879'da Bursa Valiliği'ne atandı. Bursa'da ilk vilayet tiyatrosunu kurdu. Kentin imarı için (bilgi yelpazesi.net) çalıştı. 1882'de üç günlük ikinci Başkan Vekilliği görevinden uzaklaştırıldı. Yaşamının kalan bölümünde Rumelihisarı'ndaki yalısında araştırma, inceleme, ceviri ve derleme çalışmalarıyla ilgilendi. Osmanlı kültürüne yaptığı çok yönlü katkılarıyla tanınır. Özellikle Türk tiyatrosunun gelişmesinde önemli rol oynadı. Fransız tiyatrosundan çok sayıda çeviri yaptı.

    Dramaturji ve sahneleme teknikleriyle ilgilendi. Moliere'den uyarladığı "Zor Nikah" ve "Zoraki Tabip" Türk tiyatrosunun ilk oyunları oldu. 1887'de yazdığı "Arslan Avcıları yahud Hak Yerini Bulur" adlı bir oyunu var. Türkçe'nin gelişmesiyle ilgili önemli çalışmalar da yaptı. 1852'de "Müntehebat-ı Durub-ı Emsal" adlı atasözleri derlemesi ve 1876'da "Lehce-i Osmani" sözlüğünü yayınladı. Ulusal temele dayalı tarih anlayışını benimsedi, bu tarihin Osmanlı tarihinden ayrı olması gerektiğini savundu. Bu anlayışı 1869'da yayınlanan "Fezleke-i Tarih-i Osmani" adlı eserinde dile getirdi
    oLmadı bir çay koy.. Ben bir ömüR..demLenirim

    qözLerinde..!

  5. #15
    aRZuU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    10,882
    Mentioned
    42 Post(s)
    Tagged
    34 Thread(s)
    AKA GÜNDÜZ’ÜN HAYATI, KİTAPLARI, SANATI, ESERLERİ, EDEBİ KİŞİLİĞİ (YAZARLARIN VE ŞAİRLERİN HAYATLARI, KİTAPLARI)

    XX. yüzyıl yazarlarındandır. 1886 yılında Selanik’e bağlı bir dağ köyü Katherina’da doğdu. Çocukluğu Balkanlarda geçti. Asıl adı Enis Avni’dir.

    Orta öğrenimini İstanbul’da Kuleli Askeri Lisesi’nde tamamladı. Harp okulunda okurken hastalandı. Harp okulundan ayrılarak Fransa’ya gitti. Paris’te iki üç yıl kaldıktan sonra güzel sanatlar ve hukuk eğitimi gördü. Öğrenimini tamamladıktan sonra İstanbul’da döndü. Selanik’e sürgün olarak zamanın padişahı II. Abdülhamit tarafından gönderildi.

    31 Mart 1909’da İstanbul’daki ayaklanmayı bastırmak üzere yola çıkan hareket ordusuna gönüllü olarak katıldı. Gerici ayaklanmanın bastırılmasında bulundu. Gazeteciliğe başladı. Ömer Seyfettin’in etkisinde kalarak Aka Gündüz takma adını kullandı. İstanbul’da ilk gösteri yürüyüşlerini düzenledi. Ateşli yazılar yazdı. Yer yer coşkulu söylemlerle dikkatleri üzerine çekti. İstanbul’u işgal eden, işgalci devletlerce tutuklanarak Malta Adası’na sürgün edildi(1929).

    Ulusal hükümetçe kurtarıldı, Ankara’ya geldi(1932-1946) yılları arasında TBMM’de Ankara Milletvekilliği’ni sürdürdü. Bu arada da yazarlığını ve kalemini bırakmadı. Yazar olarak çeşitli gazete ve dergilerde yazıları çıktı. Ankara’da gırtlak kanserine (bilgi yelpazesi.net) yakalandı. 7 Kasım 1958’de öldü. İlk yazıları Selanik’te Çocuk Bahçesi(1905-haftalık 43 sayı çıktı) ve genç Kalemler(1911) dergilerinde yayımlandı.

    Milli Edebiyat Akımı içinde yer aldı. Selanik, Adana, İstanbul, İzmir, Ankara’da çıkan 50’den fazla gazete ve dergilerde çeşitli imzalar kullanarak yazarlık yaptı. Ama en çok halk çevrelerine ve acılı kaderlere bağlı yalın, sıcak, etkili bir dille yazdığı romantik, realist, güncel romanlarıyla ün yaptı, sevildi.

    Hakkında birkaç tanıtma kitabı yayınlaşmış olan, romanlarının yeni baskıları yapılan yazarın 70’e yakın eserinin tam listesi Yeni Yayınlar Dergisi’ndedir(Şubat 1960). Popüler tarzda hikaye ve romanlar yazdı. Bir kısmı sinemalaştırılan eserlerinde romantik, canlı diyaloglar kurmuş olmakla beraber, teknik kusurlardan kurtulamamıştır.

