Bugün mübarek cuma'ya uygun bir giriş yapayım:
Hz. Muhammet minbere çıkar gür sesiyle seslenir:
“Ey diliyle Müslüman olup da, kalbine iman nüfuz etmemiş olan münafıklar. Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira, kim Müslüman kardeşinin kusurunu araştırırsa, Allah da onun kusurlarını araştırır. Allah kimin kusurunu araştırırsa, onu evinin içinde insanlardan gizli bile olsa rezil eder.”
Kuşkusuz konuyu Erdoğan-Davutoğlu kapışmasınagetireceğim.
Ama. Bu hadisi bilerek anımsattım:
Sanırım 25 yıldır İslami hareketler konusunda araştırma yapıyorum. “Eziyet Edilerek Yalnızlığa Yükseltilen Bir Siyasal Liderin Portresi: Erbakan” gibi kitaplar yazdım.
Erbakan'ı son yıllarında yalnız bırakanlar kimdi, biliyorsunuz. Erdoğanlar!
Erdoğan, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra sürekli Erbakan'ı eleştirdi:
– Erbakan'ın partide herkesten biat istemesini eleştirdi.
– Erbakan'ın partiyi padişah gibi yönetmesini eleştirdi.
– Erbakan'ın her kongrede tek aday çıkmasını istemesini eleştirdi.
– Erbakan'ın Milli Gazete'ye, Kanal 7'ye müdahalesini eleştirdi. (Erbakan'a Milli Gazete ve Fethullah Gülen'e de Zaman gazetesinin manşetleri faksla gönderilirdi; onay alındıktan sonra gazete basılırdı.)
– Erbakan'ın emirlerini yerine getirmeyenleri görevden almasını eleştirdi.
Uzatmayayım…
Erdoğan, dün Erbakan'a yönelttiği eleştirilerin hepsini bugün kendi yapmıyor mu?
– AKP'lilerden biat istemiyor mu?
– AKP'yi padişah gibi yönetmiyor mu?
– Parti içi demokrasiyi umursamayıp her kongrede tek aday çıkmasını istemiyor mu?
– Havuz medyası kurmuyor mu? (Sabah gazetesinin manşetlerini çıkmadan önce gördüğü iddia ediliyor!)
– Ve isteklerini yerine getirmeyen Davutoğlu gibi isimleri görevden almıyor mu?
Hadis ne diyor:
Kişi kınadığını yaşamadan ölmez!
Başlayabiliriz…

Davutoğlu korkuttu

AKP'liler birbirlerine şunu soruyor:
“Davutoğlu'nun hatası neydi ki başbakanlıktan alındı?”
Var mı yanıtı olan?
Olduğunu sanmam!
Biliniyor ki, Davutoğlu hatası-kusuru nedeniyle koltuğundan alınmadı.
Peki, Davutoğlu'nun üzeri niye çizildi?
Çünkü:
– Erdoğan, küresel sermayeninDavutoğlu'na desteğinden korktu.
– Erdoğan, ABD ve AB'nin Davutoğlu'na desteğinden korktu.
– Erdoğan, AKP'nin gün geçtikçe Davutoğlu'nu desteklemesindenkorktu.
Yani, Erdoğan gücünü kaybedeceğinden korktu.
Yani, Erdoğan Saray'a “hapsedilip pasifleştirileceğinden” korktu.
Erdoğan'ın yakın çevresinin Davutoğlu için “Sezar'ı bıçaklayan Brütüs” tanımı yapması da, bu korkuları artırdı!
Bakınız..
Son yıllarda “bilir bilmez” olan kamuoyu şirketleri yine bir çalışma yayınladı:
“Halk Erdoğan'ı destekliyormuş, Davutoğlu'nu kabul edememiş!”
Sanırım kamuoyu araştırma şirketleri inandırıcılık konusundaartık geri kazanılamayacak bir noktaya düştü. Çünkü…
Başta AKP içinde olmak üzere Davutoğlu'nun yıldızının parladığıbir gerçek.
Erdoğan'ın bu son operasyonunun AKP'de kırılmalara yol açtığı bir gerçek.
Erdoğan bunu bildiği için “kongreye tek adayla gidilecek” şartını koymayı ihmal etmemesi bir gerçek.
Bugün…
Kimileri için Erdoğan'ın Davutoğlu'nu “görevden alması” sürpriz olarak görülüyor.
Heyhat!
Bu köşeyi dikkatli takip edenlerşunu biliyor:

Sürpriz değil

Tarih: 7 Ağustos 2015.
Bu köşede “Gölgedeki Davutoğlu”başlıklı yazımda dedim ki:
– Meselenin gizlisi saklısı yok; CHP yönetimi AKP ile koalisyon hükümeti kurmak istiyor. Bu konuda “açık çek” veriyor. Keza, Davutoğlu da bu koalisyonu istiyor; niyetini o da gizlemiyor. Bu koalisyona karşı çıkan isim belli; Erdoğan!
– Davutoğlu “emanetçi” kimliğini üzerinden atıp koalisyonu kurmasa da, artık Erdoğan tarafından üzeri çizildi! (Söylentilere göre; Emine Erdoğan'ın, Sare Davutoğlu'nu sevmemesinin de bunda katkısı var!)
– Şurası bir gerçek ki; her zorba güç yalnızca kendi isteğinin-yaptığının onaylanmasını ister.
Davutoğlu'nun gölgede yaşayıp yaşamadığını yakında göreceğiz…
Dedim…
Keza…
“Saray'a Hapsedilme Korkusu”başlığı altında şunları yazdım:
– Erdoğan, partisi AKP'nin avucunun içinden alınmasını istemiyor. Ne demek “avucunun içinden alınmak”?
Biliniyor ki: AKP bir parti değil bir dönemin ANAP'ı gibi, “kâr odaklı politik şirket!”
Biliniyor ki: AKP'liler parayı dağıtanın çevresinde birleşir; yani kurulacak hükümetin!
“İhaleyi veren düdüğü çalar” diye özetleyebiliriz bu durumu…
Evet, Erdoğan, ipleri başkasının eline bırakmak istemiyor.
Dedim…
Bitmedi…
Yine bu köşede, “Davutoğlu'nun Planı” başlığı altında 9 Ekim 2015'te şunu yazdım:
– “AKP yanlısı” denilince aklıma hemen “hangi AKP” sorusu geliyor!?
Erdoğancı mı? Davutoğlucu mu? Gülcü-Arınççı mı? Hangisi?
Evet… Anladınız. Dilimin altında bir şey var…
– Hakan Fidan'ın üzerini kimin çizdiğini biliyoruz; Erdoğan!
Hakan Fidan'ın arkasında kimin olduğunu biliyoruz;
Davutoğlu!
– Yazın şunu bir kenara:Erdoğan'ın aksine Davutoğlu tek başına iktidar olmak istemiyor.
Davutoğlu, CHP ile koalisyon hükümeti kurup Erdoğan'ı sarayına hapsetmek istiyor!
Dedim.
Ayrıca…
Tarih: 22 Nisan 2016.
“Erdoğan mı kazanacak,
Davutoğlu mu kazanacak” diye sordum.
Soru hâlâ gündemdedir.
Erdoğan ani çıkışıyla hata yaptı!
Uzun vadede kaybedendir; Davutoğlu'nun “can simidi” olduğunu kavrayamadı.
Çünkü:
Ölçüyü her zaman kendi elinde tutan kişi, gerçek ağırlığı unutur!
AKP uçurum kenarındadır.