'Delirmek için çok uğraşanlar,
Akıllanmayı göze almazlar
'Delirmek için çok uğraşanlar,
Akıllanmayı göze almazlar
Sır
düşündüm
düşündüm
düşündüm
düşümde düşündüklerimi düşündüm
düşümde düşündüklerimi de düşündüm
sonra hepsini düşürdüm
ve üşüdüm !
geriye ne düş kaldı
ne düşünce
okudum
okudum
okuduklarımı yeniden okudum
yeniden okuduklarımı da okudum
sonra hepsini yüreğime dokudum
yüreğimde dokunacak yer kalmadı
dokunsalar inan ağlayacaktım !
işte o yüzdendir ki
hep sağanak yağmurlara kaldım
vurgun yedim iliklerime dek ıslandım
sustum hiç konuşmadım
sular artık durulur sandım
bendini aştı içimdeki dilsiz çağlayan
akıntıya kapılıp sürüklendim kaç zaman
çok uzaktı yakınlarım
an geldi tutunamadım
dipsiz bir kuyuda buldum sonra kendimi ben
ne ip uzatan oldu elime
ne merdiven
yazdım
yazdıklarımı yeniden yazdım
sonra yeniden yazdıklarıma baktım
yazdıklarımla kalakaldım
kış ortasında yaz'dım !
aldırmayıp denize daldım
nasıl da beyazdı umutlarım
hepsini beyaz köpüklere sardım
kıskanıp güneşi arama girdi bulutlar
hem içimde hem dışımda koptu fırtınalar
kıyıdaki taşlara vurdukça deli dalgalar
köpükler dağıldı ben dağıldım
tepemde koklaşan bir çift martının
sevdaya kanat çırpışlarında kaldım
ne mavi duydu sesimi
ne beyaz
artık
düşünmekten yoruldum
hala okunup yazılacak öyle çok şey var ki !
düşsüzüm düşüncesizim
dalgınım ve yalnızım
bakma sen !
temmuzda bile üşürüm bazen
aslında bilmiyorsun
düş ile düşünceyi
çaktırmadan zulama sakladım
yalancı değildim aslında ben
kim bilir
belki de kocaman bir yalandım
şu yalan dünyaya kandım
ne çıkar bundan
varsın olsun
yalan da olsam
yine de gökyüzü mavi deniz mavi
inadına da beyaz benim umutlarım
içimdekilerle çok kalabalığım
şimdi söyle bakalım !
nedir bu yaşamla verip alamadığım ?
çok okuyanlar da vardır anlamadan
düşünmeden çok konuşanlar da
çok yazanlar da
çok kazananlar da
söyleyemediklerinin dışında
kim neyi götürebilmiş ki yanında ?
isteyip alamayanlar
istemesini bilemeyenlerdir
bunu sakın unutma !
son bir sorum daha var sana
sevmeyi öğrenememişlerden
sence kaç kişi vardır ki çok sevilen ?
bakma sen
susmak çok konuşmaktır bazen !
tatlı dile kanma sen
bakmasını bilirsen eğer
iyi okuyabilirsen
inan
gözler hep doğruyu söyler
bakma sen bana
bakma sen !
kandıysam eğer ben
işte yalnızca ona kandım !
yandıysam bil ki
ben yalnızca ona yandım !
Sır
Susacaklarım başkaydı...
içimin kalabalığında hüküm giymişken ve saklamak isterken sancımı
ve susamışken bir düşe...düştüm...
en kanayan yanıma sığınırken..düştüm..
Matem havasına bürünmüş susuşlarımı sunacakken yar(sız)lığıma...
Ellerimi saracakhüznümü saklayacak
Yansız bir düşe muhtacım şimdi..!
Satır aralarına gizliyorum birikmiş pişmanlığımı...
En içli ağıtlara yaslanıyorum
Bakışlarım nem kokuyorrutubetli...siyaha boyanmış...
Araf simsiyah...!
Günceme siyah düşler bulanıyor
Karanlık hırpalıyor ruhumu...
Sözlerim düşüyor...
Meryem iffetle susuyor
Gözlerim susuyor...
Ey yar..!