    Eserleri:

    Romanlar:

    Dikmen Yıldızı(1928), Odun Kokusu(1928), Tank-tango(1928), İki Süngü Arasında (1929), Üvey Ana(1933), Aşkın Temizi(1937), Zekeriya Sofrası(1935), Mezar Kazıcılar(1939), Yayla Kızı (1940) Bir Şoförün Gizli Defteri (1943), Eğer Aşk (1946)

    Hikâyeler:

    Türk Kalbi (1913), Kurbağacık(1919), Bu Toprağın Kızları (1927), Hayattan Hikâyeler (1928), Sarı Zeybek (1936)

    Oyunlar:

    Muhterem Katil (1914), Köy Muallimi (1932), Yarım Osman (1933), Mavi Yıldırım (1934)

    Şiirler:

    Bozgun (1913),

    Diğer Eserleri:

    Ebu hatırat Said Paşa Hazretlerine Açık Mektup (1916), Gazi Muhtar Paşa Hazretlerine Açık Mektup (1916), Candarmalarımıza Dair İkinci Tetkik (1925)
    oLmadı bir çay koy.. Ben bir ömüR..demLenirim

    qözLerinde..!

  6. #16
    aRZuU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    10,882
    Mentioned
    42 Post(s)
    Tagged
    34 Thread(s)
    AKA GÜNDÜZ’ÜN HAYATI, KİTAPLARI, SANATI, ESERLERİ, EDEBİ KİŞİLİĞİ (2) (YAZARLARIN VE ŞAİRLERİN HAYATLARI, KİTAPLARI)

    (1886-1958)

    Gazeteci, romancı, şair (Katerin / Selanik 1886- Ankara 1958). Asıl adı Enis Avni. Serez ve Selanik’te ilk öğrenimini yaptıktan sonra Eğrikapı’daki Sırp Rüştiyesine devam etti. Daha sonra Galatasaray, Edirne ve Kuleli Askeri İdadilerinde okudu. Harbiye’nin ikinci sınıfında hastalanarak tahsilini yarım bıraktı.

    Paris’e gitti, hukuk ve güzel sanatlar öğrenimine başladı. Ancak bu öğrenimini de yarım bırakarak İstanbul’a döndü. Hariciye gümrüğünde çalıştı. Sürgün olarak Selanik’e gönderildi.

    31 Mart Vakası (1908) üzerine İstanbul’a gelen Hareket Ordusu’na gönüllü olarak katıldı. Gazeteciliğe başladı. Sert ve ateşli yazıları, heyecanlı nutukları ile dikkat çekti. Mütarekeden sonra işgal kuvvetlerince tutuklanarak Malta’ya gönderildi (1919).

    Dönüşünde yine yazarlığa devam etti. Ercüment Ekrem (Talu) ile birlikte mizahi Alay dergisini çıkardı (1920). Ankara milletvekilliği (bilgi yelpazesi.net) yaptı (1932-1946)

    Aka Gündüz, ilk defa Selanik’te yayımlana Çocok Bahçesi ve Genç Kalemler dergilerinde çıkan yazılarıyla tanındı. Ali Canib (Yöntem), Ömer Seyfeddin, Refik Halit (Karay) gibi yazarlarla gelişen Milli edebiyat akımı içinde yer aldı. Sade dil görünüşüne bağlı, sıcak bir üslup ile kaleme aldığı popüler romanları halk arasında geniş ilgi gördü.

    Eserleri:

    Şiir:

    Bozgun 1913

    Öyküler:

    Türk Kalbi 1913, Kurbağacık 1919, Bu Toprağın Kızları 1927, Hayattan Hikayeler 1933

    Oyunlar:

    Muhteşem Katil 1914, Yarim Osman 1933, Mavi Yıldırım 1934,

    Roman:

    Dikmen Yıldızı 1928, Odun Kokusu 1928, Tang Tongo 1928, Bir Şoförün Gizli Defteri 1928, İki Süngü Arasında 1939, Aşkın Temizi 1937, Zekeriya Sofrası 1938, Mezar Kazıcılar 1939, Yayla Kızı 1940, Eğer Aşk 1946, Bir Kızın Masalı 1954
    oLmadı bir çay koy.. Ben bir ömüR..demLenirim

    qözLerinde..!

