Hani moraliniz bozuk olur uzanırsınız amaçsızca tavana bakarısınız ya... O sırada içeriden gelen bir ses ödünüzü koparır. Hemen kalkar bakarsınız ve bunun bir hayvan olduğunu görürsünüz ya..
Benim gördüğüm küçük (ama şişman) tavşanımızdı... Masum masum bakıyordu bana. "Uzun zamandır benimle ilgilenmiyorsun." diyordu o kırmızı gözleri. Yanına çömeldim ve özür dileyip onu sevmeye başladım. Önce başını sonra kulaklarını ve karnını.. Artık sevilme vaktinin bittiğiini anlayınca dişlerini derimde hissettim. Tam kızıp vurucaktım k kafasına hafifçe... Dişlerini batırmadığını sadece dişleriyle elimi tuttuğunu fark ettim.
Biraz daha sevdim. Karnını kafasını ensesini burnunu... Aldım kucağıma sarıldık biraz... Bir yandan dertlerimi anlatıyordum kulaklarını geriye yatırıp üzgün görünüyordu. Sonra "unut artık" dercesine bir anda hareketlenip üzerimde tepiniyordu. "Bak bir de ne oldu..." dediğimde anında duruyor kulaklarını geriye atıp dinlemeye devam ediyordu. Kafesine koyduğumda elimi yalamaya başladı.
Tam kafesinde uzanıp terk edilmeye razıyken 2 kez daha okşadım. Yine uzun bi yalama seansı. 2 kez gıdıkladım ve yine yaladı. Sonra kafesinden çıkıp burnunu burnuma getirdi gözlerini bana dikti. Yanağımı yalayıp tekrar kafesine girip uzandı...
Hayvanın yüzüne 2 ay bakmayıp sonra 10 dk sevince sana gösterdiği sevgiye bak. Bir de bir insana 2 ay verebileceğin tüm sevgiyi verdiğinde 10 dakikada attığı kazıklara bak... "Hayvan" bir iltifamış meğer. "İnsan ol!" ise bir hakaret. Bunu yeni fark ediyorum... Hayvanın davranışları kontrolsüzdür belki ama yırtıcı bile olsa sevginin değerini bilir. İnsan ne kadar evcil de olsa bilmiyor sevginin değerini..