Pek çok insanın duygularıyla ilgili kafa karışıklıkları vardır. Bazılarının problemi sadece ne hissettiklerini tam manasıyla çözememeleridir. Bazıları ise duygularını tanırlar, fakat onları ifade edemezler.
Gelin şimdi duygularla ilgili bazı gerçeklere, onları tanımlama ve yönetme ile ilgili durumlara bakalım..
Biraz uzun, ama etkili..


#1



Duygular düşüncelerden farklı olarak bütün bedensel tepkileri içerirler. Duygular hem beynin limbik sistem olarak isimlendirilen bölümüyle hem de bedenin otonomik sinir sistemiyle ilişkilidir. Duygusal olarak heyecanlanıldığında kalp atımının artması, nefesin hızlanması, terleme hatta kızarma ve titreme gibi bedensel tepkiler hissedilmektedir.
#2



Duygular damdan düşer gibi oluşmaz ancak kişilerin düşünce ve algılarından etkilenirler. Çevredeki olayların algılanması, yorumlanması biçimlerinden ve/veya kişinin kendi içsel düşünce süreçlerinden ve/veya kendi kendine konuşmalarından, hayallerinden, anılarından ortaya çıkarlar. Eğer birey belirli duygusal tepkiler için uyaranları belirleyemiyorsa uyaran bilinçdışı olabilir. Duygularda stresten etkilenir. Stres altındayken zaten duygulara eşlik eden fizyolojik uyarımlara benzer bir durum yaşanır. Duyguların bazı özel tipleri kişilerin dışsal olaylara bakış açısı ve onlarla ilgili yorumlarıyla ilgilidir.
#3



Duygular temel ve karmaşık olarak iki gruba ayrılabilmektedir. Bu ayrım konusunda birbirine karşı görüşler ve anlaşmazlıklar bulunsa da böyle bir ayrım yapıldığında kızgınlık, yas, korku, aşk, heyecanlanma ya da neşe gibi duygular temel duygular arasına yerleştirilirken şevk, inanç, hayal kırıklığı ya da yetersizlik gibi duygular daha karmaşık olmaktadır. Karmaşık duygular daha basit duyguların birleşiminden oluşur ve düşünce süreçlerine daha fazla bağlıdır. Basit duygular daha tepkisel, kısa süreli olma eğilimde ve otonomik sinir sistemince oluşturulan istemsiz fiziksel tepkilere daha bağlıdır.
#4



Duygular enerjiyi belirler. Eğer duygulara dokunulur ve ifade edilirse kişi daha enerjik olur. Eğer duygulara dokunulmaz ve ifade edilmesine izin verilmez ise birey kendini uyuşuk, tembel, yorgun, depresif ve kaygılı hissedebilir.
#5



Duygular genellikle saf formdan ziyade karışımlar olarak görülmektedir. Kimi zaman korku, üzüntü, öfke gibi temel duygular deneyimlenmektedir. Üzerinde düşünüldüğünde daha sıklıkta iki ya da daha fazla duygu bulunmaktadır. Örneğin, tehditkar bir davranış karşısında genellikle aynı zamanda kızgınlık ve korku hissedilmektedir.
#6



Duygular genellikle bulaşıcıdır. Sevdikleri birini ağlarken gören insanlar kendilerini üzgün hissetmeye hatta ağlamaya başlayabilmektedir. Kimi zamanda başka birinin heyecan ve coşkusundan etkilenilebilmektedir. Kaygı ya da korkuya eğilimli insanlar genellikle çevrelerindeki insanların duygularından söz etmelerine duyarlıdırlar. Bu kişilerin başkalarının duygularını paylaşmaya daha az eğilimli olmayı ve kendi duygularına rahatça dokunabilmeyi öğrenmeleri gerekmektedir.
#7



Duygularda doğru ya da yanlış yoktur. Algı ya da yargılar duyguları yönlendirir ancak bu algılamalar doğru ya da yanlış, geçerli ya da geçersiz olabilmektedir. Bu nedenle birey kendinin ya da başkalarının hissettiği ya da hissetmesi gerekenler konusunda doğru ya da yanlış hükmünde bulunmamalıdır.
#8



Duygular genellikle bastırılır. Bazen duygular kontrol edilir ve ifade edilmez. Örn. Eşinizle tartıştığınız için çok üzgün bir haldesiniz ve iş yerinde bir arkadaşınızla paylaşmak istiyorsunuz ama iş ortamında ağlamanın uygun olmayacağını düşündüğünüz için kasıtlı ve bilinçli olarak duygularınızı içinizde tutuyorsunuz. Başka bir durumda olumsuz duygularınızı ifade etmek istiyorsunuz ama o duygularla uğraşmak istemiyorsunuz. Bilinçli olarak bastırmak yerime zihni bir şeylerle meşgul ederek bu duyguları görmezlikten gelebiliyorsunuz. Bu kaçınma ya da bir bahaneye sığınma bastırmanın farklı bir biçimidir.
------ Duyguları Tanımlamak ------

  • Bastırılmış duygulardan kaynaklanan belirtileri tanımlamak
  • Bedene dönmek


Bastırılmış duygulara bağlı gelişen belirtiler

İçeride tutulan duygular kendilerini çeşitli fiziksel ya da psikolojik belirtilerle ortaya koymaktadırlar.