  7. #17
    aRZuU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    10,882
    Mentioned
    42 Post(s)
    Tagged
    34 Thread(s)
    AKA GÜNDÜZ’ÜN HAYATI, KİTAPLARI, SANATI, ESERLERİ, EDEBİ KİŞİLİĞİ (3) (YAZARLARIN VE ŞAİRLERİN HAYATLARI, KİTAPLARI)

    (Selanik 1886-Ankara 1958)

    Asıl adı Hüseyin Enis Avni’dir. İlk öğrenimini Serez ve Selanik’te yaptı. İstanbul’a gelince Galatasaray Lisesi’nde, Edirne ve Kuleli askerî okullarında, Harbiye’de okudu. Hastalığı yüzünden Harbiye’den ayrıldı, Paris’e gitti. İki buçuk yıl kadar hukuk ve güzel sanatlar öğrenimi yaptı; tahsilini yarıda bırakarak İstanbul’a döndü. Siyasî sürgün olarak Selanik’e gönderildi.

    1908’de Hareket ordusuyla gönüllü olarak İstanbul’a girdi. Bir yıl kadar Adana meclisi idare baş kâtipliği yaptı. İstifa ederek gazetecilik hayatına atıldı. Mütarekede (1919) Malta adasına sürülenler arasındaydı; yurda dönünce yazarlığa devam etti. Uzun yıllar Ankara milletvekilliği yaptı (1932-1946)

    Önce Selânik’te çıkan gazete ve dergilerdeki yazılarıyla tanındı. Bunlar arasında “Çocuk Bahçesi (1905)” ile “Genç Kalemler (1911)” vardır. Milli edebiyat akımına katıldı. Yetmişe yakın kitap yayımladı. Şiirleri, küçük ve büyük hikâyeleri, romanları, piyesleri, mizah yazıları, fıkraları vardır.

    Konularını halk çevrelerinden alan, sade bir dille yazılmış, yarı realist romanlarıyla sevilir. İlk öykülerinde içten bir Türkçülük, saf bir ülkücülük göze çarparsa da, giderek romantik bir gerçekçiliğe, doğalcılığa kaymış, değişik çevreleri, kişilikleri konu edinmiştir. Yalın bir anlatımının yanı sıra, oldukça canlı diyaloglar kurmasına karşın, tekniği oldukça kusurludur.

    “İstanbul başka bir alemde. İstanbul’da bir şey olmamış gibi her gün yeni bir siyasi fırka peyda oluyor. Ne kadar çok da diplomatımız varmış! Her teşekkül eden yeni fırka memleket süt limanlıkmış gibi hırlaşmaya başlıyor. Türkiye bütün iktidarını sıfıra kadar tüketmiş, fakat fırkalar iktidar mevkiine geçmek için akla gelmez entrikalar çeviriyorlar.

    Birtakım abuk sabuk Paşalar amelimanda koşu beygirleri halinde Sadaret yarışına çıkmışlar..... Sizden bir, bizden iki! Diye kabinelerde Nazırlık paylaşıyorlar. Başları akilli, sırtları İngiliz üniformalı Mekke Şerifleri açık faytonlarla Babıali’ye girip çıkarak çalım satıyorlar. Tünel sokağındaki Hahamın koltuk meyhanesinde bile Filistin bandırası asılı. Fakat İstanbul eğleniyor. Hayır! Yanlış söyledim anneciğim! Hayır yalan söyledim babacığım Hayır inanma kız kardeşçiğim! İstanbul eğlenmiyor, İstanbul kan ağlıyor. İstanbul yerine Bayoğlu eğleniyor” diyen Aka Gündüz, Cumhuriyet öncesi dönemi diğer yazarlar gibi ahlaki düşkünlük üzerinden eleştirmektedir. Ne var ki savaştan sonra da değişmez durum. Yoksullar yine yoksul ve güçsüz, zenginler yine zengin ve acımasızdır. İnsan hayatlarını ayaklar altına alındığı bir toplumsal yapı sergiler Aka Gündüz.

    Bir yandan Cumhuriyete bağlıdır, diğer yandan hiç durmadan muhafazakar edebiyatın motiflerini işler Aka Gündüz. Kurumlar değil değerler ekseninde çalıştırır kalemini. Ankara ve İstanbul başta olmak üzere, batıdan doğuya, Kastamonu, Çankırı’dan Toroslara kadar uzanan Anadolu’nun yanı sıra Iran, Kuzey Afrika ve Avrupa’nın bazı şehirleri ile Malta’yı da kapsayacak geniş bir coğrafyaya yayılan romanlarında ahlak ve ahlaksızlık arasındaki büyük bir çatışmanın içine sokar kişilerini; “fena itiyadlan teşri eder, hilekarlara, cahillere, seciyesizlere sert ve barut gibi bir lisanla; zavallılara, acizlere acıyan, şefkat duyan bir ruhla hitap eder”.

