Hediyeler, iltifatlar, mum ışıklı yemeklerle ilk günkü heyecanı öldürmemeye çalışıyoruz. Peki bu 'aşkı öldürmemek için' yapılanlar işe yarıyor mu? Yoksa bütün bu çabalar boşuna, hatta zararlı mı?Birçok çift, ilişkilerini yürütmek için uğraşıyor ve ilişki yürümeyince de kendini becerisizlikle suçluyor. Oysa bir ilişkinin bitmesinin bambaşka nedenleri var. Yakınlık, sevgi, saygı, güven, uyum gibi kavramlarla aşk, cinsellik, ihtiras gibi kavramlar...
İşte aşkın 4 temel yalanı:
İlle de romantizm
Eğer 'Beni sadece romantik bir ilişki mutlu eder' diye bir bakış açısıyla hayata bakıyorsanız, daha çok bakarsınız. Çünkü romantizm, her koşulda, her durumda, hayatın her döneminde insanı mutlu edemez. Ayrıca, her ilişkinin 'kurtuluşu' romantizmden geçmeyebilir.

Olduğu gibi kabul edememek
Aslında tek bir 'aşk' veya 'sevgi' biçimi yok. İnsan her şeye aşık olabilir. Aşk zamanla şekil değiştirir. Bir çocuk için aşk, el ele tutuşmayla eş değerdeyken, bir genç için cinselliği çağrıştırabilir. Tıpkı aşk gibi, cinselliğin de farklı boyutları var. Bu nedenle ilişkinizi birtakım 'kurallara' veya 'kalıplara' oturtmaya çalışmayın.

Teknik meselesi
'Her işin bir tekniği var canım. Kitapta okumadın mı?' diyenlerdenseniz, ilişkiniz çoktan bitmiş demektir. Her adımınızı kitaplara göre atmaktan vazgeçin. Herkes için geçerli olan belli kalıplar, kurallar yok. Bunlar yalan! Bu nedenle yatağa girmeden önce okuduğunuz 'Dokunma Yolları' adlı kitabı rafa kaldırmaya ne dersiniz?

Uzun süreli çekim
Bir ilişkide yakınlık, sevgi, saygı, güven, uyum gibi kavramlarla aşk, cinsellik, ihtiras gibi kavramlar bir arada yürütülemez. Eğer aynı heyecanı, aynı aşkı, aynı cinselliği 30 yıl sonra da yaşadığınızı söylüyorsanız, yalan söylüyorsunuz.

Öneri : Her şey eskisi gibi olmak zorunda değil, olamaz da. Her şeyin eskisi gibi olması için mücadele etmek boşuna. Mutlu olmak için ilişkiyi olduğu gibi kabul etmek iyidir.