Irak savaşı sırasında Saddam’ın kimyasal füze fırlatması bekleniyordu. Sayın devletimizden fayda olmadığı için, sayın ahalimiz kendi göbeğini kendisi kesmiş, “tavuk dedektörü” kullanmaya başlamıştı. Herkes kapısına balkonuna tavuk bağlıyordu, sabah uyanınca ilk iş tavuklara bakılıyordu, tavuk gıdaklıyorsa, kimyasal füze atılmamış, tavuk ölmüşse, işte o fena… E tabii uyanıklar devreye girdi, İstanbul’da İzmir’de ne kadar cami varsa, hepsinin avlusundaki güvercinleri arakladılar, sınırdaki şehirlerimize götürdüler. Güvercinlerin kimyasal silaha karşı daha duyarlı olduğu palavrasını yaydılar. Tanesi 10 liradan güvercinleri kakaladılar. O dönemi yaşamayan gençler abarttığımı zannedebilir ama, uçan balon gibi ayağına sicim bağlanmış martı fotoğrafı bile vardı gazetelerde… Koca koca üniversitelerin koca koca profesörleri, “ahaliye niye gaz maskesi dağıtmıyorsunuz” diyeceklerine, kedi ve köpeklerin de erken uyarı sistemi olarak kullanılabileceğini tavsiye ediyordu. Sanırsın kediler awacs’tır. Bazı yurttaşlarımız işi sağlama bağlamak için, kimyasal füze sızmasın diye kapıyı pencereyi naylonla kapladı, soba zehirlenmeleri filan oldu.
*
Çok şükür ki, Akp geldi.
*
Makus talihimizi yendi.
*
2004 senesinde, iktidara gelir gelmez “astronotların kurtarılması ve uzaya fırlatılmış araçların geri verilmesi hakkında kanun” çıkardılar. İnanmayan, internet arşivinde bulabilir, Resmi Gazete’de yayımlandı. Hatta “başka işiniz yok mu birader” dediklerinde… Asrın liderimiz izah etmişti, “uzay faaliyetlerimizin hukuki zemine oturtulması büyük önem arzediyor” demişti.
*
Bilahare, 2005 senesinde, asrın liderimiz Savunma Sanayi İcra Komitesi’ne başkanlık yaptı, tarihi kararlar alındı, bütün gazeteler manşetten verdi. Buna göre… 2008’de yüksek irtifa uçağı geliştirecek, 2009’da milli fırlatma sistemiyle roket geliştirecek, 2014’te milli roketle uzaya uydu gönderecek, 2015’ten itibaren Türk astronotlarını uzaya gönderecek, 2020’de uzay gemisi yapımına başlayacaktık.
*
İş o kadar ciddiydi ki, 2006 senesinde Türk Dil Kurumu başkanımız ciddi ciddi kafa yordu, Amerikalıların astronot dediğini, Rusların kozmonot dediğini, Çinlilerin taykonot dediğini belirterek, bizim de uzay adamlarımıza “gök-men” dememiz gerektiğini izah etti.
*
2010 senesinde, asrın liderimizin emriyle, tıpkı Türk Hava Kuvvetleri gibi, Türk Uzay Kuvvetleri’nin kurulacağı müjdelendi. Türkiye’nin en geç 2020 senesinde milli ve bağımsız uzay gücüne sahip olacağı duyuruldu.
*
2011 senesinde, asrın liderimizin talimatıyla “Ay’da ve diğer gök cisimlerindeki faaliyetleri düzenleyen anlaşma” imzalandı. Birleşmiş Milletler Anlaşması’na göre, Türkiye Cumhuriyeti ay’a inebilecek, isterse Satürn’e bile inebilecekti, gezegenlerde maden arayabilecekti, kaza olursa, bir başka devletin uzay aracı bizim uzay aracına zarar verirse, hasarı ödeyecekti. Hadi canım olur mu böyle saçma şey diyenler… 11 Haziran 2011 tarihli, 27961 sayılı, birinci mükerrer Resmi Gazete’ye bakabilir, karar numarası 1843.
*
2011 senesinde, asrın liderimiz “Ankara uzay başkenti olacak” dedi. “İki sene içinde faaliyete geçmesini planlıyoruz” dedi. Yani bu hesaba göre, Ankara’da üç senedir uzay üssümüz var!
*
Gene 2011 senesinde, Türk Hava Kurumu başkanımız “sloganımız var, gelin hep beraber uzayda yeni bir Türkiye kuralım, arkamızda hükümetimiz var, hayaldi gerçek oldu, en geç 2023’e kadar uzay mekiği yapacağız, uçacağız, gideceğiz, döneceğiz, 2023’ten önce test uçuşlarına başlayacağız” dedi.
*
2012 senesinde, asrın liderimiz pilot montu giydi, burundan pırpırlı yerli malı eğitim uçağı Hürkuş’un kokpitine oturdu, başparmağıyla tamam işareti yaptı, “hamdettim, şükrettim, bugünleri de gördük” dedi, fotoğraflar çekildi, canlı yayınlar yapıldı, tören bitti, uçağı ittire ittire hangara götürdüler, çünkü, uçaktı ama, sadece kaportası uçaktı, henüz uçmuyordu, hâlâ uçmuyor.
*
2013 senesinde, ulaştırma bakanımız Binali Yıldırım, uzayda elektrik üreteceğimizi açıkladı, “2023 hedefimiz uçak yapımı ve uçurtulmasıdır, 2018’de kendi imalatımız olan uyduyu yörüngesine göndereceğiz, 2035’e kadar uzaya güneş panelleri yerleştireceğiz, bunlarla elektrik üretip, enerjiyi radyo frekans dalgalarıyla yeryüzüne ulaştıracağız” dedi.
*
Geçen sene… Ahmet Kiziroğlu “milli uzay ajansı kuruyoruz, sadece semalarımızda değil, artık uzayda da herkesle rekabet edeceğiz” dedi.
*
Geçen ay… Ahmet Kiziroğlu “en geç üç aya kadar milli uzay ajansı kuruyoruz” dedi.
*
Netice kardeşim?
*
Başbakanlık Afet Koordinasyon Başkanlığı, Kilis için “bilinçlenin” başlığıyla özel broşür hazırladı, Kilis’te yaşayan vatandaşlarımıza hava savunma sistemimizi tarif etti: “Saklanın!”