    Toplumsal meselelere böylesine dolu dizgin atılan pek az yazar vardır. Ne var ki ele aldığı konuları hiç de iyi ifade edememiştir o. Yazarın bütün hikaye ve romanları anlatım açısından fazlasıyla yetersizdirler. Aka Gündüz, edebiyat yapmayı değil topluma dersler vermeyi üstlenen bir yazar hüviyetiyle çıkar karşımıza. Çok savruk bir üslupla çala kalem (bilgi yelpazesi.net) yazılmış hissi veren metinleri sadece hikayenin kendisine dayanır, ne kurgu vardır ne de olay örgüsü. Olaylar birbiri ardına rastlantısallıkla gelişirlerken romanlar da çoğu zaman ağdalı bir melodrama dönüşürler.

    Bütün kusurlarına rağmen yine de önemli bir yazardır Aka Gündüz. Bir dönemin en alt kesimlerinin hayatların gözlemlemiş, onlardan yana bir bakış açısıyla dillendirmiş, yazdığı yıllarda çok sayıda okuyucuya ulaşmış ve romanları Yeşilçam’a ilham vermiştir. Nitekim “Bir Şoförün Gizli Defteri” de 1958 yılında Atıf Yılmaz tarafından beyaz perdeye aktarılırken başrolünde Eşref Kolçak oynamıştı. Ölümü dolayısıyla taziyetlerini ifade eden Rıfat Necdet Evrimer’in dediği gibi, “Aka Gündüz, roman ve hikayeleriyle bu toprağın adamı, bu toprağın yazarı, insanın ve insanlığın dostu olduğunu gösterdi. İnsan ufkunun aydınlanması ve toplum hayatının yükselmesini istedi. ”

    •Romanları:

    Kurbağacık (1919), Dikmen Yıldızı (1927), İki Süngü Arasında (1929), Kokain (1935), Üvey Ana (1935), Çapraz Delikanlı (1938), Zekeriyya Sofrası (1938), Bir Şoförün Gizli Defteri (1943-1946), Sansaros (1946), Bir Kızın Masalı (1954)

    •Öyküleri:

    Türk’ün Kitabı (1913), Türk Kalbi (1913), Hayattan Hikayeler (1928), Bu Toprağın Kızları (1935)

    •Oyunları:

    Aşk ve İstibdat (1908), Muhterem Katil (1914), Yarım Türkler (1919), Köy Muallimi (1932), Mavi Yıldırım (Gazi’nin Gizli Ordusu, 1933), O Bir Devirdi (1938)
    oLmadı bir çay koy.. Ben bir ömüR..demLenirim

    qözLerinde..!

  8. #18
    aRZuU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    10,882
    Mentioned
    42 Post(s)
    Tagged
    34 Thread(s)
    AKA GÜNDÜZ’ÜN HAYATI, KİTAPLARI, SANATI, ESERLERİ, EDEBİ KİŞİLİĞİ (4) (YAZARLARIN VE ŞAİRLERİN HAYATLARI, KİTAPLARI)

    (1886 – 1958)

    Türk Edebiyatı’nın en ünlü romancıları arasındadır. İlköğrenimini Serez ve Selanik’te yapmıştır. Daha sonra Edirnekapı ve Galatasaray İdadileri’nde, Kuleli Askeri Lisesi ve Harbiye’de okumuştur. Paris’te de Güzel Sanatlar tahsili görmüştür.

    Romancı, hikayeci, şair ve gazeteci olarak Türk kültürüne, 50 yıl hizmet etmiştir. Asıl adı Enis Avni’dir. Ömer Seyfettin’in tavsiyesi üzerine Aka Gündüz ismini kullanmıştır.

    Eserlerinin sayısı elliden fazladır. Ömer Seyfettin’le birlikte “milli edebiyat”, sade dil akımının öncüleri arasında yer (bilgi yelpazesi.net) almıştır. Halk çevrelerinden seçtiği konuları sade bir dil ve akıcı bir üslupla işlemiştir.

    Eserleri Arasında En Ünlüleri:

    Türk Kalbi, Dikmen Yıldızı, Türkün Kitabı, İki Süngü arasında, Kurbağacık, Bu Toprağın Kızları, Üvey Ana, Üç Kızın Hikayesi, Çapraz Delikanlı, Zekeriya Sofrası, Türk Duygusu, Bir Kızın Masalı, Tank Tango, Bir Şoförün Hatıra Defteri sayılabilir.
    oLmadı bir çay koy.. Ben bir ömüR..demLenirim

    qözLerinde..!

  9. #19
    aRZuU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    10,882
    Mentioned
    42 Post(s)
    Tagged
    34 Thread(s)
    AKA GÜNDÜZ’ÜN HAYATI, KİTAPLARI, SANATI, ESERLERİ, EDEBİ KİŞİLİĞİ (5) (YAZARLARIN VE ŞAİRLERİN HAYATLARI, KİTAPLARI)

    (1886 – 1958)

    Yaşadığı devrin en üretken hikâye ve romancılarından Aka Gündüz 1885 yılında Manastır yakınlarında bir köyde doğmuş, Selânik nüfusuna kaydettirilmişti.
    Çocukluk yılları babası Binbaşı İbrahim Kadri Bey’in görev yeri Serez’de geçmiş, ilkokulu Selânik’te bitirmiş, Selânik’teki Askeri Rüştiye’ye başladıysa da eğitimini Galatasaray’ın idadi kısmında tamamlamıştır.

