ŞEKER HASTALIĞININ VUCUDA ZARARLARI
Şeker hastalığı vücutta çeşitli arızalara neden olur, bu arızaların neden meydana geldiğini her hasta öğrenmeli ve bunları azaltma önlemlerini almalıdır.
1. KANIN ASITLIĞININ ARTMASI (KETOASIDOZ)

Bu arıza şeker hastalarında çok görülür. Zamanla iyi bir şekilde tedavi edilmezse, hastayı ölüme sürükleyebilir.
Vücutta yağ ve proteinlerden şeker yapılması, kanda aseton miktarının artmasına neden olur. Aseton sinir
sistemi için zehirdir.

2. ASETONUN KANDA ARTMASI

Hastada bulantı ve kusmaya neden olur. Bu nedenle hasta su içmez olur. Ayrıca kusma ve sık idrara çıkma
ile hasta çok su ve tuz kaybeder. Hastanın vücudu susuz kalır, hastada kan dolaşımı zorlaşır ve komaya girer.
Komaya giren kimse 1–2 saat kendini kaybeder. Bazen, ağır bir üzüntü, ani bir şok, aşırı bir yorgunluk görülür. (Rafine şeker yeme hastanın komaya girmesine neden olabilir.)

Hasta komaya girmeden önce şu belirtilerle karşılaşır.
Gece gündüz yorgunluk hissi, uyuklama
Süratli zayıflama
Susuzluğun artması, açlık hissinin azalması
Bulantı kusma ve şiddetli karın ağrısı
Hasta ve etrafındakiler bu belirtileri iyi bilmeli ve hemen acil çaresi aranmalıdır, aksi halde hasta kısa sürede komaya girer. Hasta odası aseton kokar, zira hastanın nefesinde ve terinde aseton artmıştır. Hastanın gözleri solar, kalp atışları yavaşlar ve tansiyon düşer.
Vücutta su azaldığı için, idrara çıkma azalır. İdrarda şeker ve aseton çok fazladır. Kan muayenesi ile durum daha iyi anlaşılır.

• Kanda şeker oranı, 300 mg‘ı bulabilir, bazen geçer de.
• Alkali miktarı litrede 55’ den 20 ye düşmüştür.
• Kanın ph’sı 7,15 – 7,40 iken 7 nin altına düşer. (asitliği artar.)
• Aseton ve benzeri maddeler 1 litre kanda 6 mg iken 500 mg’a çıkabilir.

3. ASETONSUZ KOMAYA GIRME

Kan şekerinin normalin altına düşmesi sonucu komaya girme, şeker hastalarında sık görülür. Asetonsuz ve
şeker düşmesiyle ilgili olmayan başka sebeplerden dolayı hasta komaya girebilir.

Bunlar;
A. Böbrekleri hasta olan şeker hastasının kanı asit olur ve komaya girebilir.
B. Şeker hastasının kanında süt asidi miktarı çok artar, bu da onun komaya girmesine sebep olabilir. Normalde 1 litre kanda 115 mg süt asidi vardır, şeker hastalarında bu miktar 3.000 mg. kadar çıkar ve hastayı komaya sokar. Bu durumbiguanide yapılı, ağızdan alınan diyabet hapı kullananlarda çok görülür.
C. Kan koyulaşması sonucu da şeker hastaları komaya girebilir. Özellikle de yaşlı şeker hastalarında bu çok görülür.
D. İyi tedavi edilmeyen şeker hastalarında kan damarları zarar görür ve beyin damarlarından bir kısmının bozulması sonucu, bazı şeker hastalarında vücudun sağ ve sol yarısına ağırlık, felç gelebilir. Bu tedavi edilmezse damarlardaki tahribat ilerler ve hasta tam felç olabilir veya komaya girebilir.

4. ENFEKSIYONLARA KAPI AÇILMASI

Şeker hastalarında enfeksiyonlara karşı direnç düşmüştür, bu da çeşitli bulaşıcı hastalıklara zemin hazırlar.
5. DERIDE:

Yer – yer ürtiker, dökülmeler, apseler ve dermatitler meydana gelir.
6. MUKOZA KISIMLARINDA:

Diş etleri, dudak iç kısımları, ağız içi, kadınlarda dış genital organlar enfeksiyona uğrar ve kaşınır. Erkeklerde ise testisler yoğun bir şekilde kaşınır.
7. İÇ ORGANLARDA:

Böbreklerde piyelonefrit, ateş, böbrek spazmı, sistit, böbrek yetmezliği, karaciğer ve safra kesesi iltihaplanması ve taş ağrısı, akciğer tüberkülozu çok sık görülür.
8. DAMARLARIN BOZULMASI

Şeker hastalığı damarları tahrip ettiği için dolaşım normal olmaz, bunun sonucu çeşitli organlar tam beslenemeyerek vakitsiz yaşlanır. Şeker hastaları tedavi edilmezse normal insanlara göre 10–20 yıl daha az yaşarlar.
9. ORGANLARDAKI BAŞLICA BOZULMALAR ŞUNLARDIR:

a. Damar sertliği
Şeker hastalarında damar sertliği süratle gelişir. Bunun sonucu çeşitli organlar beslenemez ve vakitsiz yıpranırlar.

b. Göz merceği
Göz merceği ve diz kıkırdağı gibi difüzyon suretiyle beslenen organlar tam beslenemez ve gözün görmesi azalır, kıkırdaklar zayıflar, disk kaymaları meydana gelir.

c. Deri
Cilt vakitsiz yıpranır ve canlılığını kaybeder. Cildin ve organların bazı kısımlarında dolaşım bozukluğu olduğu
için kangren oluşur.

