Ses Çıkarma ile ilgili inançlar, adetler, gelenekler ve dini uygulamalar

Şüphesiz, sesin bizzat kendisi bir inanç değildir. Şiddetli ses gürültü; zararlı olduğuna inanılan güçlerden kurtulma ve kurtarmada uygulanan bir dini pratiktir.
Sinop’ta, gelin ve damat evin eşiğinden girerken, şişe kırılır.
Adana’da cenaze kaldırılırken arabalar siren çalarlar. Bu uygulama Urfa ve benzeri birçok yöremizde de vardır.
Haymana-Ankara’da, Ay ve Güneş tutulmasında boş tenekeye vurulur, silahla ateş edilir. Ay ve Güneş tutulmasında silah atılması birçok yerde görüldüğü gibi Artvin’de de uygulanır. Keza tenekeye vurulması, iki taşı birbirine vurma da oldukça yaygındır.
Balıkesir’de, çocuk sünnet olurken bardak türünden, kırıldığı zaman ses çıkaran bir cismin kırılmasının hayrına inanılır.
Bolu’da, Ramazan ve Bayramlar, silah atılarak karşılanır.
Giresun ve çevresinde, ay tutulduğu zaman bağırıp çağırmak, yüksek sesle gülmek çok yaygındır.
Giresun’da cenaze, meskûn mahalden geçerken sürekli klakson çalarlar.
Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi İzmir’de de kişinin kulağına dokunulup 3 defa ses çıkarabilecek yere vurulmasının, kaza veya afete karşı koruyucu olacağına inanılır.
Şişe kırılarak, siren çalınarak, boş teneke çalınarak silah atılarak, bardak kırılarak, bağırıp çağırarak, tahtaya üç defa vurularak ses çıkarılması, kara güçleri kovup onların çocuklara, evlilere, cenazeye vb. kötülük yapmasını önlemek içindir. İnanca göre, çıkarılan gürültü ile fenalık yapmasından korkulan bu güçler, korkup kaçacaklar ve böylece onlardan korunulmuş olunacaktır.
Biz, bu tür uygulamaları Anadolu’nun muhtelif yerlerinde, Makedonya ve Kuzey Irak Türkmen ve Kürtleri arasında da tespit ettik. Bu inancın derinliklerinde eski Türk inançları yatmaktadır. İnanca göre ayı parçalamaya çalışan Celmavuz isimli Kara İyelerden, gürültü yapılarak ay kurtarılmış olmaktadır.
Kaynak: Yaşar Kalafat, İslamiyet ve Türk Halk İnançları