    Güzel sanatlar ve hukuk tahsili yapmak üzere Paris’e gidip iki buçuk yıl sonra hiçbirini bitemeden yurda dönen Aka Gündüz, Hariciye Gümrüğü’ne tayin edilir. Dönem Abdülhamit dönemidir.

    Siyasi ilgileri nedeniyle Selânik’e sürülür, 31 Mart Olayı üzerine Hareket Ordusu’na katılarak İstanbul’a gelir. Bu yıllarda ilk hikayelerini yayımlar. İstanbul’un müttefikler tarafından işgalinden sonra İttihatçılarla birlikte bu kez Malta’ya sürülecektir.

    Ankara Hükümetinin pazarlıkları sonucu Malta sürgünlüğü de uzun sürmez. Cumhuriyetin ilanından sonra Kemalist saflarda yer alan (bilgi yelpazesi.net) ve birbiri ardına yayımladığı romanlarıyla dikkati çeken Aka Gündüz, 1932-1946 yılları arasında Ankara milletvekilliği de yapmış, 6 kasım 1958’de hayata gözlerini yummuştur.

    Eserleri:

    Romanlar:

    Dikmen Yıldızı(1928), Odun Kokusu(1928), Tank-tango(1928), İki Süngü Arasında (1929), Üvey Ana(1933), Aşkın Temizi(1937), Zekeriya Sofrası(1935), Mezar Kazıcılar(1939), Yayla Kızı (1940) Bir Şoförün Gizli Defteri (1943), Eğer Aşk (1946)

    Hikâyeler:

    Türk Kalbi (1913), Kurbağacık(1919), Bu Toprağın Kızları (1927), Hayattan Hikâyeler (1928), Sarı Zeybek (1936)

    Oyunlar:

    Muhterem Katil (1914), Köy Muallimi (1932), Yarım Osman (1933), Mavi Yıldırım (1934)

    Şiirler:

    Bozgun (1913),

    Diğer Eserleri:

    Ebu hatırat Said Paşa Hazretlerine Açık Mektup (1916), Gazi Muhtar Paşa Hazretlerine Açık Mektup (1916), Candarmalarımıza Dair İkinci Tetkik (1925)
    oLmadı bir çay koy.. Ben bir ömüR..demLenirim

    qözLerinde..!

  10. #20
    aRZuU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Title
    Forum Üyesi
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    10,882
    Mentioned
    42 Post(s)
    Tagged
    34 Thread(s)
    ALİ CANİP YÖNTEM’İN HAYATI, ESERLERİ / KİTAPLARI, EDEBİ KİŞİLİĞİ (YAZARLARIN VE ŞAİRLERİN HAYATI)

    (1887-1967):

    Ali Canib, Üsküdar'da dünyaya geldi. Babası Evkaf Nezareti memurlarından Halil Saıb Bey'dır. Annesi Hafıze Nuriye Hanım, Anapa müftüsü İslâm Efendi'nin kızıdır.