Kaygı



Kaygı pek çok nedenden ortaya çıkmaktadır. Bazen belirsizliklerle karşılaşınca duyulan temel bir duygudur bazen de beklenmedik olumsuz durumların (“ise” düşünce şeklinin) sonucudur. Eğer kaygı belirli bir durumla ilişkili görülmüyorsa güçlü fakat ifade edilmemiş duygular nedeniyle ortaya çıkmış olabilir.Her duygu boşaltılması gereken bir enerji taşır. Bu enerjiyi tuttuğumuz ya da kendini ifade etmesine izin vermediğimiz zaman gerilim durumu ya da belirsiz bir kaygı yaratabilmektedir.
Depresyon



M.S. Peck depresyonu “sıkışmış duygular” olarak tanımlamıştır. Bazı kayıplardan sonra üzüntü ya da yas yaşanmadığında sıklıkla depresif olunmaktadır. Gözyaşlarının akmasına izin vermek ve ağlamak kayıp ya da yas konusunda daha iyi hissedilmesini sağlayabilmektedir. Depresyon öfkenin içeride tutulması sonucunda da ortaya çıkabilmektedir. Gestaltçı psikologlar, maskelenmiş kızgınlığın kişinin kendine yönelmesi sonucunda depresyonun ortaya çıkabileceğine işaret etmektedirler. Eğer son zamanlarda belirli bir kayıp olmadığı halde birey kendini depresif hissediyorsa neye kızmış olduğunu kendine sormalıdır. Özellikle bireyin kendini aşırı eleştirdiği ve yüklendiği bir dönemdeyse bu iyi bir sorudur.
Psikosomatik Semptomlar



Baş ağrısı, yüksek tansiyon, ülser, astım gibi yaygın pek çok psikosomatik belirti sürekli olarak ifade edilmeyen duygulardan kaynaklanabilmektedir. Psikosomatik belirtiler kronikleşmiş stresin herhangi bir tipinden ortaya çıkabilirken, yıllar boyunca ifade edilmemiş duyguların bedelini bedenimiz ödeyecektir. Kuvvetli duyguları tanımlamak ve ifade etmeyi öğrenmek pek çok psikosomatik semptomun azalmasını ya da kaybolmasını sağlayabilmektedir.
Kas Gerginliği



Gergin, sıkılmış kaslar büyük ölçüde duyguların uzun süreli ifade edilmemesi sonucu ortaya çıkan yaygın bir belirtidir. Duygular ifade edilmeyip bastırıldığında belirli kasmalarımızı sıkmaya yöneliriz. Belirli duygular, gerilmiş farklı kas gruplarında bulunmaktadır. Engellenme ya da saldırganlık boyun ve omuz kaslarında gerilime neden olmaktadır. Üzüntü ve yas göğüs bölgesi ve göz etrafında, korku mide kaslarında, ifade edilmeyen cinsel duygular da pelvik bölgesindeki kasların gerilmesine neden olmaktadır.
Bastırılmış duygular ve yukarıda belirtilen beden alanları arasındaki ilişkiye ait kesin bağlantılar yoktur. Öfkelenildiğinde gözlerden pelvise kadar farklı kas grupları gerilmektedir. Herhangi bir bölgedeki sıkı kaslar ve fiziksel gerilim noktası, duyguların sürekli olarak biriktirildiği noktayı işaret ediyor olabilmektedir.
Bedene Dönmek

Günlük endişe ve sorunlarla zihnin sürekli meşgul olması bunlara “kafayı takmak” duygulara dokunulmasına engel olmaktadır. Duygulara erişimi ele geçirmek için odak noktamız zihinden bedene kaymak zorundadır. Kalp kırıklığı, mide ağrısı vb. gibi günlük dilde kullandığımız ifadelerde bunları yansıtmaktadır. Bedene yönelerek duygulara dokunmak, tanımak mümkündür. Aşağıdaki adımlar yararlı olmaktadır.

  • Fiziksel gevşeme:Eğer beden gergin ve zihinde düşünceler yarışıyorsa ne hissedildiğini bilmek zordur. Aşamalı kas gevşetme, meditasyon ya da başka bir gevşeme yöntemi için 5-10 dakika ayırmak insanları sakinleştirmektedir.
  • Şu anda ne hissediyorum diye sormak: Bunun yerine şu andaki esas sorunum ya da endişem nedir diye de sorulabilir.
  • Üzüntü, korku ya da kızgınlık gibi duygulanımların hissedildiği beden bölgesine yönelmek. Bu genellikle kalp ya da mide bölgesidir (bazen daha alt bölgelerde olabilmektedir). Burası duyguların “iç yeri”dir.
  • Duyguların yerleştiği yerden çıkan duygular beklenmeli her ne olursa olsun dinlenmelidir. Orada olan duygular analiz edilmeye çalışılmamalı ve yargılanmamalıdır. Bir gözlemci olunmalı ve herhangi bir duyguyu hissedebilmek için kişi kendine izin vermelidir.
  • Eğer zihin 3. ya da 4. adımda takılıp kaldıysa (düşünceler yarış halindeyse) ilk adıma geri dönüp yeniden başlanmalıdır. Büyük olasılıkla daha fazla gevşemeye gereksinim duyulmaktadır.
  • Ne hissedildiği konusunda bir duygu belirdiğinde aşağıdaki soruların cevaplarına yoğunlaşılmalıdır. Bu duygu vücudumun neresinde? Bu duygunun şekli ne? Bu duygunun boyutları nedir? Eğer bu duygunun bir rengi olsaydı ne olurdu?