Sağlam bir evlilik için...2015-12-25 18:50:00Etrafınızda birçok çiftin boşanma kararı alması ya da kendi ailenizde yaşadığınız deneyimler, sizi evlilik kurumundan soğutmuş olabilir. Oysa her insan mutlu bir evlilik yapmanın, hayat boyu bir yastıkta yaşamanın hayalini kuruyor. Kolay olduğunu söylemiyoruz ama imkansız da değil…
Bundan 15-20 yıl önce bir çiftin boşanması herkesi şok ederdi. Annesi ve babası boşanan çocuk, kimsenin olayı duymamasını ister, sınıfta ebeveynleri ayrıldığı için utanç duyabilirdi. Bugün ise bir sınıfın bazen yarısı boşanmış anne ve babaların çocuklarından oluşuyor. Boşanma haberleri artık yetişkinler için de şok haber kategorisinden çıktı… Bu durumun iyi bir gelişme olduğunu söylemek doğru olmasa da, ekonomik özgürlüğünü kazanmış ya da aileleri tarafından anlaşılan ve desteklenen kadınların ömür boyu mutsuzluk yerine yeni bir hayat kurmaya cesaret etmeleri de sevindirici… Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Psikolog Şirin Hacıömeroğlu Atçeken ile kimsenin yaşamak istemeyeceği ancak yaşanması gerektiğinde ise dünyanın sonu anlamına gelmeyen “boşanma”yı konuştuk.
Son yıllarda boşanan çiftlerin sayısında artış var. Sizce neden?
Artık hukuki olarak daha kolay. Sayıları arttıkça yeni nesil açısından tabu olmaktan çıkıp, kabul edilebilir hale geldi. Kadınların iş hayatında daha fazla yer alması ve ekonomik özgürlüklerini kazanması boşanma kararını etkiliyor. Bu kadınlar mutsuz bir hayatı sürdürmek yerine yeni bir hayat kurmayı tercih ediyor. Bir diğer faktör de büyük şehirlerde hayatın hızlı akıyor olması. Bu hız, çiftlerin birbirlerinden uzaklaşmasına neden olabiliyor. Aradaki mesafe açıldıkça da kopuşlar oluyor.
Bu durum insanların evlenmekten kaçınmasına neden oluyor mu?
Evlilik, bin yıldır süregelen ve hiçbir zaman ortadan kalkmayacak bir kurum. Ancak insanların fazla boşanma hikayesi duyması demoralize olmalarına yol açabiliyor. Ailesinde boşanma görmüş kişilerin de evliliğe korkarak bakması mümkün. Ancak yine de herkes evlenmek istiyor çünkü aile kurma isteği ve tek eşlilik, insan doğasında var.
Boşanmaktan korktuğu için evlenmekten kaçınanlara rastlıyor musunuz?
Rastlıyorum... Çocukluğunda ebeveynleriyle güvenli bağ kuramamış bebekler, ileride bağlanmaktan kaçınabiliyor. Bebekken annesine güvenle bağlanabilenlerin ise daha sağlıklı ilişkiler kurduğu biliniyor. Anne-babası boşanan ve bu süreçte çatışmalara maruz kalanlar da evlenmekten kaçınabiliyor. Genellikle her insanın ilk kadın modeli annesi, ilk erkek modeli ise babasıdır. Onların arasındaki ilişkide sevgisizlik, aldatma, ihanet varsa çocuk “İlişkiler mutsuzdur, bitmeye mahkumdur” şeklinde öğrenir. Bu çıkarımlar ileride farkında olmadan kendi ilişkilerini etkiler. Önceki ilişkilerde yaşanan aldatma, şiddet gibi travmalar da kadınların yeni ilişki kurmaktan kaçınmasına neden olabiliyor.
Boşanmanın artık kabul edilebilir bir olay olması, çiftlerin daha çabuk karar vermesine neden oluyor mu?
Bazen insanların evliliklerine ve ilişkilerine yeteri kadar emek vermediğini düşünüyorum. Terapiye öyle bir noktada geliyorlar ki, ilişki artık pamuk ipliğine bağlı halde oluyor. Yılların birikimiyle erozyona uğramış halde gelenlerin hayatında bir şeyleri değiştirmek imkansız değil ama daha zor. Bu durumda terapiye gelenler bazen boşanma kararı verebiliyor ve bu hayırlı olabiliyor. Ancak ben ilişkilerin sanat olduğunu düşünüyorum. Çok ince ayrıntıları var. Nasıl ki yeni bir konu öğrenirken bir sürü kaynaktan bilgi edinip kendimizi geliştiriyorsak ilişkide de böyle yapmak gerekiyor. Oysa insanlar bir kere evlendikten sonra oldu, bitti, her şey garanti diye düşünüyor. Bu bakış açısını kazanmak önemli. Ayrıca insanların artık daha bireyselleşmiş olmaları, kendi isteklerinin, arzularının daha çok farkında olmaları, daha çabuk ayrılma eğiliminde olmalarına neden oluyor.
Bir ilişkiye doğru bakımı yapmak nasıl öğrenilebilir?