    Ali Canib, ilköğrenimine Üsküdar Gulfem Hatun Mektebi'nde başlar; sonra Toptaşı Askerî Rüşdiyesi'ne devam eder. Rüşdiye'yi bitirince de, Selâmsızdaki Fransız okulunda iki yıl okur. Babasının Selânik'e sürülmesi sebebiyle oradaki Mülkiye İdâdîsi'ne giren Ali Canib, son sınıf öğrencisi iken imtihan ile Hukuk'a öğrenci alınacağını işitip İstanbul’a döner. İmtihanı kazanıp Hukuk Mektebi'-ne devama başlarsa da, birinci sınıf sonunda babasının bulunduğu Selânik'e gitmek zorunda kalır. Burada, yeni açılan Hukuk Mektebi'ne devama başlar. Bir taraftan da İttihad ü Terakki, Ziraat ve Romanya mekteplerinde dersler verir. 1910'da Maarif Nezareti'nin açtığı, sultanîler (liseler) için edebiyat öğretmenliği imtihanını kazanır. Ancak, kendisine teklif edilen Trabzon veya İzmir sultanilerinde edebiyat öğretmenliğini, Selanik’ten ayrılamayacağı gerekçesi ile kabul etmez.
    Balkan Harbi'nin başlaması, Hukuk Mektebi bitirme imtihanlarının bir kısmına girmesine imkân vermez. Ali Canip İstanbul'a döner ve bir süre geçimini yazarlıkla temine çalışır. Bilahare, daha önce kazandığı imtihandan yararlanarak, Çanakkale Sultanisi Edebiyat felsefe öğretmenliğine gider 1913'te İstanbul'da Gelenbevî sultanîsine nakledilir. 1914'te Darulmuallımîn-i Aliye edebiyat öğretmenliğine terfi eder. 1917-1918'de Darülfünunda teşekkül eden lise kitaplarını hazırlamakla görevli komisyona üye seçilir. 1920 yazında, Millî Hükümete iltihak ederek önce Trabzon Sultanîsi müdürlüğüne tayin edilen Ali Canib, sonra, sırasıyla Giresun Millî Eğitim Müdürlüğü ve bakanlık (bilgi yelpazesi.net) müfettişliğine getirilir. 1923'de kendi arzusuyla öğretmenliğe dönüp, Kabataş Lisesi'nde ve Erkek Öğretmen Okulu'nda edebiyat okutur. Kütüphaneleri tasnif maksadıyla kurulan komisyonun başkanlığını yapan Ali Canib, Edebiyat Fakültesi'nde Yahya Kemal’den boşalan dersi bir yıl kadar vekâleten okutur. Tarih encümeni üyesi olur. 1927'de tekrar Millî Eğitim Bakanlığı müfettişliğine geçer. Yedi yıl bu görevde kalır. Aynı yıl edebî türler ve Batı'daki edebî cereyanlar hakkında kısa bilgiler veren Epope ve Edebî Nevilerle Mesleklere Dair Malûmat adlı bir eser çıkarır. 1931'de Tanzimat sonrası Türk edebiyatına ait olmak üzere Türk Edebiyatı Antolojisi adlı bir başka eser yayınlar. 1934'de.Ordu milletvekili olarak T.B.M.M.'ne girer ve aynı yıl Türk Dil Kurumu merkez uyeliğine seçilir. 1943'de İstanbul Edebiyat Fakültesi Edebiyatı Bölümü'ne öğretim görevlisi tayin edilir. 1950 Mayıs'ında Çanakkale milletvekili olur.1954'de milletvekilliğinden ayrılır, 26 Ekim 1967'de İstanbul'da ölür.

    Ali Canib, çocuk yaşta şiir yazmağa başlamıştır. Önce Muallim Naci'nin eserlerini okur, divan edebiyatı üzerinde çalışarak bilgisini ve zevkini zenginleştirip geliştirir.

    Bu sıralarda gazel tarzında şiir yazar. Daha sonra da Edebiyat-ı Cedide tarzına uygun manzumeler kaleme alır.

    Ali Canip ilk şiirlerini Selanik'te çıkan Bahçe ve Kadın dergilerinde yayınlar. Bunlar, onun sanat hayatının başlangıç dönemine ait eserlerdir. 1908'den sonra yazdığı, Tevfik Fikret'in şiirlerini hatırlatan manzumeler ise, onun olgunlaştığını, şiirde kendi sesini bulduğunu düşündürür. Bu döneme ait şiirleri, Fecr-i Âti adı verilen edebî toplulukta yer alan genç şâirlere örnek olacak vasıftadır. O, Fecr-i Âtî üyeleri arasında bulunmasına rağmen bu grubun edebî eğilimlerini benimsemez. İlk edebî terbiyesini Naci'den alan Ali Canib, yenilik adına nazım dilinde yapılan yanlışlıkları iyi karşılamaz. O, Muallim Naci'den hem sade Türkçe ile yazma, hem de millî edebiyat zevkini aldığını belirtir. Ayrıca manzumelerindeki nazım kusursuzluğunu da Naci Efendi'ye borçlu olduğunu söyler. Bu bakımdan Ali Canib'i, yenileşen ve değişen şartlar içerisinde Muallim Naci'nin devamı olarak düşünmek yerinde olur. Halbuki Fecr-i Âtî'nin diğer şâirleri, Edebiyat-ı Cedîde zevkini devam ettirirler.

    Ali Canib, Selanik'te, Hamid ve Hüsnü adlı iki gencin 1910 yılında çıkarmağa başladıkları Hüsün ve Şiir adlı dergide makale ve şiirler yayınlar. Bu dergiye biraz da fikir ve felsefe çeşnisi verebilmek ***esiyle adım değiştirmeye ihtiyaç duyarlar. Böylece Hüsün ve Şiir dergisi Genç Kalemler adını alır. Aynı yıl Ziya Gökalp, ittihat ve Terakkî'nin genel merkez azası olarak Diyarbakır'dan Selânik'e gelir. İttihat ve Terakki genel merkez başkâtibi Ne-simi Sârim aracılığıyla Ali Canib ile Ziya Gökalp tanışır. Ali Canib'in Ömer Seyfeddin ile tanışması da yine bu yıla rastlar: Tanışmaya sebep Ömer Seyfeddin'in Perviz imzasıyla yayınladığı bir yazıdır. Ali Canib, bir makalesinde bu yazıyı beğendiğini ifâde eder. Ömer Seyfeddin de Ali Canib'e yazıyı kendisinin kaleme aldığım belirten bir mektup gönderir. Böylece "yeni lisan hareketi" nin üç ismi Selanik'te birbiriyle tanışırlar.