Şekerin yaptığı tahribat çoğu zaman kendini; vücutta sinir sistemi ve kan dolaşımı bozukluğu, kasların iyi beslenememesi ve hareket kısıtlılığı şeklinde gösterir.
Bunun sonucu bilhassa kaslarda ağrılar olur. Kalp damarlarının daralması ve tıkanması, anginal ağrılara, ayak ve ellerdeki damarların daralması da ayak başparmağında ve diğer parmaklarda şişmelere, kangrene ve önlenmezse bacak kesilmesine kadar gidebilir. Kol ve bacak damarlarında sertleşmeye bağlı kan dolaşımını azaltır ve yürürken bacaklara sık – sık kramp girer. Bu sırada ayaklar fazla üşür. Ayak tırnakları
kalınlaşır ve ayak derisi kurur. Ayak ve ellerin beslenememesi bazen daha da ileri gider ve ayak başparmağı beslenemediği için kangren olur ve kesilir.
Uzun yıllar iyi tedavi edilmeyen şeker hastalarında bu olay çok görülür. Dizden aşağı kısımlarda yer – yer kangrenler olur. Şeker ağır bir hal alırsa ayak başparmağında başlayan kangren ilerler ve dizden veya belden aşağı
bacağın kesilmesine neden olabilir.

d. Kalp Rahatsızlıkları
Şeker hastalarında kalp rahatsızlığı fazla görülür. Kalp damarlarının sertleşip
daralması anginal ağrılara sebep olan koroner damar daralmalarına ve kalp krizine sebep olabilir. Kalp yetmezliği de sık görülür.

e. Beyin Dokusunda Meydana Gelen Tahribatlar
Beyin damarlarının daralması ve sonuçta da tıkanmasına bağlı felçlere, Alzheimer hastalığına, unutkanlığa, bunamaya neden olur.

f. Görme Bozuklukları
Şeker hastalığının en önemli zararlarından biri gözün retina tabakasını tahrip etmesidir. Ne kadar erken teşhis
edilirse o kadar kolay ilerlemesi durdurulabilir. Aksi halde körlüğe kadar götürebilir. Kanda şeker derecesinin
düşük olması bu tahribatın ilerlemesini durdurur. Şeker hastalarında gözde katarakt sık görülür. Katarakta
ameliyatla göz merceği alınır ve retina sağlıklı ise ameliyattan sonra hasta görebilir.

g. Böbreklerdeki Tahribatı
Şeker hastalarının böbreklerinde, renksiz bir tortu birikir, zamanla bu tortu böbreklerin süzme işlevi gören
kısımlarının çalışmasını bozar, hastada albümin çıkmaya başlar. Daha sonra ödemler ve tansiyon yükselmesi olur. Şeker hastalarının çoğu üremiden ölür. (Kandaki protein dengesi bozulur, kanda albümin azalır buna karşılık globülin artar, daha sonra da kanda üre oranı artar.)

DİKKAT!

Diyabet Hastalarının Kullandığı Tatlandırıcılar Böbreklerdeki Rahatsızlığın Daha da İlerlemesine Neden Olurlar. Diyabetin Daha da Derinleşmesine Sebep Olurlar.
h. Sinir Sistemindeki Tahribatlar
Şeker hastalarında sinirler doğrudan etkilenmez. Zira sinirler insülin olmadan beslenebilirler, fakat sinirleri
beslemeye yarayan damarların bozulması sonucu, beslenemez ve dolaylı olarak tahrip olurlar. Bu yüzden diyabetliler sinirli ve öfkeli olurlar. Romatizma siyatik ağrıları artar. Bilhassa bu ağrılar geceleri fazlalaşır. Sinirlerin vazife görememesi sonucu gözde, kollarda, mide ve bağırsaklarda çeşitli kaslarda felçler olur ve bu görülmeyen iç organ kaslarının yer – yer felç olması hastada; hazımsızlık, kabızlık veya göz kaslarının kısmi felcine bağlı gözünü oynatamama gibi sonuçlarla karşılaşılır. Ayak kemiklerinde bozulma ve çökmeler, baldır ve kalçalarda yağ birikimleri oluşur. Tüm bunlar, o bölge sinirlerinin tahrip olmasından ileri gelir.

I. Dişlerdeki Zararı:
Şeker hastalarında diş çürümeleri, apseler, diş eti iltihapları çok görülür. Tüm bu bozulmalar ve arızalar, şeker hastalığının zamanında tedavi edilmesi ile önlenebilir ve hasta sağlıklı bir yaşam sürdürebilir.