Şeker Hastalığı Gözü Nasıl Etkiler
Diyabet (şeker hastalığı), küçük damar hastalığıdır. Böbrekler, kalp, cilt ve sinirleri de olumsuz etkileyen diyabetin göz komplikasyonları en önemli problemlerden biridir.
Şeker hastalığı retinanın küçük damarları tıkayarak beslenmesini engeller. Diyabetik retinopati denilen bu durum eğer zamanında müdahale edilmezse retinada yaygın hasara ve körlüğe kadar gidebilir. Dünyada 50 yaşın altındaki kişilerde bir numaralı körlük nedeni olan diyabetik retinopati tedavisinde erken dönemde gelen hastalara uygulanan lazer tedavisiyle gözün ömrü uzayabiliyor.
Şeker hastalığı, dünyada 50 yaşın altındaki aktif olarak çalışan kişilerde 1 numaralı körlük nedeni. Büyük iş gücü kaybına da neden oluyor. Bu durum da beraberinde "Diyabet göz sağlığını nasıl etkiler? Şeker hastaları hangi sıklıkla göz hekimine gitmeli?" gibi birçok soruyu gündeme getiriyor.
Şeker hastalığı gözü nasıl etkiler?
Küçük damar hastalığı olan diyabet, retinanın kılcal damarlarını tıkayarak beslenmesini engeller. Diyabetik retinopati denilen bu durum eğer zamanında müdahale edilmezse retinanın tamamen kaybına ve körlüğe kadar ilerleyebilir. Ancak hastalık birdenbire kötü hale gelmez. Erkenden başlar ama gözdeki hasarı yavaş yavaş oluşur. Önce retinada tıkanmalar ve ödem alanları oluşur. Noktasal kanamalar ve yine damarlarda noktasal balonlaşmalar meydana gelir. Hastanın bu dönemde hiçbir yakınması olmaz. Oysa tedaviye bu dönemde başlanmalıdır. Daha sonra bunlar birbiriyle buluşarak daha büyük alanları tutar. Beslenmeyen alanlardan salgılanan bazı faktörler retinada yeni ve anormal küçük damarların gelişmesine yol açar. Normal retina damarından farklı olan bu küçük damarlar çok kolay kanama eğilimindedir. Göz içerisindeki tekrarlayan bu kanamalar, retina yüzeyinde zarların gelişmesi, retinanın yerinden ayrılması gibi birçok sorunu da beraberinde getirir.
Görme azalır
Dünyagöz Maltepe'den Op. Dr. Füsun Uzunoğlu, diyabetik retinopatinin erken, orta ve ileri dönemlerde görmeyi değişik derecede etkilediğini ifade ederek, "Ama özellikle makula (görme merkezi) yani sarı nokta bölgesi tutulmuşsa görme azalır. Hastaların yakın görmeleri bozulur. Bazı hastalarda görme yüzde 5 oranında azalırken, bazı hastalarda bu oran yüzde 90'ı bulabilir" diye konuştu.
Erken tanı ile hastalığın hızı yavaşlıyor
Diyabetik retinopati tedavisinin başarısında hastalığın aşamasının önemli rol oynadığını vurgulayan Uzunoğlu, şöyle konuştu: "Erken dönemde gelen hastalara uygulanacak lazer tedavisi sayesinde görme kaybı yüzde 80-90 oranında önlenebilmektedir. Geç kalındığında 1-2 yıl içinde körlük meydana gelebilir. Tedaviyle amaçlanan görme kaybını engellemektir, görmeyi o anki durumuyla koruyabilmektir. Sonuçta diyabet kronik bir hastalıktır. Şeker hastalığını kökünden söküp atmak mümkün değildir. O nedenle gözdeki hastalık da ilerleyecektir. Hastanın sık sık görülmesi ve tedavinin sürdürülmesi çok önemlidir."
Göz kontrollerini ihmal etmeyin
Op. Dr. Füsun Uzunoğlu, çoğu şeker hastasının göz kontrollerini ihmal ettiğini, oysa diyabette göz kontrollerinin öneminin büyük olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere, hastalar körlük tehlikesi konusunda bilgilendirilmiş bile olsa, şikayetleri olmadığı için retina muayenelerini aksatmaktadırlar. Oysa diyabette erken tanı ve tedavinin önemi çok büyüktür. Özellikle hastalığın beşinci yılından itibaren her diyabet hastası altı ayda bir göz hekimine gitmeli ve göz dibine baktırmalıdır. Diyabetik retinopati teşhisi konulan bir kişide ise takip muayenelerinin sıklığı hastalığın şiddetine göre değişir. Hastaların 3 ay aralıklarla kontrol edilmesi, oluşan bozuklukların yerleşmesini önleyebilir ve geri dönülmez noktaya gelmeden müdahale edilmesini sağlayabilir."