'susacaklarım var sana'
duy/ma beni....!
Sır
Deli gömleği giydirilmiş bir ın son perdesindeyim şimdi!
Henüz son sözleri söylenmemiş
Bakireliğine dokunulmamış bir hayatın kriz noktasında kalbim
Görüyorum
Aşk nasırlarını gösterdi artık bana
İyi niyetliyim yine de.
Yiten bir sevginin ardından tüm mutlulukların onda kalması dileğimle
En uzak şehir sensin şimdi
En uzak kıta
Konuşabileceğim en zor lisansın ama dilimde dönmez yokluğuna
Sır
Savur saçlarından birikmişliği
Git hadi. Git!!
Gidebildiğin yerler senin olsun.
Bir daha gelme bari.
Bırak bana hasretini.
Bırak sana içimde dolup boşalan gözü yaşlı nefretimi!
Bir kerede sen unutsan beni ne olur ki?
Bir kerede sen saplayıp gitsen hançerini.
Sen kaç 24 saatin sonunda "yeter bu kadar" diyebildin ki hayata?
Kaç kere döktün yanlızlığa ağlaya ağlaya?
Sen yoksun ya yarım kalmış bir hikayeyim şimdi nihayeti eksik.
Böyle darmadağın böyle yetim ümitlerim
Biraz kan kırmızısı gözlerim.
Baya yaralı kalbim
Kanmam artık yalancı düşlere
Sen gittin ya bir şeyler yanlız kaldı koskoca dünyanın en yaralı kalbinde.
Herşey seni unutmak adına şimdi
Unutamadığım yerde düşüp boğulmak uçurum bir tan kurtulup yangın bir aydınlığa atlamak gibi
Sır
Sen hiç kapkara bir gecenin ortasında gündüzü iple çektin mi?
Aradın mı kaybedileni uçsuz bucaksız çaresizliklerin en can alıcı noktasında?
Tüylerin diken diken oldumu herhangi bir da? geldik
Üzüldün mü?
Bir zamanlar gönlüne baharı getireni hatırladığında.
Hayatı yeşillendirmeye çalışırken tek bir sözüyle siyaha boyayan adam !
Çok mu kızdın bana?
Bir daha uğramayacak mısın yoksa buralara?
Daha son sözümü söylememiştim oysa .
Sır
Kara çalınmış günlerin ertesinde ellerinde güneşlerle gelen yar!
Hiçbir Harfi Sensiz Bir Cümleye Kurban Etmedim !
Huzuru içirdiğin yüreğim şimdi hüznü içiyor ellerinden bilesin!
Yüreğine kanatlanan yüreğin kanadı kırıldı kanıyor
Sır
Ah suskuların şahı
Bir çözebilsem boynuma doladığın sessizliğin düğümünü
Bir yudum harf düşse hisseme alfabenden
Yalın ayak çıktığım yokuşlarında düşmeden bir yürüyebilsem
Öyle bir acı ki bu! nasıl anlatılır bilmem
Kırsan kırılmaz büksen bükülmez
Ateşler yakmaz sular söndürmez!
Söylesene yar!
Hasretini adımlasam kaç adımda biter?
Sır
Bilemessin ki
Akla sığdıramazsın bu denklemi
Nasıl anlatayım ki daha hal-i pür-melâlimi
Sen yine sükutu giyin yar!
Dilersen hiç konuşma
Ben kelamlarımı çürüttüm yolunda
Çarpsada bir tokat gibi yüzüme her harfi yoluna heceledim
Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim
Söz verdim ben bu yüreğe
Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim!
Sır
Duvağını açtım hüznümün
Öykülerimi astım kapı arkasındaki paslı çiviye
Hayallerim zaten naftalin kokar bilirsin
Bir bir özenle katlamıştık hatırlar mısın ?
Her mutluluğun arası bir tutam naftalin
Her mutluluğun arası bir tutam sen
Her sen yeni bir hüzün
İşte öyle .
Görüyorsun
Yine aynı ben
Yine gece
Ve kendin olamadığın gölgenle cebelleşiyorum tüm mecalsizliğimle
Sır
Şu anda 29 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 29 misafir)