Düslerimi gecenin koynuna serpiyorum...
Aglayan yüregimin sesini kimseye duyurmamak adına
/sessizce yanıyorum.../
Hayallerim solgun, kurumus yaprak misali dökülüyor umut dalından...
Ama topraga saplanmış köklerinde kurumaya niyet yok...!
...
Napalım..
kalbime düsen nasip meczup diye anılmakmış...
Ask renginde odalarınıboyamakmış...
Ucsuz bucaksız bir yolculuga cıkıyorum...
Deli divane gönlümün semtinde geziniyorum...
Yikik dökük harabemde özümü anlıyan kac kisi barınır ki...?
Kac el dokunmustur bu zamana kadar yüregimin gizli köşelerine...?
Kac bakış delip gecmistir suretimi...?
"..."
Sus gönül sus...!
Kendi kendini yaralarsın...
Payına düsen hasreti nimet bil kendine...!
...
Issız ve siyaha boyanmıs olsada gönül odalarım..
uzaktan los bir ışık sızar en derinlere...
Yaslarım başımı yorgun bir bilinmeze...
Yarına ne kadar kaldı...?
Yarın var mı...?!?
Yarında barınanlar derdime derman mi...?
...
Gectigim yollara kimseler ugramaz oldu...
Hadi yüregim sana en yakışanı susmak...
Sessizce yaşamak...!