Herkesin bildiği bir söz vardır:
“Küçük insanlar kişilerle uğraşır ve büyük insanlar fikirlerle uğraşır!”
Bizim topraklarda siyaset son yıllarda salt kişi odaklı yapılır oldu. (Dikkat edin
haberler de öyledir; klişeleşmiş bu durum insanlarda bıkkınlık yaratıyor. İnsanları apolitik hale getiriyor.)
Örneğin… “Erdoğan kötü” hakikatini kaç kez daha tekrar ederek kitleleri harekete geçirebilirsiniz? Yoksa, kitlelerde bıkkınlık mı yaratırsınız? Ayrıca…
Sorun salt Erdoğan’ın kişiliğinden mi kaynaklanıyor? Uyguladığı zalim siyasal-ekonomik politikaların ideolojik yapısını ne oluşturuyor? Sadece dincilikle geçiştirebilir miyiz?
Salt kişi üzerine odaklanmaktan bunları konuşamıyoruz. Bu nedenle…
İnsanları un-ufak eden bu zalim ideolojik hegemonyanın takipçisi “milliyetçi” ya da “halkçı” bir partide olunca alkışlanıveriyor! Bu ne yaman çelişki anne!..
Baksanıza…
MHP’de genel başkanlık yarışında tek argüman var; “Devlet Bahçeli yapamıyor!”
Ama kimse neden yapamadığının ideolojik sebebini söylemiyor! Örneğin…
“Özelleştirme” adı altında yapılan soygunlara ses çıkarmayan bir “milliyetçi”parti olabilir mi? Bahçeli bunu yaptırdı. Sizler… Bahçeli’nin ağzından gelir dağılımı adaletsizliğine karşı çıkan tek cümle duydunuz mu?
Burada asıl meselem, Erdoğan ya da Bahçeli’yi yazmak değil. Okuyucuların daha geniş perspektiften bakmalarını sağlamak; derine derine kazmalarını sağlamak…
Şöyle…

CIA’nın hedefi
Türkiye’de pek ilgi görmese de, dünya Panama’dan sızan offshore (paravan) hesapları konuşuyor.
Peki, neden Panama?
Sorunun yanıtı aslında basit. Yasadışı işleri için offshore hesapları kullananlaryüksek gizlilik istiyor. Panama’nın da aralarında olduğu bazı Latin Amerika ülkeleri bunu karşılıyor. Öyle ki, kimilerinin yasalarında offshore gizliliğini ihlal etmek suç haline gelmiş durumda.
Sıradan bir bankada çalışandan daha az kişinin istihdam edildiği, buna rağmen milyar dolarların ülkeye girdiği sistemi, bu ülkeler kendilerini ekonomik olarak rahatlatmak için teşvik ediyor. Bu nedenle dünyadaki lisanslı offshore bankaların yarısı Latin Amerika ve Karayip’te bulunuyor.
Gelelim ikinci meseleye:
Söz konusu hesapların hukuki durumu kafa karışıklığı yaratıyor. Zira offshore hesapları kullanmak uluslararası hukukta suç değil. Birçok işadamı da çeşitli nedenlerle bu sistemi kullanıyor.
O halde, neden dünyada fırtınalar kopuyor. Şundan…
Vergi kaçıranlar, yolsuzluk yapanlar, kara para aklayanlar da, offshore hesaplarını kullanmayı tercih ediyor. Yasadışı paralarını bu şekilde sisteme sokuyorlar. Bu yolla gizleniyorlar. Ve bunların paralarının izini sürmek zorlaşıyor.
Peki…
Bu bilinmedik bir sır mı? Hayır, ABD ve İngiltere ekonomisinin bu sistemin kurucusu ve kollayıcısı olduğu sır değil.
Tamam. İyi de niye Panama Belgeleri dünyayı sarstı. Bizzat CIA başta olmak üzere bu belgeleri dünyaya servis etti.
İşte asıl mesele bu.
Kişiler üzerinden değil fikirler üzerinden tartışma yapmazsak bunun yanıtını bulamayız.
Şöyle…

Vatandaşlıktan çıkan ABD’liler
“Offshore hesaplar” deyince meselenin büyüklüğü pek anlaşılmayabilir.
Şöyle anlatalım…
ABD Vergi Adaleti Merkezi ve Kamu Çıkarı Araştırma Grubu geçen aylarda bir rapor yayınladı. Rapora göre, en zengin listesinde yer alan ilk 500 şirketinoffshore hesaplarda tuttukları kârlarının toplamı 2,1 trilyon dolara ulaşıyor!
Eğer bu kârlar, offshore hesaplarda değil, kendi ülkelerinde tutulsa 620 milyar dolar vergi olarak devletlere döneceği hesaplanıyor. Örneğin…
Apple’ın offshore hesaplarda tuttuğu para 181 milyar dolar, General Electric’in 119 milyar dolar, Microsoft’un 108 milyar dolar, Pfizer’ın 74 milyar dolar…
En zenginler dünyada kazandıkları parayı ülkelerine götürmek yerine offshore cenneti ülkelerdeki şirketlerine taşıyor ve bu sayede vergiden kurtuluyor. Apple’ın bunu yapmasa ödeyeceği verginin 59 milyar dolar daha fazla olacağı tahmin ediliyor.
Dünyaya gelirsek, offshore sızıntısında 170 ülkeden 130 bin ismin offshore hesaplarında 32 trilyon doları bulunduğu ortaya çıktı.
İş o noktaya vardı ki, kılıfına uydurmak için 2005-2010 yılları arasında 4 bin zengin ABD’linin vatandaşlıktan çıktığı görüldü!
Yani…
Yanisi şu:
Kapitalizm; artık kaçak, kendi koyduğu yasalardan bile kaçan, insanlığı tehdit eden bir sistem haline geldi.
Kapitalist devletler kendisini zenginlerden değil, ücretli çalışanlardan finanse eder hale geldi.
Kapitalizmin “görünmez eli”nin çok kirli olduğu ortaya çıktı.
Buna tepkiler, kimi ülkelerde iktidar değişimlerine neden oluyor. İşte…
Kimsenin şans vermediği sosyalist Bernie Sanders’ın ABD’deki başarısı bunu gösteriyor.
Kapitalizm, “kumar ekonomisi” denen neoliberalizmden kendini kurtarmaya çalışıyor. Panama Belgeleri’nin özü bu!
Bizler ise hâlâ “Erdoğan” diyerek, “Bahçeli” diyerek kişiler üzerinden siyaset yapmayı sürdürüyoruz! Görmeyi öğrenmeliyiz.
Evet…
Küçük insanlar kişilerle, büyük insanlar fikirlerle uğraşır!