Fatih Sultan Mehmet, 49 yaşında hayatını kaybetmiştir. Bu ölüm için tüm dünya ve Türk tarihi açısından ***et elim diyebiliriz. Çünkü, eğer biraz daha yaşayabilseydi dünya tarihi ve bugünkü coğrafya çok farklı bir halde olacaktı.
Fatih Sultan Mehmet biraz daha yaşasaydı, İtalya seferine çıkmayı düşünüyordu. Arkasında olan iki halefi Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Süleyman, İtalya fethini akıllarına bile getirmemişlerdir. Biri İran ve Mısır’ı diğeri de, Macaristan ve Almanya’yı aklına koymuştur.
Bu kararlar padişahların kaprisi değil sadece o dönem ki şartlar nedeni ile oluşmuştur. Bu şartlar, Türkiye ve Türkmenistan’ın birleşmesi gibi bir hadiseye zemin hazırlamıştır. Türk olmakla birlikte şii bir İran’ın, Türkiye ile Türkistan, yani Batı ve Doğu Türk aleminin arasına girmesi bunun en büyük nedenidir. Anadolu’nun Marmara çevresi, Trabzon, balkanlarda pek çok nokta ile doğu Anadolu’da olan yerlerin alınması ile Osmanlı tarafından ebediyen Türkleşme operasyonu yapılmıştır.
Bu Türkleşme o kadar sağlam temeller üzerine kurulmuştur ki, 1. Dünya savaşı sonrası Türkiye asla sömürgeleşememiştir. Bugün yaşadığımız bu toprakların ve güçlü Türkiye’nin kurulabilmesinin sebeplerinden en önemli şahsiyeti Fatih Sultan Mehmet han’dır. Fatih, saltanatını 30 sene, 2 ay, 14 gün sürdürmüştür. Fatih, saltanatı boyunca her günü, her anı değerlendirmiş ve Türklüğün temellerini atmıştır. Kanuni Sultan Süleyman, Fatih’in yaptığı şeyleri yapmaya cesaretinin olmadığını Damat İbrahim Paşa’ya açıkça söylemiştir.
İstanbul’un fethinden sonra 1453 yılında Osmanlı imparatorluğu 964 bin kilometre kareye çıkmıştır. Fatih’in ölümünde ise, imparatorluk 2.214.000 kilometre kare olmuştur. Fatih, Rönesans devrinin büyük imparatoru ve hükümdarı olarak çok anılmıştır. Fatih’in bilim ve sanatı himaye etmesi Avrupa tarafından daima övgü ile karşılanmıştır. İstanbul’da olan saray Avrupalı bilim ve sanat adamları ile dolup taşardı. Bu yedi lisan bilen çağdaş ve bilgili hükümdara sahip olduğumuz için ne mutlu bize.