Düşük ilacıyla kürtaja gerek kalmayacak
'Devlette narkozsuz kürtaj' tartışmaları istenmeyen gebeliklerin sonlandırılmasını tekrar gündeme getirdi
Bir süre önce kamuoyunda tartışmalara neden olan kürtaj, ''devlet hastanelerinde narkozsuz yapıldığı'' iddiasıyla yeniden gündemde. Sağlık Bakanlığı, devlet hastanelerinde genel ya da lokal anesteziyle yapılan kürtaja gerek kalmadan istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması için çalışma yürütüyor.
''Devlette narkozsuz kürtaj'' iddiasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Leyla Mollamahmutoğlu, hastanede günde 30-40 arasında kürtaj yapıldığını, bunlardan hastanın durumuna göre 10-12'sinde genel, geri kalanında da lokal anestezi uygulandığını bildirdi.
Sistemik hastalık, anomali ya da hastanın korkusu halinde genel anestezi yapıldığını belirten Mollamahmutoğlu, şunları söyledi:
''Kürtajda genel anestezi tercih etmiyoruz. Çünkü genel anestezi sadece kürtajda değil diğer operasyonlarda da beraberinde riskleri getiren bir işlemdir. Mümkün olduğunca hastayı lokal anesteziye ikna etmeye çalışırız. Bu işlemde sadece rahim ağzı lokal anesteziyle uyuşturulur. Böylece hastanın ağrı çekmemesi sağlanır. Ancak hasta ısrarlı olursa genel anestezi yaparız. Lokal anestezide her hastanın ağrı eşiği farklı olduğu için verilen tepkiler de farklıdır. Bir de kürtajın doğasından gelen bir rahatsızlık vardır. Hiçbir kadın kürtaja güle oynaya girmez. Bu gerginlik ve elem nedeniyle hasta işlem sırasında ağrı duymasa bile rahatsızlık hisseder, acı duyduğunu söyleyebilir.''
''KÜRTAJ AİLE PLANLAMASI YÖNTEMİ DEĞİL"
Sağlık Bakanlığı hastanelerindeki aile planlaması merkezlerinde, çiftlere, istedikleri kadar çocuk sahibi olmaları ya da istenmeyen gebeliklerin önlenmesi için eğitimler verildiğini anlatan Mollamahmutoğlu, kürtaj öncesinde de bu merkezlerde psikologlar tarafından danışmanlık hizmeti verildiğini, isteyenlere bu işlemin uygulandığını söyledi.
Hastanın bir daha böyle bir olay yaşamaması için doğum kontrol yöntemleriyle ilgili bilgilendirildiğini ifade eden Mollamahmutoğlu, şu bilgileri verdi:
''Kürtaj aile planlaması yöntemi değildir. Doğum kontrol yöntemi, kişiye özel olmalı, bazı tetkik ve muayeneler sonrası bunlardan birine karar verilmelidir. Doğum kontrol yöntemi uygulanması ya da önlem alınmaması halinde istenmeyen gebelik oluşmaması da aslında mümkün. Bu konu ne yazık ki Türkiye'de hiç bilinmiyor. Aile planlaması kliniklerine böyle bir taleple neredeyse hiç başvuru olmuyor. Oysa muhtemel bir gebelik riski varsa hemen ilişki sonrası ''Acil Korunma Yöntemi''ne başvurulabilir. Bunlardan en çok bilineni 'Ertesi gün hapları'dır. İstenmeyen gebeliğin önlenmesi için 24 en geç 48 saat içinde, hatta 5 güne kadar bu haplardan alınabilir. Spiral de acil korunma yöntemlerinden biridir. Halkın bu konularda mutlaka bilinçlendirilmesi gerekir.'' Bu önlemler sayesinde istenmeyen gebeliklerin, böylece kürtajın da önlenebileceğini ifade eden Mollamahmutoğlu, ''Bu bir çok kadında uygulanabilen basit bir yöntem. Ancak hekim gözetiminde olmalı, gelişigüzel kullanılmamalı'' dedi.
''KADIN TEK BAŞINA BIRAKILMAMALI"
Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Hastanesi Aile Planlaması Klinik Şefi Doç. Dr. Berna Dilbaz da kürtaja çiftlerin birlikte karar vermesinin büyük önem taşıdığını, böyle bir işlemle ilgili erkeğin de sorumluluk alması gerektiğini belirtti.'' Kürtajın kadının vermesi gereken bir karar olması gerektiği'' görüşlerine karşı çıkan Dilbaz, ''Hamileliğin sonlandırılması kadın için zor bir süreçtir. Bu süreçte çoğu zaman kadın yalnız bırakılıyor, sonuçlarıyla tek başına başa çıkması gerekiyor. Oysa erkeklerin de bunda payı var. Kadın tek başına bırakılmamalı'' dedi.
''VAKUM DEĞİL ENJEKTÖR"
Kürtajın, vakumla değil rahim ağzı uyuşturularak enjektör ile yapıldığını, bu işlemde, gebelik materyalinin dışarıya çekildiğini bildiren Dilbaz, ''Yöntem, rahim ağzının açılarak içerinin kazınmasına göre daha az riskli'' dedi.
DÜŞÜK HAPI
İstenmeyen gebeliklerin sonlandırılması için ABD ve Avrupa'da ruhsatlı olan tıbbi düşük ilacının kullanıldığını belirten Dilbaz, yaklaşık 3 yıl önce piyasaya çıkan ilacın Türkiye'de ruhsatlı olmadığını kaydetti.Bu ilaçla aralarında Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Hastanesi'nin de bulunduğu Sağlık Bakanlığına bağlı 3 hastanede, binin üzerinde hastada çalışma yürütüldüğünü bildiren Dilbaz, ''İlaç 2 gün üst üste alındıktan sonra herhangi bir işleme gerek kalmadan hasta evinde düşük yapıyor. Çalışmadan olumlu sonuçlar alındı'' bilgisini aktardı. Doç. Dr. Dilbaz, ilacın 6-8. haftadaki gebeliklerin sonlandırılmasında etkili olduğunu, ancak 8. hafta sonrasında sorun ortaya çıkabileceğini belirtti.