    Ömer Seyfeddin, Ali Canib'e: "Size bir teklifim var. Kanaatlerinize pek yakın olduğu için hemen kabul edeceksiniz sanırım. Bakınız ne; biraz izah edeyim: Edebiyattan nefret ettiğimi ve bu nefretimin iğrenç tiksindirici bir nefret olduğunu yazmıştım..." cümleleriyle başlayan ve dilde sadeleşme gereğini ifâde eden 28 Ocak 1910 tarihli bir mektup gönderir. Ali Canib, bu mektubu Ziya Gökalp'e okur, Gökalp bu fikirleri beğenir. Canib Bey'e birlikte çalışalım der. Birkaç gün içinde Ali Canib İttihat ve Terakki Cemiyeti Genel Merkezi'nden bir mektup ve bir kararname alır. Bu kararname ile, Avrupa'nın muhtelif yerlerindeki öğrenci cemiyetleriyle haberleşme zaruretleri ve onlara yardım etme ***esiyle Dr.Nazım, Ali Canib, Kâzım Nami, Talat, Hüseyin Hüsnü ve Hamid Beylerden bir "talebe-i hariciye encümeni" kurulmasına, Ali Canib Bey'in Genç Kalemler başmuharrirliği yanında bu encümenin genel sekreterliğine getirilmesine karar verildiği bildirilir.

    İşte bundan sonra Yeni Lisan mücadelesinin merkezi ve basın organı Genç Kalemler yeni şekliyle yayınlanmaya başlar. (No: 1, 29 Mart 1327/1911). Genç Kalemler'de yayınlanan yazılarda Arapça, Farsça terkiplerin ve dilbilgisi kurallarının kullanılmaması; konuşma diline girmiş ve türkçeleşmiş olanların dışında Arapça ve Farsça edatlara yer verilmesi, İstanbul Türkçesinin ölçü alınması istenir. Bu prensiplere uygun olarak yayın hayatına devam eden Genç Kalemler'de en çok Canib Bey'in yazıları yayınlanmaktadır. Derginin yeni düzende çıkan ilk sayılarında Ali Canib, millî edebiyat meselesini de ortaya atar. Genç Kalemler 'in bu faaliyetine Servet-i Fünûn dergisinden itirazlar yükselir. İlk yazı Köprülüzâde Mehmed Fuad'mdır. Ona, Ali Canib cevap verir. Cenab Şahabeddin ve Süleyman Nazif de Genç Kalemler'in aleyhinde yazılar yayınlarlar. Süleyman Nazif, Hadisât'ta; Cenab Şahabeddin Hak Gazetesi, Şehbal (bilgi yelpazesi.net) ve Servet-i Fünûn dergilerinde bu konudaki düşüncelerini yazarlar." Genç Kalemler çevresinde başlayan dil ve edebiyat hareketini tenkit ederler. Genç Kalemler'in polemik kısmını idare eden Ali Canib bunlara cevap verir. O, zaman zaman Yekta Bahir takma adıyla da yayınladığı bu yazılarından bir kısmını daha sonra, "Millî Edebiyat Meselesi ve Cenap Bey'le Münakaşalarım" (1918) adlı bir kitapta toplar.

    Bu yazılarda dil, vezin ve anlatma tarzına ait görüşler ön plânda yer alıyor; tartışmalar şekle ait problemler ve söyleyiş biçimleri üzerinde yoğunla-şıyorsa da esasında, zevk, duyuş tarzı ve edebiyat anlayışları arasındaki farklılık yatmaktadır. Ali Canib ve arkadaşları sâde bir söyleyiş tarzıyla yerli ve mahallî konular üzerinde durmak istemekte, Cenab Şahabeddin, Süleyman nazif Edebiyat-ı Cedide zevkini ve duyuş tarzını sürdürmekten yana görünmektedirler.

    Genf Kalemler çevresinde başlayan lisan ve Millî Edebiyat hareketi Selânik'in işgaline kadar bu şekilde devam eder. Ali Canib, bu hareketi düzenleyen ve yürütenlerden biridir. Selânik'in işgali ile Genç Kalemler'de yazı yazanlar istanbul'a göç ederler. Böylece adı geçen dergi çevresinde olgunlaşan zevk ve anlayış, İstanbul basımnda varlığını kuvvetle hissettirmeğe başlar. Ali Canib, edebiyat hakkındaki düşüncelerini Türk Yurdu'nda "Millî Edebiyat Meselesi" başlığı altında yayınlamaya koyulur. Ayrıca Türkçülük hareketi karşısında yer alanlara da hücumi eder.

