Çocuk sahibi olma ile ilgili problemi olmayan erkeklerde de görülebilen varikosel, infertilite açısından çok daha fazla önem taşıyor. Varikosel nedir?
Yapılan araştırmalarda çıkan çarpıcı sonuçlara göre erkek kısırlıklarının yüzde 40’ına yakınında varikosel saptanıyor. Sessiz, sedasız bir şekilde ilerleyen varikosel erken yaşlarda çocuk sahibi olduktan sonra ilerleyen yaşla birlikte ikinci çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerde sperm parametrelerinde bozulma yaratarak kısırlığa yol açabiliyor.
Dünya sağlık Örgütü’nün 1992 yılındaki verilerine göre, 9043 erkekte yapılan semen analizi incelemelerinde, sperm parametreleri bozuk olan erkeklerin yüzde 25’inde ve normal sperm parametrelerine sahip erkemlerin yüzde 12’sinde varikosel tespit ediliyor. Bir başka çalışmada ise, kısırlık şikâyeti ile başvuran erkeklerin yaklaşık yüzde 35-40’ında varikosel tespit ediliyor.
Bunun yanında varikoseli olan erkeklerde erken yaşlarda çocuk sahibi olduktan sonra ilerleyen yaşla birlikte ikinci çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerde sperm parametrelerinde bozulma nedeniyle infertiliteye yol açabildiğini belirten Bahçeci Tüp Bebek Merkezi doktorlarından Yard. Doç. Dr. Tansel Kaplancan “Tüm bu sonuçlar dolayısıyla özellikle infertilite de varikosel son derece önemli bir sorun olarak çiftlerin karşısına çıkıyor” dedi.
Varikosel rahatsızlığının genellikle bir şikayete yol açmadığını belirten Yard. Doç. Dr. Kaplancan: “ Bazı erkeklerde testiste baskı şeklinde ağrıya neden olabilir. Genellikle çocuk sahibi olmak isteyen ancak 1 yılı aşkın bir süre düzenli ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamayan erkeklerde fizik muayenede kolayca varlığı tespit edilebilir. Bazı erkekler kendileri bir testisin diğerine göre daha büyük ve ileri derecede artmış damar yapısını fark ederek doktora başvurabilirler” dedi.
Varikosel, ileri derecede artmış damar yapısı varlığı ile anlaşılıyor. Bu anatomik olarak testisin damar yapısı ile ilgili bir durumdur. Genellikle uzun boylu ve zayıf erkeklerde yine anatomik yapıyla ilgili olarak sol testiste ortaya çıkıyor. Varikoseli basit olarak bacak damarlarındaki genişlemenin testiste görülen biçimi olarak tanımlanıyor. Ancak nadir durumlarda karın içerisinde büyüyen bir kitlenin damarlara bası yapması sonucu testis damarlarında aşırı genişleme de oluşabiliyor.
Bu nedenle aniden gelişen artmış damar yapısı varlığında ve sağ testiste gelişen artmış damar yapısında batın içerisinde kitle varlığının araştırılması gerekiyor.
Belirtilerin, testistin etrafında artmış damar yapısının varlığı ile elle muayenede basitçe anlaşılabildiğini belirten Yard. Doç. Dr. Kaplancan: “Genel olarak 3 kategoride değerlendirilir. Ancak 2-3 kategorideki damar yapısında olan varikoselin operasyonla düzeltilmesi önerilir. Ayrıca damar yapısının incelenmesini sağlayan bir ultrason aracılığı ile tespit edilir. Ayrıca mutlaka hastaların değerlendirmesinde 2 kez sperm analizi ile sperm yapılarının değerlendirilmesi yapılmalıdır. Bazı erkeklerde sperm sayımının aşırı etkilendiği ve hatta spermin hiç dışarı çıkmadığı durumlarla karşılaşılabilir. Bu gibi durumlarda varikosel dışında altta yatan başka nedenlerin araştırılması mutlaka gereklidir” dedi.
Tedavi, kasık bölgesinden yapılan mikroskobik cerrahi yöntem ile genişlemiş damarların bağlanması ile yapılıyor. Ameliyatta genel anestezi altında mikroskop kullanılması operasyonda damarların daha net olarak tanınmasını ve testisi besleyen arterin dikkatli bir şekilde korunmasını sağlıyor. Bu yöntemle yapılan cerrahi müdahalede başarı şansı yüksek, tekrar etme oranı ve komplikasyon oranı düşüktür. Hastalar operasyon gününde hastaneden taburcu olabilir, iki-üç gün sonra işe dönebilirler.
Bütün varikoseller tedavi edilmemesi gerektiğini belirten Yard. Doç. Dr. Kaplancan, “Örneğin sperm sayısını azaltan başka nedenler mevcutsa öncelikle bu nedenlerin tespit edilerek düzeltilmesi gerekir. Bunun dışında azoospermi olarak adlandırdığımız sperm sayısının “0” olduğu durumlarda da varikoselin tedavi edilmesi halen tartışmalıdır. Azospermi yapan nedenlerin mutlaka araştırılması gerekir. Çünkü varikosel tek başına sperm sayısını “0” yapacak kadar testisin üretimini bozmaz” açıklamasını yaptı.
Sperm sayımının artması için ameliyatlardan sonra kabul edilen bekleme süresi 3-6 ay olduğunu belirten Yard. Doç. Dr. Kaplancan, “6 aydan sonra sperm kalitesi ve sayısı artmamışsa daha uzun süre beklemek bir fayda sağlamayacaktır” dedi.