(1894 İstanbul-1971 İstanbul)yazar. Öğrenimini Mercan İdadisi ve Darülfünun'da tamamladı. Bir süre Sadaret Kalemi'nde kâtiplik ve Dahiliye Nezareti'nde Talat Paşa'nın hususi kalem memurluğunda bulundu (1912-1913). I. Dünya Savaşı'nda 4. Ordu Kumandanı Cemal Paşa'nın özel isteği üzerine yedek subay talimgâhından Suriye'deki karargâhına hususi kâtip olarak alındı (1914). Bu cephedeki bozgundan sonra savaşın son yılında Cemal Paşa'nın, Bahriye nazırlığına getirilmesi üzerine, hususi kalem müdürlüğüne atandı (1918). Bir süre de Heybeliada Çarkçı Mektebi'nde Türkçe öğretmenliği yaptı. Necmettin Sadak'la birlikte kurduğu Akşam gazetesinde (20 Eylül 1918), Millî Kurtuluş Savaşı'nı destekleyen yazılar yayımladı. Daha sonra Ankara'ya geçti. Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde başyazarlık görevine getirildi. Bolu'dan milletvekili seçilerek (1923) parlamentoya girdi. Tek parti döneminde CHP'nin organı Ulus gazetesinde başyazarlık yaptı. Ankara'dan milletvekili seçildi (1923-1950). Bir süre Yeni İstanbul gazetesinde yazdıktan sonra Bedii Faik'le birlikte kurduğu Dünya gazetesinde başyazarlık yaptı (1952-1971). İlk gençlikleri II. Meşrutiyet yıllarına rastlayan çoğu yazar gibi, edebiyat ve politika ilişkilerinin iç içe göründüğü, eski ile yeninin amansız savaşlar içinde bulunduğu bir sorunlar döneminde yetişmişti. Falih Rıfkı ve kuşağı, bu kargaşa içinde hürriyetçiliği, Enver Paşa'nın arkasından gitmek, vatanseverliği Alman generallerinin emrine girmekten başka ufuklarda arama gücünü Mustafa Kemal Paşa'yı tanıdıktan sonra buldular. Tarih, gelenek ve kurumlarıyla birlikte çökme süreci tamamlanmakta olan imparatorluğun yapısındaki 50-60 yıllık çatışmada doğan güçlere yeni bakış açıları kazandırdı. Falih Rıfkı da gelişen güçlerin parlak isimlerinden biri olarak genç yaşta geniş ün yaptı. 19 yaşında Tanin gazetesinin yazı kadrosuna girmiş, 24 yaşında Akşam gazetesinin kurucuları arasına katılmıştı. Önce İttihat ve Terakki liderlerinin, sonra Mustafa Kemal Paşa'nın yakınları arasında bulunmakla, tarihimizin en hareketli iki döneminde olayları çok yakından izleme olanağı kazandı. Liderlerin kişiliklerini, gözlediği olayları edebiyattan gelmiş bir kalemin renkliliği içinde yansıtmasını biliyor, işlediği konulara geniş açılardan bakma yetkinliğiyle eğilirken yalın, değişik, anlaşılır bir dil kurmayı da başarıyordu. "Zeytindağı" ve "Çankaya"nın, bu özelliklerin sergilendiği yakın tarihimizin ilginç belge kitaplarından biri olma niteliği kazanması, usta anlatımıyla gözlem türlerinde de bu ustalığı ve renkliliği koruduğu, dilimizin özleşme akımı içinde üstün yerleri olan örnekler verdiği söylenebilir. Başlıca yapıtları: "Ateş ve Güneş" (anılar, 1918), "Faşist Roma, Kemalist Tiran, Kaybolmuş Makedonya" (gezi notları, 1930), "Deniz Aşırı" (gezi notları, 1931-1938), "Yeni Rusya" (gezi notları, 1931), "Zeytindağı" (anılar, 1932), "Moskova - Roma" (gezi notları, 1932), "Roman" (1932), "Eski Saat" (fıkralar, 1933), "Bizim Akdeniz" (gezi notlar, 1934), "Taymis Kıyıları" (gezi notları, 1934), "Tuna Kıyıları" (gezi notları, 1938), "Hint" (gezi notları, 1944), "Niçin Kurtulmamak?" (fıkralar, 1953), "Başveren İnkılâpçı" (inceleme, 1954-1958), "Çile" (fıkralar, 1955), "Atatürk'ün Bana Anlattıkları" (anılar, 1955), "Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri" (anılar, 1955), "Babanız Atatürk" (1955), "Çankaya" (2 cilt, 1969), "Batış Yılları" (anılar, 1963), "İnanç" (yazılar, 1965), "Atatürk'ün Hatıraları 1914-1919" (1965), "Kurtuluş" (konuşmalar, 1966), "Atatürkçülük Nedir?" (1966), "Atatürk Ne İdi?" (anılar, 1968), "Bayrak" (1970).