    1912 yılında Paris'te çıkan Mercure de France dergisine P. Rizal imzasıyla "Türkler bir millî ruh arıyor" başlıklı uzun bir makale yayınlar. Onun edebiyat ve dile hizmetlerini yakın arkadaşı Ömer Seyfeddin Nevsal-i Millî'de (1913) şu cümle ile ifâde etmiştir: "... Ali Canib Bey, millî edebiyatın mevzularını, memleketimizde, yaşadığımız muhitin içinde bulmuş ve konuştuğumuz saf ve tabiî Türkçe ile terennüm etmiştir..."

    Aruzla yazdığı şiirlerde Türk şivesini bu vezne uydurmakta başarılı olan Ali Canib, Genç Kalem-ier'den başlayarak Türk Yurdu ve Yeni Mecmua'-da hece ile bazı şiirler yayınlayarak, daha sonra hecenin beş şâiri olarak adlandırılacak şâirlere izleyecekleri yolu gösterir. O, yalnız şâir ve polemik yazıları kaleme alan biri değil, estetik ve edebiyat anlayışı üzerine çeşitli yazılar yayınlayan, böylece de gençlere yol gösteren bir insandır da. Meşrutiyet döneminde Türk Sözü, Hak, Şâir gibi dergilerde birçok yazısına rastlanmaktadır. Genç Kalemler'de faaliyet gösterdiği yıllardan itibaren yayınladığı çeşitli yazılar ona, millî edebiyat dönemi Türk edebiyatı teorisyenlerinden biri vasfını kazandırmıştır denilse hata edilmez. Cumhuriyetin ilânından sonra Hayat, Güneş, Çmaraltı, İstanbul ve Türkiyat mecmualarında Türk edebiyatı tarihi üzerine incelemeler yayınlayan Ali Canib liseler için edebiyat ders kitabı da hazırlamıştır. Ayrıca yakın arkadaşı olan Ömer Seyfeddin ile ilgili bir de incelemesini yayınlamıştır.

    Eserleri:

    Geçtiğim Yol (şiirler 1918);
    Millî edebiyat Meselesi ve Cenab Bey'le Münakaşalarım (1918);
    Epope (1927); Türk Edebiyatı Antolojisi (1931);
    Ömer Seyfeddin, Hayatı ve Eserleri (1935);
    Edebî Nevilerle Mesleklere Dâir Malûmat (1927).

    Kaynaklar: Sadeddin Nüzhet Ergun, Türk Şairleri C.I, s. 407-414; Ömer Seyfeddin, Ali Canib Bey, Nevsâl-i Milli, 1914, s. 299-313; Nüzhet Hâşim, Milli Edebiyata Doğru, İst., 1918; Kenan Akyüz, Batı Tesirinde Türk Şiiri Antolojisi, Ank 1970 s. 641-642.
    oLmadı bir çay koy.. Ben bir ömüR..demLenirim

    qözLerinde..!

Sayfa 2 Toplam 19 Sayfadan BirinciBirinci 123456789101112 ... SonuncuSonuncu

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. David Hume' nin Hayatı ve Eserleri
    Konu Sahibi Nartaneside Forum Filozoflar
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 02.Ocak.2018, 13:21
  2. Öklid Kimdir? Hayatı ve Eserleri
    Konu Sahibi KaMoreNa Forum Bilim Adamları
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 10.Ekim.2017, 11:05
  3. Sabetay Sevi Kimdir? Hayatı ve Eserleri
    Konu Sahibi BOZKURT21 Forum Yerli Sanatçılar
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 10.Temmuz.2017, 17:41
  4. Abdurrahim Karakoç Kimdir? Hayatı ve Eserleri
    Konu Sahibi BOZKURT21 Forum Yerli Sanatçılar
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 10.Temmuz.2017, 17:38
  5. Muammer Kaddafi Kimdir? Hayatı ve Eserleri
    Konu Sahibi BOZKURT21 Forum Yerli Sanatçılar
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 10.Temmuz.2017, 17:33

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
gaziantep escort bayan gaziantep escort sesli sohbet seks hikaye onwin venüsbet giriş tipobet365 sahabet karabük escort ordu escort kars escort kocaeli escort izmit escort edirne escort ısparta escort karabük escort manisa escort adana escort
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara çankaya escort kızılay escort kızılay escort ankara eskort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort kayseri escort istanbul escort avrupa yakası escort çapa escort şirinevler escort avcılar escort beylikdüzü escort