Konuyla ilgili kitaplar okuyarak, seminerlere katılarak veya terapiye giderek. Terapi, genellikle bir sorun olduğunda tercih ediliyor. Ancak evlilik öncesi danışmanlık da çok işe yarıyor. ABD’de kaldığım 3 yıl boyunca çevremde evlenmek üzere olan arkadaşlarımın bu tür terapilere gittiğini gördüm. Nasıl bazı çiftler çocuk sahibi olmadan önce doğuma hazırlık kurslarına gidiyorsa, evlilik öncesinde de evliliğe hazırlık yapılabilir.
Evlilik öncesi danışmanlık neleri kapsıyor?
İlişki değerlendirme envanterimiz var. Çiftler soruları ayrı ayrı yanıtlıyor. İişkinin hangi noktaları güçlü, hangi noktalarının geliştirilmesi gerekiyor, gelecekte hangi konularda sıkıntı yaşanabilir gibi bilgilerden oluşan bir yol haritası elde ediyoruz. Örneğin bir ilişkide sık sık kavga çıkıyorsa, bir şeylerin birikmesine izin vermeden önlem almak gerekir. Hele de çift sağlıklı tartışamıyorsa, düzgün çatışmayı beceremiyorsa, mutlaka terapiye gitmelerini, danışmanlık almalarını öneriyorum. Bazen yeni evliler, “Birbirimizi çok seviyoruz ama bazı şeyler yolunda gitmiyor” diye geliyor. İşte bu noktada, problemler düğüm haline gelmeden çözümleniyor. Çiftlere nasıl sağlıklı iletişim kurulur, nasıl tartışılır gibi becerileri öğretiyoruz. Bunları öğrendikten sonra hayat boyu her konuda tartışabiliyorlar.
Boşanmak keyifli bir durum olmasa da dünyanın sonu da olmuyor, değil mi?
Tabii ki ama iki sevgiliden ayrılmaktan farklı… Hele çocuklar varsa... Birçok insan çocuğu olduğu için boşanmıyor. Ancak bazen de mutsuz bir hayat geçirmektense yol yakınken ayrılmak daha iyi. Bazen o çocuklar o kadar büyük çatışmaların içinde büyüyor ki, ebeveynleri boşansa daha az zarar görürler demek mümkün.
Evlenmeden önce beraber yaşamak sağlam bir evliliğin çözümü olabilir mi?
Böyle bir genelleme yapamayız. ABD’de bir araştırma birlikte yaşayıp evlenenlerde boşanma oranlarının daha fazla olduğunu göstermişti. Tabii ki aynı evin içinde tanımak önemli ancak evlenmek farklı bir olay çünkü işin içine aileler de giriyor. Çocuk sahibi olma ihtimali de artıyor. Birlikte yaşarken her şey yolunda giderken işin içine farklı sorumluluklar girince değişebiliyor.
Bir de mutsuz olduğu halde boşanmayanlar var…
Neden boşanmak istemediğini iyi anlamak gerek. Her zaman inat edip de boşanmıyor değil. Ekonomik kaygıları olabiliyor. Hele de çocuğu varsa, hele de hep ev kadını idiyse, eşinden ayrılınca hayatı idame ettirememekten korkabiliyor. Boşandığı eşin sonrasında onu destekleyecek maddi imkanı yoksa ya da ailesi kadını desteklemiyorsa boşanmak istemeyebiliyor. Toplumsal açıdan zorluk yaşamaktan çekinenler de olabiliyor. Babasının evine döndüğünde ergenlikteki kurallara dönüş söz konusu olabiliyor. “Dışarı çıkma, geç gelme, laf olmasın, boşandın, komşular ne der?” gibi baskılara maruz kalmak istemeyenler boşanmamayı tercih ediyor.
Bu durumda kadının 40 katır ile 40 satır arasında bir seçim yapması gerekiyor yani…
Bu durumda başvuran danışanlarımızla nasıl güçlenip hayatlarını kurabilecekleri üzerine çalışıyoruz. Bazıları okula dönebiliyor, bazıları kariyerlerine yeniden başlıyor. Ya da ailesinin evine dönen ancak kendi kurallarını getirenler olabiliyor. Güçlenen, değerinin farkına varan kadınlar daha kolay boşanabiliyor ve mutsuz olmuyor.
SAĞLAM BİR EVLİLİK KURABİLMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
- Gerçekçi olun.
- Karşınızdaki kişiyi iyi tanımaya çalışın ve bunun için birbirinize zaman verin.
- Birlikte zaman geçirin, mümkünse tatile çıkın.
- Onun ailesi hakkında bilgi edinin.
- Sizi rahatsız eden durumların evlendikten sonra değişeceğini umut etmeyin.
- Evlenmeden önce ciddi kavgalar, şiddete varan tartışmalar varsa bunların azalmayacağını, aksine artacağını unutmayın.
- Karşı tarafı olduğu gibi kabul edebileceğinizden emin olun.
- Evlilikten ne beklediğiniz konusunda kendinize karşı net olun.