İnsanlar gibi ünlüler de ikiye ayrılıyor: Gerçek kürk giyenler ve giymeyenler... Gerçek kürk giyen ünlüler ise üçe ayrılıyor:


1- Giydiğinin gerçek olduğunu bilmeden giyenler. “Nasıl bilmez canım, sorgulamıyor mu?” derseniz haklısınız. Ama maalesef sorgulamıyor, stil danışmanı ne getiriyorsa otomatik olarak giyiyor.

2- Gerçek olduğunu bilip bu kürkün tıpkı et gibi “helal” yollardan, hayvanlara işkence edilmeden alındığına inananlar. Vicdanlarını bu yolla rahatlatanlar.


3- Gerçek kürk giymeyle bir derdi olmadan geniş geniş, rahat rahat giyenler.
Deri ve kürk tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok büyük bir endüstri. Türkiye’de bugün deri, yünlü deri, kürk ve yan kolları alanında
23 binin üzerinde işletmede, yaklaşık 400 bin kişi çalışıyor. Sektör yaklaşık 5 milyar doları aşan büyüklükte bir pazarı temsil ediyor. Üretimin büyük bölümü ihraç ediliyor ama üreticiler iç pazarda da şanslarını denemek için yeni markalar kurup, mağazalar açıyor. Türk ünlülerine giydirirsek halkın dikkatini çekebilir miyiz diye düşünerek bu yönde bir pazarlama faaliyeti yürütüyorlar.
Bazen ortalama 4-5 bin lira değerindeki kürklü palto direkt ünlüye hediye ediliyor, bazen de stil danışmanı aracılığıyla ulaştırılıyor. Söz konusu kürklerin parka görünümü, tamamının değil de yakasının, kapüşonunun, içinin kürk olması, turuncu, mor, yeşil gibi absürt renk seçenekleri, kürk giyip çakılmamasını isteyen ünlü için bir avantaj. Çünkü zamane kürkleri uzaktan sahte yani pelüş gibi duruyor. Doğan görünümlü Şahin gibiler yani...

Dikkat çektiği zaman da “Aaa bu gerçek değil şekerim” diye geçiştirilebiliyor.
Ama fiyatlarından da anlaşılacağı üzere Elçin Sangu’nun kürkü gerçek...


Tıpkı Özge Ulusoy,

Işıl Reçber,

Hande Erçel’in kürklerinin olduğu gibi...